Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken dosya üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporu ile eksper raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, binanın yıkılmasına karar veren kamu otoritesinin yalnızca yıkıma karar verdiğini, binanın deprem öncesi durumu ile deprem sonrası durumu arasındaki deprem güvenliği farklılığına ilişkin bir değerlendirme içermediğini, binanın yapısal sorunları ve mevcut yönetmeliklere uymaması nedeni ile yıkılıp yapılmasının yasal olarak iyileştirme olup Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında olmadığını, bina deprem hasarı görmemiş olsaydı da ilgili kamu kurumlarına müracaat edilmesi halinde binayı depreme dayanıklı duruma getirmek için yine yıkım kararı verileceğini, dolayısıyla riskli yapı kararı ile deprem arasında bir nedensellik ilişkisi olmadığını ileri sürerek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını talep etmiştir. C....
Aynı yasanın 3. maddesinde, Doğal Afet Sigortaları Kurumu düzenlenmiş, maddede, bu kanuna göre sunulacak sigorta ve reasürans teminatlarının Bakanlık nezdinde kurulan kamu tüzel kişiliğe haiz Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından verileceği, 7. maddede ise, kurum tarafından verilecek teminatlara yer verilmiş ve zorunlu deprem sigortası teminatının münhasıran Kurum tarafından verileceği belirtilmiştir. Yasanın üçüncü bölümünde Zorunlu Deprem Sigortası üst başlığı İle 10. maddede kapsam ve sigorta yapma zorunluluğu düzenlenmiş, düzenlemenin 1. fıkrasında, 23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı KMK kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya sağlanan kredi ile yapılan meskenlerin zorunlu deprem sigortasına tabi olduğu belirtilmiştir....
Davalı vekili; müvekkilince alınan ilk ekspertiz raporunda taşıyıcıda (kolonda) meydana gelen hasarın malzemenin kalitesizliğinden ve binanın yaklaşık 20 yıllık bina oluşundan kaynaklandığını, hasarın deprem sebebiyle oluşmadığını, ikinci ekspertiz raporunda ise binada meydana gelen hasarların zeminin oturması nedeniyle oluştuğunu, davacıya deprem sebebiyle oluştuğuna karar verilen 6.535,00 TL hasar bedelinden 1.400,00 TL muafiyet tutarı düşülerek 16/01/2015 tarihinde 5.135,00 TL ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, deprem nedeniyle davacının zararının 6.535,00 TL olduğu, davalı tarafça 5.135,00 TL ödendiği, davalının davacıya 1.400,00 TL ödemesi gerektiği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 1.000,00 TL'nin 30.11.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zorunlu deprem sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir....
yeniden son başvuru yapıldığını, davacıların deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacının mağduriyetinin devamlılığına neden olduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen sigorta...
son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacının mağduriyetinin devamlılığına neden olunduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen sigorta bedelinin...
yeniden son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararının DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, bununla birlikte davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkilimize raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacının mağduriyetinin devamlılığına neden olduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında...
yeniden son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacının mağduriyetinin devamlılığına neden olunduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen sigorta...
yeniden son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacıırı mağduriyetinin devamlılığına neden olunduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen sigorta...
yeniden son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacının mağduriyetinin devamlılığına neden olunduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen sigorta...
yeniden son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacıların mağduriyetinin devamlılığına neden olunduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen...