"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma, nafaka, manevi tazminat ve alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma davası ile birlikte açılmış nafaka, manevi tazminat ve katkı payı alacağına ilişkin bulunduğuna ve nafaka, manevi tazminat istekleri de temyiz edilmiş olduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; takip dayanağı ilam boşanma, tazminat, nafakaya ilişkin olup, birikmiş ve işleyecek nafaka ile maddi tazminat alacağı takibe konulmuştur. İcra Müdürlüğü'nce, işyerine yazılan maaş haciz müzekkeresi ile işleyecek aylık nafakanın tamamı için haciz kararı verilmesinde Yasa'ya aykırılık yoktur. Adi alacak niteliğinde olan birikmiş nafaka ve tazminat alacağına ilişkin hacizde ise İİK'nun 83. maddesi uygulanması gerektiğine göre, borçlunun maaşından devam eden nafaka miktarı kadar kesinti yapılmasından sonra birikmiş nafaka ve tazminat alacağı için İİK'nun 83. maddesi uyarınca kesinti yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu halde, Mahkemece takibe konu tazminat alacağı yönünden borçlunun maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır....
21.09.2019 tarihine kadar 40 ay x 300,00 Tl = 12.000 TL. olmak üzere, toplam 17.000 TL nafaka borcunun bulunduğu, davalı alacaklı tarafından 19.500 Tl nafaka borcu için takip yapıldığından, 19.500,00 – 17.000,00 = 2.500,00 fazla nafaka talebinin bulunduğu, maddi ve manevi tazminat yönünden, kararın kesinleşme tarihinden itibaren faiz istenebileceği, mahkemece bu alacak kalemleri için talep edilen faizin tamamı iptal edilmiş ise de, istinafa gelenin sıfatına göre daha aleyhe bir hüküm kurulamayacağından faiz hesaplamasına gerek bulunmadığı, nafaka alacağı için bilirkişi raporunda faiz hesabı yapıldığı, nafaka alacağı yönünden istenilen faizde fazlalık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, Şikayetin Kısmen kabulü İle; Küçükçekmece 4....
Takibe dayanak ilamda davalı yararına 01/08/2018 tarihine kadar ödenmek üzere 5.000.000,00 TL maddi tazminat takdirine, bu tarihe kadar bu bedel ödenmediği takdirde davacının nafaka yükümlülüğünün devamına, bu tarihe kadar bu bedel ödendiğinde davacının nafaka yükümlülüğünün kaldırılmasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının maddi tazminat ödendiği tarihte kaldırılmasına ifadesi ile maddi tazminat alacağının nafaka alacağı yerine takdir edilmeyip, hükümde 01.08.2018 tarihine kadar takdir edilen maddi tazminatın ödenmesi halinde davacının nafaka yükümlülüğünün kaldırılmasına, bu tarihe kadar bu bedel ödenmediği takdirde nafaka yükümlülüğünün devamına şeklinde tazminatın belirlenen tarihe kadar ödenmesi halinde nafaka yükümlüğünün devamı veya sona ermesi düzenlenmiştir. İlamda tazminat alacağının nafaka alacağına seçimlik alacak şeklinde düzenlenmediği anlaşılmıştır....
Davalı kadının yasal süre içinde verdiği cevap dilekçesi ile maddi-manevi tazminat ve nafaka taleplerinde bulunduğu ve tazminat taleplerinin Türk Medeni Kanununun 174/1-2 maddesi ile 175. maddesi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Boşanmanın fer'i niteliğinde olan tazminat ve nafaka talepleri için ayrıca harç yatırılmasına gerek yoktur. O halde, boşanmanın fer’isi niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uygun olmayan gerekçe ile ''karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, azlin haksız olduğuna dayanılarak davanın kabulüne, 10.000,00 YTL nin dava tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 7.8.2006 tarihli vekaletname ile davalının vekili olarak açtığı boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka davasını takip ederken 9.10.2006 tarihinde haksız olarak azledildiğini ileri sürerek fazlasını saklı tutup tazminat ve nafaka bedelleri üzerinden hesaplanan 10.000,00 YTL nin tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Mahkemece azlin haksız olduğunun kabulü ile tazminat ve nafaka bedelleri üzerinden ayrı ayrı hesaplanan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Boşanma davalarının içerisinde TMK 174.maddesine dayanılarak istenilen maddi-manevi tazminat ile nafaka talepleri, boşanmanın ferisi niteliğinde olup, ayrı bir harca tabi olmadığından bu taleplerin reddi ya da 2008/4923-11080 kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün değildir....
Mahkemece, ön inceleme tutanağı ile davacının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiş, yargılamaya nafaka talepleri yönünden devam edilmiş, taraflarca takip edilmediği gerekçesiyle 13.11.2014 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına, 23.02.2015 tarihinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından, vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının davayı nafaka ve tazminat davası olarak, eski kocası Ömer ve kayınpederi Şemsettin aleyhine açtığı, mahkemece, tazminat davasının tefriki ile davaya nafaka davası olarak devam edildiği, açılmamış sayılmasına karar verilen davanın nafaka davasına ilişkin olduğu, davalısının Ö.. Ç.. olduğu ve Ö.. Ç..'ın yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; nafaka davasının tarafı olmayan Ş.. Ç.. lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Yukarıda yapılan açıklamalar ve 27.11.1946 günlü ve 1943/28 E. 1946/15 K Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığı doğuran hukuki ilişki; müşterek çocuğun doğum giderinden kaynaklanan maddi tazminat ve nafaka talebine (bağımsız olarak açılmış nafaka talebi bulunmamakla birlikte, karar davacı tarafından reddedilen tazminat ve nafaka temyiz konusu edilmiştir) ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 11.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer bir deyişle takipte cari aylık nafaka alacağı ile birikmiş nafaka alacağının tahsili için 1/4 oranından aşağı olmamak üzere 2. hacizle kesinti yapılması mümkündür. Ancak açıklandığı üzere yapılacak bu 2. haciz, yalnızca birikmiş nafaka alacağı yönünden geçerli olup diğer borçlar için geçerli değildir. Alacaklının talebi üzerine cari nafaka alacakları ile yalnızca birikmiş nafaka alacaklarının tahsili için borçlunun emekli maaşına haciz konulması gerekirken, borçlunun maddi ve manevi tazminat alacaklarına ilişkin emekli maaşına haciz konulması yönünde muvafakati bulunmadığı halde, içerisinde maddi ve manevi tazminat alacaklarının da bulunduğu haciz tarihi itibarıyla 67.211,27- TL'ye ulaşan tüm borçların tahsili için borçlunun emekli maaşına haciz konulması 5510 sayılı Yasanın 93. maddesine aykırıdır. Bu husus kamu düzeninden olup şikayet süreye tabi de değildir....
ın babası olduğunun tespitine, nafaka ve tazminata karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince salt nafaka ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; kendisinin davalı ile evlilik dışı ilişkisinden küçük ....’ın olduğunu, ....’ın babasının davalı ... olduğunun tespitine , çocuğa nafaka ve kendisine manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....