Yargılama sırasında ise davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalının söz konusu tarihler aralığında DASK sigortası yaptırmadığından dolayı ihtiyari deprem sigortasının da geçerli olmayacağını ifade etmesi TMK'nın 2. Maddesinde yazılı dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın bu tarz kötüye kullanılması hukuken korunamaz. İhtiyari Deprem Sigortası Poliçesi tanziminden sonra gerçekleşen deprem nedeniyle binanın hasar gördüğü, anlaşılmıştır....
Apartmanı, Zemin Kat, 33 numaralı daireyi davalı bankadan kullandığı konut kredisi ile aldığını, söz konusu dairenin 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihinde meydana gelen depremlerde hasar gördüğünü, daha önce dava konusu dairenin davalı banka tarafından zorunlu deprem sigortasının yaptırıldığını, ancak süresi bittiği halde davalı banka tarafından yenilenmediğini, bu nedenle dairenin deprem sigortasının bulunmadığını ileri sürerek 1.000,00 TL maddi tazminatın deprem tarihi olan 23.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının evinde deprem nedeniyle oluşan hasarın ödenmemesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, zorunlu deprem sigortası yaptırma yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu savunmuştur....
Sigorta A.Ş. eksperi tarafından düzenlenen 01.11.2011 tarihli Deprem Ekspertiz Raporu'nda; ilk deprem sonrası binada sadece boya, dış cephe ve zemin seramik hasarları için 10.520 TL tazminat ödemesi yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmış olması da yukarıda verilen sonuçları doğrulamaktadır. Yine ilk deprem sonrası Van Valisi ile diğer yetkililerin, büyük bir depremden sonra fay hattının enerjisini boşalttığını, bu nedenle yıkıcı bir deprem beklenmediğini bildirip, evlere girilebileceğini basın yolu ile ifade etmeleri, ilk deprem nedeniyle yurt içinden ve yurt dışından gelen yardım kuruluşu görevlileri ile gazetecilerin ve bu arada bir kısım kamu görevlilerinin güvenli buldukları için ......
Öte yandan; davacı tarafından bu konuda gerekli diğer yönetmelikler düzenlenmeden deprem bölgeleme sistematiğinden vazgeçilmesinin tekniğe, hukuka ve kamu yararına aykırı olduğu iddialarına ilişkin olarak yapılan incelemede; ülkemizin deprem ülkesi olarak nitelendirildiği gerçeği dikkate alındığında; deprem tehlikesinin ülkemizin her metrekaresinde tespit edilebilmesi, yeni yapılacak yapıların deprem tehlikesine karşı tasarlanması, mevcut yapıların bu bilinçle güçlendirilmesi suretiyle deprem riskinin azaltılması faaliyetlerinde kullanılmak üzere Türkiye Deprem Tehlikesi Haritasının ve buna ilişkin parametre değerlerinin tespit edilmesinin amaçlandığı, bu amaç doğrultusunda ülkemizin deprem geçmişi, deprem konusundaki son 20 yıllık hukuki ve teknik gelişmelere bakılarak, deprem konusunda başarılı olan ülkelerin de (ABD ve AB ülkeleri gibi) bölge teriminden uzaklaşarak daha hassas ve uygulanabilir yöntemleri kullandığı (SHARE projesi, Avrupa Deprem Tehlike Haritası) göz önüne alınarak...
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, deprem nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası ile birlikte istenen ve borçlunun yokluğunda kabul edilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. İDM'ince yukarıda özetlenen biçimde davalıların yokluğunda davacıların ihtiyati haciz talebini kabul etmiş davalı Turgay vekili 01/12/2021 tarihinde itiraz etmesi üzerine dosya üzerinde verilen 06/12/2021 tarihli kararla itirazın reddine karar vermiştir. 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince resen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede; Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır....
Tahkim Heyetince, taşınmazda oluşan riskin deprem nedeniyle meydana gelmediği yapısal kusurlardan dolayı meydana geldiği, deprem hadisesi ile riskli bina tespiti arasında illiyet bağı kurulmadığından davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Tahkim Heyetince, davalının sorumlu olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmışsa da hüküm kurmaya elverişli değildir....
G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, deprem nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati haczin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. İlk Derece Mahkemesi'nce yukarıda özetlenen gerekçelerle ihtiyati haciz isteğinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı istinaf isteminde bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince resen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle ve istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır....
Poliçesi” nedeniyle depremde hasar gören binada oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir....
Bunun yanında davalı, binayı zamanındaki deprem yönetmeliğine uygun yapsaydı değişen yönetmelik nedeniyle sadece güçlendirme inşaatı ile yapının güvenilirliği sağlanabilecekken ayıplı ifa yüzünden yıkım ve yeniden yapım zorunluluğunun ortaya çıkması karşısında, yapı eski yönetmelik hükümleri uyarınca yapılmış olsa bile yeniden inşa edilecek binanın mevcut deprem yönetmeliği uyarınca yapılma mecburiyetinin bulunması ve bunda davacı yana atfı kabil hiçbir kusur bulunmaması, aksine davalının kusurlu ifası nedeniyle, gerekmediği halde yeniden yapım için mevzuat değişikliğinden doğan zarara tümüyle davacının katlanmasının beklenmesi de uygun değildir. Belirttiğim sebeplerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır... 587 Sayılı KHK kapsamında zorunlu deprem sigortasına tabi binaların yangın sigortasına ek olarak verilen isteğe bağlı deprem ve yanardağ püskürmesi teminatında sigorta şirketi, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle zorunlu deprem sigortası poliçesine esas teşkil eden teminat limitinin üzerindeki tutardan (artan sigorta bedeli) sorumludur...” ibareleri yer almaktadır. Dosya kapsamında davacıya 23.4.2008 tarihinde kullandırılan 48 ay vadeli konut kredisi nedeniyle dava konusu taşınmaz için düzenlenmiş 24.4.2008-24.4.2009 ve 24.4.2009-24.4.2010 tarihlerini kapsayan iki adet zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut ise de, 24.4.2010 tarihinden sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut olmayıp ... ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür....