Mahkemece, azlin haksız olduğuna dayanılarak davanın kabulüne, 10.000,00 YTL nin dava tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 7.8.2006 tarihli vekaletname ile davalının vekili olarak açtığı boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka davasını takip ederken 9.10.2006 tarihinde haksız olarak azledildiğini ileri sürerek fazlasını saklı tutup tazminat ve nafaka bedelleri üzerinden hesaplanan 10.000,00 YTL nin tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Mahkemece azlin haksız olduğunun kabulü ile tazminat ve nafaka bedelleri üzerinden ayrı ayrı hesaplanan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Boşanma davalarının içerisinde TMK 174.maddesine dayanılarak istenilen maddi-manevi tazminat ile nafaka talepleri, boşanmanın ferisi niteliğinde olup, ayrı bir harca tabi olmadığından bu taleplerin reddi ya da 2008/4923-11080 kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat talebi ile tedbir ve yoksulluk nafakası isteminden ibarettir. Türk Medeni Kanunu'nun “Maddi ve manevi tazminat” başlıklı 174. maddesinin 1. fıkrası; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. ” hükmünü içermektedir. Maddi tazminat, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır. (TMK m.174/1) Maddi tazminatın ön koşulu, talep edenin boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, boşanma ve maddi zarar arasında nedensellik bağının bulunmasıdır. Başka bir sebepten kaynaklı kayıplar maddi tazminat kapsamında yer alamaz....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, kadın için nafaka, ve maddi-manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve eksik yatırılan 119.20 TL. temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.12.2020...
ilerlemesini istemediğini bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinin sarsıldığını, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetine, aylık 1.500TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesini, 50.000TL maddi tazminat ve 50.000TL manevi tazminata ve ziynet alacağına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, 07.11.2013 havale tarihli dava dilekçesinde davalıdan kendisi için nafaka ve tazminat talebi olmadığını belirtmiş fakat cevaba cevap dilekçesiyle bu beyanın aksine yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece de kadının dava dilekçesindeki beyanı dikkate alınmaksızın, davacının boşanmanın fer'i niteliğindeki yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiştir. Davacı kadının dava dilekçesindeki beyanı yoksulluk nafakası ve tazminatlardan feragat niteliğindedir....
KARŞI OY YAZISI Davacı kadın 10.07.2012 tarihli boşanma talepli dava dilekçesinde tarafların BOŞANMALARINA, kendisi ve çocukları için nafaka ödenmesine Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi uyarınca da 1000 TL. maddi tazminat, 1000 TL. manevi tazminata karar verilmesini istemiş, 16.12.2012 tarihli ön inceleme duruşmasında ise maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı 50.000 TL. çıkarılmasını talep etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi uyarınca .... davalının ön inceleme duruşmasına mazeretsiz katılmaması nedeniyle davacı tarafın iddiasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği doğrudur. Davacı kadında bu madde uyarınca Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesinde belirtilen maddi tazminat talebini değiştirmiştir. Bu nedenle sayın çoğunluğun maddi tazminat talebi ile ilgili karar düzeltme talebinin kabulü ve kararın bu yönden onaması görüşüne aynen katılıyoruz. Ancak, Türk Medeni Kanununun 174/2....
Somut olayda boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara yönelik bir kusur belirlemesi yapılmadığı ve tanıma kararı verilen bu kararın Türk mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığından, davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceğinin anlaşılması karşısında, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1- 2) taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, davalı vekilinin davacı lehine maddi- manevi tazminata hükmedilmesine yönelik istinaf isteminin kabulü ile,ilk derece mahkemesince davacı lehine takdir edilen tazminatların kaldırılmasına, davacı tarafın yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine, istinaf talebinin kabul gerekçesine göre, davacının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50. ve 58. maddeleri kapsamında, kişilik haklarına saldırıya bağlı olarak talep edilen manevi tazminat ve TMK 347 md.sine dayalı maddi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilinin maddi tazminat koşullarının oluştuğuna ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davacı ile davalı T3'in bir yıl kadar önce tanıştıklarını ve evlilik dışı birlikteliklerinden 18/09/2018 tarihinde Ravza'nın dünyaya geldiğini, Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/881 esas ve 2019/913 karar sayılı kararı ile davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinin tefrikine karar verildiği, babalığın tespiti yönünden açılan davanın kabulüne, davacının nafaka talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı davalının iddialarının asılsız olduğunu, işbu davada yetkili mahkemenin Cihanbeyli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi olduğunu, evlilik birliğinin davacı-davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, ziynet eşyalarının tamamının davacı-davalıda kaldığını ileri sürerek, davacı-davalının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkiline lehine 25.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Her iki tarafın boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin reddine, Davacı-davalı kadının ziynet eşya alacağı talebinin REDDİNE, Davalı-davacı erkeğin manevi tazminat talebinin REDDİNE, karar verilmiştir....
İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklindedir. Bu durumda; davacı kadının ilk kez 22.06.2015 tarihli dilekçesinde yer alan maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafaka talebi, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. O halde; davacı kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yer almayan maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafaka istemleri, davalı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da söz konusu olmadığına göre artık incelenemez. Davacının maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Ömer lehine takdir edilen iştirak nafakası azdır....