Delil tespiti kararlarına karşı yasal olarak herhangi bir itiraz yahut istinaf/temyiz yolu düzenlemesi bulunmamaktadır. Delil tespiti, ileride açılacak veya açılmış olan bir davayla ilgili delilerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla kabul edilmiş bir kurumdur. Delil tespiti hukukî niteliği itibarıyla bir dava olmayıp geçici hukukî himaye tedbiridir. Delil tespitine ilişkin talep, bir dava olmadığı gibi talebin incelenmesi sonucunda verilen karar da nihai bir karar değildir. Delil tespiti, 6100 sayılı HMK’nın 400 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 403. maddesinde karşı tarafın tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebileceği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararda, sehven değişik işe kaydedilen dosyanın esasa kaydedilerek yargılamanın devam edeceğinin belirtilmesi ile ilgilidir....
Karşı taraf tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir." şeklinde düzenlemeler mevcuttur. HMK'nın "istinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlıklı 341/1. maddesinde "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir." şeklinde düzenleme mevcuttur. Delil tespiti kararları, nihai karar olmadığından, bu kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Aleyhine delil tespiti talep edilen taraf, delil tespiti kararına karşı tebliğden itibaren bir hafta içinde itiraz yoluna gidebilir. Bu itiraz, delil tespiti kararını vermiş olan mahkemece incelenip karara bağlanır. Mahkeme, delil tespiti isteminde hukuki yararın ve delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varırsa, delil tesbiti isteminin reddine karar verir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/08/2014 NUMARASI : 2014/47-2014/49 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı delil tespiti davasına dair karar, talep eden tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, tesisin ... A.Ş. tarafından hukuka aykırı olarak işletildiğinin tespiti, haksız işgalci konumunda olan şirketlerin haksız el attığı çevre taşınmazların tespiti, çevre taşınmazlara mahal listesine ve kira sözleşmesine aykırı olarak davalılarca kum ve mıcır yığmak, araç park etmek, yol olarak kullanmak suretiyle el atıldığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece delil tespiti isteminin reddine karar verilmiş, karar talep eden B.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Delil tespiti isteyenin haklarını korumak için zorunluluk varsa veya acele hallerde mahkemece karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılabilir, ancak bu durumda mahkemece delil tespiti tutanağının ve bilirkişi raporunun bir sureti derhal karşı tarafa tebliğ edilmelidir. Dava öncesinde yaptırılan tespit dosyasında delil tespit tutanağı ve bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmemiştir. Davalı tarafa tebliğ edilmeyen delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilemez....
Bu kapsamda delil tespiti kararları nihai kararlardan olmadığından temyizi mümkün olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 18.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
kapsamında risk tespiti yapıldığından bahisle yıktırılmasına karar verildiğini belirterek söz konusu yapının riskli yapı olup olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkeme, davacının istemini delil tespiti olarak değerlendirmiş olup mahkemenin değişik iş sırasına kaydetmiştir. 6100 sayılı .. nun 106. maddesinde tespit davası düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “ ...” Yukarıda anılan Kanunun 400 vd. maddelerinde ise delil tespiti kurumu düzenlenmiştir. Delil tespiti ise, ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin, bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp güvence altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş bir müessesedir. Dosya incelendiğinde, davacının istemi delil tespiti olmayıp dava ve temyiz dilekçelerinden açıkça anlaşılacağı üzere .. 'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğindedir....
Delil tespiti dosyasının içeriğinden, bu raporun davalı yana tebliğ edilmediği, davalı yanın yargılama aşamasında delil tespitini kabul etmediği,davanın reddini istediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu, davalı aleyhine bir delil olarak kabul edilemez. Mahkemenin, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmaksızın, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm oluşturması anılan nedenlerle isabetli bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; başka bir uzman bilirkişiye yeni bir bilirkişi raporu hazırlatmak, davalı yanın itirazlarını karşılayan, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor hazırlamasını sağlamak; oluşacak sonuç dairesinde bir karar vermektir. Yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan delil tespiti raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Delil tespiti kararı, nihai bir karar olmadığından temyiz edilemez. Fakat karşı taraf, delil tespiti kararı icra edilinceye (delil tespiti yapılıncaya) kadar delil tespiti kararına itiraz edebilir. Delil tespiti kararı icra edildikten sonra, hem delil tespiti kararına hem de delil tespiti işlemine itiraz edilebilir (HUMK m. 373 c. 1). İtiraz, delil tespitini yapmış olan mahkemeye yapılır. Delil tespitine itiraz bir süreye bağlı değildir. Delil tespitine itirazdan önce dava açılmış ise, bu itiraz, davanın açılmış olduğu mahkemeye yapılır ve o mahkeme tarafından incelenir. Karşı taraf, delil tespiti yolu ile alınmış olan bilirkişi raporuna itiraz ederse, delil tespitini yapmış olan mahkemenin, aynı bilirkişiden ek rapor istemesi gerekir. Aksi hâlde, itiraza uğramış olan bilirkişi raporu, davada delil olarak kullanılamaz. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun, 10.02.2010 tarih ve 2010/13-26 E., 2010/73 K. sayılı kararında da aynı ilkeler vurgulanmıştır....
Delil tespiti istemleri, HMK'nın 400 ve devamı maddelerinde düzenlenen geçici hukuki korumalardan olup, delil tespiti istemi üzerine verilen kararlar nihai kararlardan olmadığı gibi yukarıda anılan kanun hükmü uyarınca istinaf yoluna başvurulabilen kararlar arasında da sayılmamıştır. Geçici hukuki korumalarla ilgili hükümlerin yer aldığı HMK'nın 10. kısmında da yalnızca ihtiyati tedbirlere ilişkin 1. bölümdeki hükümler (HMK'nın 389 vd.) yönünden yasa yolu düzenlenmiş, aynı kanunun delil tespitine ilişkin 400 ve devamı maddelerinde delil tespiti kararlarına karşı yasa yolu öngörülmemiştir (Yargıtay 11. H.D.'nin 2012/5531 Esas 2013/5366 Karar). Bu sebeple, delil tespitine ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yolu kapalıdır....
D.İş sayılı dosyasında zararının belirlenmesi için delil tespiti yaptırmış ve davasını yaptırmış olduğu delil tespitine dayandırmıştır....