Sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine açılan kambiyo takibine konu bonoda müvekkili şirketin kefil olarak yazılı olan.... adi ortaklığı nedeniyle ve adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle tarafların sorumlu olmasından kaynaklı başlatıldığını, ancak kefil kısmında yer alan ve kefil olarak yazılan adi ortaklığa ait kaşe üstündeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzayı atan kişinin ve /veya kişilerin adi ortaklığı kefil olarak borçlandırma yetkisi bulunmadığını, adi ortaklık sözleşmesinde adi ortaklık sözleşmesi ile ilgili iş ve işlemlerde yetkili kılınan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın adi ortaklıkta ödeme yapan ortağın diğer ortaklara rücu isteminden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 7. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dosya içerisindeki belge ve bilgilerden adi ortaklığın sadece davalılardan Bayram tarafından temsil edildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, bu nedenle TBK’nın 625. maddesine göre adi ortaklığı borç altına sokan işlemlerde her iki ortağın da imzasının olması gerektiği, davaya ve takibe konu bonodan dolayı, imzası olmayan diğer ortak davalı ...'...
Şti. tarafından adi ortaklık lehine düzenlendiği, adi ortaklık adına da imzalandığını, davacı ile keşidecinin oluşturduğu adi ortaklıkta taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen pay sahipleri sözleşmesinin 2.7 maddesi gereğince işin sevk ve idaresinden sorumlu SHM Ltd. Şti.nin ortaklık adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin olmadığı, takip konusu çeklerin SHM. Şti. tarafından keşide edilerek ortaklığın lehtar gösterilerek, ciro edilmesi karşısında davacının sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığından İİK. 170/a maddesi gereğince davacı yönünden takibin iptaline karar verilmiştir....
TBK'nin 629/2. maddesi, gerekse taraflar arasındaki Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 6. maddesi gereğince, yönetim yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılması yetkisi haklı sebeplerin varlığı halinde diğer ortak veya ortaklara verilmiş ise de, bu yetkinin dava açarak kullanılmasında yasal bir engel olmadığı gibi, davacının son duruşmada bu yetkinin kaldırılması için Noterden işlem yaptıramadığını da izah etmesi karşısında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davacının istediği sınırlama yönünden, haklı sebeplerin doğduğu sonucuna varılarak, davalı adi ortağa ilişkin temsil ve idare yetkisinin 6098 s. TBK'nin 629/2. maddesi gereğince sınırlandırılmasına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ; 1-Davacının davasının KABULÜ ile taraflar arasındaki Konya .....
TBK'nin 629/2. maddesi, gerekse taraflar arasındaki Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 6. maddesi gereğince, yönetim yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılması yetkisi haklı sebeplerin varlığı halinde diğer ortak veya ortaklara verilmiş ise de, bu yetkinin dava açarak kullanılmasında yasal bir engel olmadığı gibi, davacının son duruşmada bu yetkinin kaldırılması için Noterden işlem yaptıramadığını da izah etmesi karşısında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davacının istediği sınırlama yönünden, haklı sebeplerin doğduğu sonucuna varılarak, davalı adi ortağa ilişkin temsil ve idare yetkisinin 6098 s. TBK'nin 629/2. maddesi gereğince sınırlandırılmasına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ; 1- Davacının davasının KABULÜ ile taraflar arasındaki Konya 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Yerel Mahkemenin nitelendirmesine göre uyuşmazlık; Adi Yazılı Sözleşmeye göre davalı tarafa verilen dairelerin tapuların iptaliyle davacı taraf adına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca; adi ortaklıkta taraflar arasındaki uyuşmazlığa dair kararların temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olup, temyize konu uyuşmazlıkta davalının ortak olmayıp üçüncü kişi konumunda bulunduğu gözetildiğinde, hükmün temyiz incelemesi görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan dairece dava dosyası dairemize gönderilmiş bulunduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; adi ortaklığın (şirketin) tüzel kişiliği olmadığı için taraf ehliyetinin olmadığı, adi ortaklığa ilişkin davalarda adi ortaklığı oluşturan kişilerin (şirketlerin) taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerektiği, bu bağlamda adi ortaklık tarafından açılacak davaların bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiği, adi ortaklıktaki şirketlerden ... adına beyanda bulunan ...'ın açılan davaya icazet vermediği, adlarına yapılan temsilin yetkisiz olduğu şeklindeki beyanı gözetilerek bu durumda adi ortaklığın taraf ehliyeti olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı iş ortaklığı vekili ile davacı ...Ltd. Şti. Vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu bonolardaki imzanın davacı adi ortaklığın yetkili temsilcisine ait olmadığı, senetleri imzalayan Ortak Girişimin (Joint Venture) ortağı ...ltd. Şti.nin yetkilisi ve müdürü ...'...
Bu bağlamda, idare ve temsil yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemler, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılar. Temsilin sonuçlarını düzenleyen aynı Kanun'un 638/son maddesi hükmüne göre, ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. Adi ortaklıkta, aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler, diğer ortakları da bağlar. İdareci ortağın hukuki statüsü BK'nun 449. maddesinde düzenlenen ticari mümessile benzer nitelikler taşır. Bu itibarla ticari mümessilin özel bir yetki aranmaksızın kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine haiz olduğu kabul edilmektedir. Türk Borçlar Kanunu'nun 637/son maddesinde, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil edebileceği hükmü düzenlenmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/1721 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe konu çeklerin tümünde lehtarın davacıların oluşturduğu adi ortaklık olduğunu, çeklerin adi ortaklık tarafından yalnızca ortaklığı oluşturan Teknikel şirketi yetkilisi Gürkan Karadağ tarafından atılan tek imza ile ciro edildiğini, davacılar arasındaki 12/09/2020 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 4/2 maddesinde adi ortaklığın müşterek imza ile temsil edileceğinin hükme bağlandığını, cirolarda diğer ortak Ruyol şirketi yetkilisinin imzasının bulunmadığını, bu nedenle ciroların geçersiz olduğunu, bu hususun kabul edilmemesi halinde ise cirolarda imzası bulunmayan Ruyol şirketinin çekler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptaline, olmadığı takdirde Ruyol şirketi hakkındaki takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....