Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekili, müvekkilinin mahkemece kararlaştırılan parayı davalı banka şubesine depo etmesi sonrasında sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacıya ait taşınmazların davalı Teiaş tarafından kamulaştırılması nedeniyle ...1. ve 3....

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/12/2006 tarihinde verilen dilekçeyle tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/05/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....

      İİK'nın 158. maddesine göre depo emrinin, verildiği güne kadar alacağın esas ve eklentileri hesaplattırılıp, buna göre bulunacak miktar üzerinden verilmesi ve bu miktarın ... gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği ihtarını içermesi gerekir. Mahkemece verilen depo emrinde, ... dosyasındaki borcun asıl alacak, faiz ve diğer giderleri ile birlikte ... dosyasına ödenmesi veya mahkeme veznesine depo edilmesi istenilmiş olup; asıl alacak, işlemiş faiz, ... masrafı ve vekalet ücreti kalemlerinden oluşan meblağ açıkça belirtilmediğinden çıkartılan depo emri İİK'nın 158. maddesi hükmüne uygun değildir. Öte yandan, davalı şirket hakkında açılan ... bu iflas davası ile ilgili gazetede yapılan ilanlarda, iflası istenen davalı şirketin ismi yazılı olmayıp, hangi şirketin iflasının talep edildiği anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek davalı şirketin iflasına karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir. Belli edilen günde temyiz eden davalı vekili Av. .... ile karşı taraftan davacı vekili Av. .....geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi....

          DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLLERİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli) DAVA TARİHİ : 02/10/2020 KARAR TARİHİ : 11/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08/09/2021 tarih ve ................. Esas ............... Karar sayılı gönderme kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir ( 5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)....

            ya ait olduğu belirtildiğinden ... mirasçıları Ayten ve ...’ya karşı açılan müdahalenin meni istemli davanın birleştirilmesine karar verilmiştir....

              DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmir ili Karabağlar ilçesi Bozyaka mahallesi 159 cilt 15547 sayfa 21M1B pafta 30916 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, belediyenin ıslah imar planı uygulaması sonucu taşınmazı davacı satın almadan önce 30916 ada 6 parsel üzerine 25/02/1987 tarihinde davalıların murisi Ahmet İZMİR lehine 0,00345 TL (3.450 Eski TL) ipotek tesis edildiğini, taşınmazı davacının 30/06/2010 tarihinde ipoteği kabul ederek satın aldığını, ipotek bedelinin depo edilmesi sureti ile taşınmaz kaydında bulunan ipoteğin fekkine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı hakkında iflas yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emri tebliğine rağmen itiraz edilmediği, takibin kesinleşmesi üzerine iflas istemli davanın açıldığı, davalının depo emrine esas teşkil edecek borcunun hesaplandığı, yapılan tebligata reğmen borcun ödenmediği, bu durumun ödeme kaabiliyetini kaybettiğine kesin karine sayıldığı, davalının iflasa tabi kişilerden olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48. maddesinde; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır....

                gereğince kefaletin asıl borçlunun sözleşmeye yönelik tüm borçlarını kapsar şekilde düzenlendiği, bu haliyle teminat mektupları ve iade edilmeyen çek garanti bedellerinin depo edilmesi bakımından asıl borçlu ile birlikte sorumlu oldukları gözetilerek, kefil- davalılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece aksi yönde hüküm kurulması doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

                  Mahkemece 02/12/2016, 26/12/2016 ve 21/02/2017 tarihli celselerde tespit edilen 723.494,67 TL kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için idareye süre verildiği, 24/11/2017, 13/12/2017, 04/01/2018, 23/02/2018, 30/03/2018, 25/05/2018, 13/07/2018 ve 20/09/2018 tarihli celselerde tespit edilen 524.837,02 TL kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için idareye süre verildiği, 06/11/2018 tarihli celsede 1067 ada 101 parsel sayılı taşınmaz yönünden 393.505,79.TL, 1067 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden 284.039,31 TL olmak üzere toplam 677.545,10 TL kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için davacı idareye Kamulaştırma Kanunu 10/8 maddesi gereğince 15 günlük kesin süre verildiği, kesin süre ihtarını içeren tutanağın 14/11/2018 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla daha önce verilen sürelerde depo edilmesi gereken bedel ile son verilen sürede depo edilmesi gereken bedel farklı olduğundan iki kez süre verildiğinin kabulü mümkün...

                    UYAP Entegrasyonu