Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/201 Esas KARAR NO : 2021/209 DAVA : Delil Tespiti DAVA TARİHİ : 20/11/2021 KARAR TARİHİ : 22/11/2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan delil tespiti talepli davanın yapılan dosya incelemesi sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde; tespit isteyen müvekkilinin----- aleyhine tespit isteneneler tarafından izinsiz olarak kullanıldığını, ---------görüştüğünü belirterek, aleyhine tespit istenen firmanın öncelikle bu hususta müvekkiline ----- hususla--- men edilmesi gerektiği ve tespitten sonra ---- katıldığı----- bildirilmesi ve tecavüzun tespitinden sonra da --- istenen------aldığı tüm mali hakların ve aldığı desteklerin delil tespiti zımnında tespitine, müvekkili adına tespit isteyen tarafından kullanıldığının tespiti halinde,---- olup olmadığının ve müvekkilinin tarafınca edindirmesi durumunda mülkiyet hakkının ihlalinin değerlendirilmesini ve bu hususun maddi değer olarak hesaplanmasını, aleyhine tespit istenen...

    Tespit davası başlı başına bir dava iken delil tespiti bir dava içinde kullanılacak delillerin tespiti için başvurulan bir yoldur. Nitekim davaya konu olayda da istek, dava şeklinde değil mahkemenin değişik işler esasına kaydedilerek değerlendirilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’nun 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır. Aynı yasanın 427. maddesinde de temyizi kabil kararlar sayılmış; nihai kararların temyiz edilebileceği belirtilmiştir. Delil tespiti kararı nihai kararlardan olmadığından temyizi mümkün değildir. Açıklanan bu nedenle temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      nin, bir inovasyon şirketi olup huzurdaki davada taraf sıfatı bulunmadığını, delil tespiti dosyasında da talep eden sıfatı dahi bulunmadığını, delil tespiti dosyasına sunulan talep dilekçesinden, davacı taraf nezdinde lisanssız ... programı kullanımına ait ihlal datası bulunduğu görülmekte olup ... tarafından işbu ihlal datasına istinaden delil tespit talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve gelir elde etme gayesiyle bu davanın açıldığını, davacı tarafın, tebligat yapılmaksızın müvekkili şirkete gelinmesinin delil tespiti amacını aştığını iddia etsede bu iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve delil tespiti işleminin hukuka uygun yapıldığını belirterek davanın öncelikle husumet itirazları kapsamında usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince; Delil tespiti ve ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine, dair karar verildiği anlaşılmıştır....

          Delil tespiti isteyenin haklarını korumak için zorunluluk varsa veya acele hallerde mahkemece karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılabilir, ancak bu durumda mahkemece delil tespiti tutanağının ve bilirkişi raporunun bir sureti derhal karşı tarafa tebliğ edilmelidir. Dava öncesinde yaptırılan tespit dosyasında delil tespit tutanağı ve bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmemiştir. Davalı tarafa tebliğ edilmeyen delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilemez. Hal böyle olunca, mahkemece; davacının uğradığı zararın kapsamı ve miktarının tespiti bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile davalının yokluğunda yapılan ve tebliğ edilmeyen tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....

            Nihai karar niteliğinde olmayıp, delil tespiti konusundaki kararlara karşı istinaf kanun yolu açılmamıştır. Nitekim bu husus, HMK'nın 341. maddesinin gerekçesinde de, "...Bu yapılırken, tüm geçici hukuki koruma kararlarına değil, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bakımından istinaf denetimi kabul edilmiş, bunların dışında kalan delil tespiti, defter tutulması ve mühürleme işlemi yapılması gibi hukuki korumalar için bu imkan tanınmamıştır" denilmek suretiyle konu açıklığa kavuşturulmuştur. Davacı vekili, ihtiyati tedbir yoluyla, davalı şirkete ait kayıt ve belgelere el konulmasını da istemiştir....

              Somut uyuşmazlıkta delil tespiti talep eden vekilinin isteminin; akde aykırılık iddiasına dayandığı, taraflar arasındaki sözleşme ve eki delilleri sunulduğu görülmekte ise de; sözleşme uyarınca tüm dijital gelirlerin tespitinin delil tespiti yoluyla değil ancak esas hakkındaki yargılamada karşı tarafın savunma ve delilleri incelendikten sonra değerlendirilebilecek bir husus olmakla mahkemece bu aşamada delil tespiti isteminin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden, delil tespiti isteyen vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....

                Karşı taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir." şeklinde düzenlemeler mevcuttur. Delil tespiti kararları, nihai karar olmadığından, bu kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Aleyhine delil tespiti talep edilen taraf, delil tespiti kararına karşı tebliğden itibaren bir hafta içinde itiraz yoluna gidebilir. Bu itiraz, delil tespiti kararını vermiş olan mahkemece incelenip karara bağlanır. Mahkeme, delil tespiti isteminde hukuki yararın ve delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varırsa, delil tesbiti isteminin reddine karar verir. Bu red kararına karşı da istinaf kanun yoluna başvurulamaz....

                Her ne kadar açılacak davayla ilgili delillerin tespiti ile birlikte, ihtiyati tedbir isteminin değerlendirilmesi için de delil tespiti istenmiş ise de, bu istem HMK'nın 400. vd. maddelerinde düzenlenen delil tespiti istemine ilişkin olup, bu konuda mahkemece verilen kararın HMK'nın 341. maddesi uyarınca istinafı kabil olmadığından, istinaf dilekçesinin reddi gerektiğinden, mahkemenin delil tespit isteminin reddine dair kararına yönelik istinaf itirazları incelenmemiştir....

                  Nihai karar niteliğinde olmayıp, delil tespiti konusundaki kararlara karşı istinaf kanun yolu açılmamıştır. Nitekim bu husus, HMK'nın 341. maddesinin gerekçesinde de, "...Bu yapılırken, tüm geçici hukuki koruma kararlarına değil, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bakımından istinaf denetimi kabul edilmiş, bunların dışında kalan delil tespiti, defter tutulması ve mühürleme işlemi yapılması gibi hukuki korumalar için bu imkan tanınmamıştır" denilmek suretiyle konu açıklığa kavuşturulmuştur. Davacı vekili, ihtiyati tedbir yoluyla, davalı şirkete ait kayıt ve belgelere el konulmasını da istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu