Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2017 NUMARASI : 2014/611 ESAS 2017/40 KARAR DAVA KONUSU : Teminat Mektubu Bedelinin Depo Edilmesi (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki teminat mektubu bedelinin depo edilmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı şirket yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

Mahkemece, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 09.05.2014 tarih ve 2013/9281 E., 2014/3631 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, somut olayda, mahkemece, depo emrinin verildiği güne kadar asıl alacak, faiz ve ... masrafları hesaplattırılıp, borçluya İİK'nın 158. maddesine uygun olarak, takip konusu borç ve fer'ilerini açıkça gösteren ve borcun ... gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği uyarısı içeren bir depo emri tebliğ edilmesi ve oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, borç ve fer'ilerin miktarı itibariyle anılan hükme uygun düşmeyen depo emrine dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur....

    Hukuk Dairesinin 07.06.2016 tarih, 2015/16459 E. ve 2016/10246 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu, keza davanın depo talebiyle açıldığı gözetildiğinde çeklerden bir kısmından kaynaklanan alacağın davadan önce nakdi alacağa dönüşmesinin de sonuca etkili olmadığı, taraflar arasında akdedilen GKS ile asıl borçlunun teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden sorumlu tutulduğu, davacı bankanın GKS kapsamında riski de bulunduğu gözetildiğinde asıl borçluya yönelik depo talebinin yerinde olduğu, davacı banka, teminat mektubu bedeline ilişkin depo talebinden davalı kefilin de sorumlu olduğunu iddia etmişse de GKS'de bu yönde açık bir hüküm bulunmadığından davalı kefilin depo isteminden sorumlu olmadığı gerekçesiyle davacının davalılara yönelik çek depo talebinin reddine, davacının davalı kefile yönelik teminat mektubu depo talebinin reddine, asıl borçlu şirkete yönelik teminat mektubu bedelinin depo edilmesi talebinin ise kabulü ile 810.000,00 TL teminat mektubu bedelinin davalı asıl borçlu...

      depo edilmesi için depo emri çıkarılması talep edildiği halde mahkemece Tarsus 1....

        Mahkeme ise davacının bu iddiası konusunda delillerini toplamadan ve bedelde muvazaa iddiası konusunda bir inceleme yapmadan tapuda gösterilen satış bedeli 90.000 TL’nin depo edilmesi için davacıya kesin süre vermiş ve önalım bedeli süresinde depo edilmediğinden davanın reddine hükmetmiştir. 20.6.1951 gün ve 13 / 5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince önalım bedelinin yargılamanın sonuna kadar hakimin belirleyeceği süre içinde yine hakimin gösterdiği yere depo edilmesi gerekir. Ne var ki satış bedeli konusunda muvazaa iddiası varsa önce bu hususun açıklığa kavuşturulması, bu konudaki uyuşmazlık giderilmeden depo kararı verilmemesi gerekir. Muvazaa konusundaki uyuşmazlık çözülmeden bedelin depo edilmesi için verilen sürenin hukuki değeri yoktur....

          Ancak; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın kamulaştırma bedeli 370.077,49 TL olarak tespit edilmiş olup, bozma öncesi depo edilen bedelin mahsubu ile kalan 17.655,36 TL’nin depo edilmesi için idareye süre verilmesi gerekirken hesap hatası sonucu hesaplanan 25.185,42 TL’nin davacı idarece depo edilmesi için verilen süre içinde depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir, Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR VE GEREKÇESİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; "...Davalı vekilince taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacının çalıştığı depoda 05/01/2018 tarihinde şirket yetkilileri tarafından yapılan sayımda 3 çeşit cipsin kayıtlarda gözüküyor olmasına rağmen depoda bulunmadığının tespit edilmesi üzerine bu ürünlerin kontrolünden sorumlu depo personeli olan davacının ürünlerin yerinde olduğunu beyan ettiği, yapılan sayımda ürünlerin yerinde olmadığı tespit edilmesi üzerine davacının savunmasında bu ürünleri bir gün önce müşteriye verildiğini, fatura ve irsaliyesinin kesileceğini belirttiği, davalı tarafça davacının güven sarsıcı hareketinden dolayı sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği, davalı tarafça davacının 04/01/2019 tarihli fesih konusu olay sebebiyle savunma istemi formu ve davacının bu savunma istemine istinaden el yazılı savunmasında "bayi toplarken hangi ürünü aldım hangi ürünü almadım emin olamadığımdan ötürü toplamayı iş yoğunluğu...

            Fesih bildiriminde yer alan gerekçelerden davacının fesih işleminin cep telefonu ile konuştuğu ve iş pantolonun üzerinizde olmadığı, mesai saatleri içinde sigara içtiği, palet tamiri ve yanıcı depo bölümünde sigara içtiği tespiti ile iş sağlığı ve güvenliği tedbir ve kurallarını hiçe sayarak yanıcı depo alanında sigara içerek tesisin can ve mal güvenliğini tehlikeye atması iddiasıyla 4857 Sayılı İş Kanununun 25/II maddesi (ı) bendi hükümlerine dayandırıldığı, ilk iki eylemiyle ilgili uyarı ceza verildiği, 31.01.2020 tarihli eyleminde ise, palet tamiri ve yanıcı depo bölümünde sigara içtiğinin tespit edilmesi üzerine iş akdinin feshedildiği, davacı tanığının, amirlerinin kendilerine kısa molalarda sigara içebilirsiniz dedikleri halde davacıya izin vermediklerini, davacı çalışırken davalı şirkette sigara içmek için ayrı bir alanlarının olmadığını beyan ettiği, davalı işverence hangi alanlarda ne zamanlarda sigara içilebileceği, hangi alanların sigara içmek için tehlikeli olduğu bilgisini...

            Mahkemece, dava konusu taşınmazların kamulaştırılmasına yönelik davanın bedel depo edilmemesi nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de idarenin benzer davalarda kamulaştırma bedelini istinafa giderken depo ettiği, mevcut davada da bu durumun olmasının muhtemel olup dava sonucunun beklenmesinin hedef sürenin aşılmasına neden olacağı ve kamulaştırma bedelinin depo edilmesi halinde mevcut davanın konusuz kalacağından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, hükmün, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür....

            BOZMA İLAMI Dairemizin yukarıda tarihi ve numarası belirtilen kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5 Hukuk Dairesi'nce Dairemizin kararı ''tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de, davacı idare vekilince sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra 05.02.2020 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, taraflara davanın esası hakkında beyanları sorularak ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporları denetlenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir.'' gerekçesiyle bozulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu