Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklıkta ortak gayenin gerçekleşmesi için tüm ortaklar eşit bir şekilde çaba sarf etmelidir, bu husus adi ortaklığın karakterine uygun olarak süreklilik taşımalıdır. Adi ortaklıkta yönetim TBK 625. maddede düzenlenmiştir. Adi ortaklıkta ortakların denetleme hakkı bulunmakta olup, bu mutlak bir haktır. Ortaklık işlerini inceleme yetkisi TBK 631. maddede yer almaktadır. Bu hakkının kullanılması, adi ortaklıktan doğan yönetime katılma hakkı engellenen ortağın mahkemeden haklarının kullanılmasının sağlanması amacıyla talepte bulunması, hakkına el atanlara karşı mahkemeden el atmanın önlenmesine, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya dair hüküm kurulmasını talep etmeye hakkı vardır. TBK’nın 628. maddesi ortakların ortaklık işlerinde çaba ve özen gösterme yükümlülüğünü haizdir. Mahkemece, davalıların da vekâleten oğullarının işyerine gelmelerine hakları olduğu, davacının bunu engelleyemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Davanın, TBK 631.maddesi kapsamında adi ortaklığa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde davacıya inceleme yetkisi verilmesi istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Davacı vekili, taraflar arasında kurulan adi ortaklık sözleşmesi gereğince ortaklığın idaresi ve temsil yetkisinin pilot ortak olan davalı şirkete verildiği, davacı tarafça ihtarname ile talep edilmesine rağmen davalı pilot ortak tarafından adi ortaklığın işleri ile ilgili olarak davacı ortağa bilgi verilmediği iddiasıyla TBK 631.maddesi gereğince davacıya denetim yetkisi kapsamında adi ortaklığa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilgi alma, örnek alma ve özet çıkarma yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Ancak bu genel kurala yukarıda da belirtildiği üzere adi ortaklıkta haklı sebeple feshin düzenlendiği TBK’nın 639/(1)-7 maddesi ile önemli bir istisna getirilmiştir. Anılan madde gereğince adi ortaklık; haklı sebeplerin bulunması hâlinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla sona ermektedir. Buna göre, adi ortaklıkta ortaklardan biri açısından borç ilişkisinin devam ettirilmesinin çekilmez kılınması durumunda bu ortağın sözleşmeyi buna dayanarak sona erdirebilmesi, ancak mahkemeye yapılacak fesih istemi sonucunda verilecek karar ile gerçekleşecektir. Başka bir deyişle haklı sebebin ileri sürülmesi hâlinde dava açılması ve mahkemeden ortaklığın feshinin istenmesi zorunludur. Örneğin ihtar çekilerek adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeplere dayanılarak sona erdirilmesi mümkün değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Sincan 3.İcra Müdürlüğü'nün 2008/948 sayılı dosyasının göndermesiyle ... 25.İcra Müdürlüğü'nün 2009/545 talimat sayılı takip dosyasında haczedilen menkullerin, müvekkilinin borçlu şirket ile oluşturduğu adi ortaklığa ait olduğunu, haczin ortak girişim adresinde yapıldığını, adi ortaklıkta ortaklardan birinin borcundan dolayı ortaklık mallarının haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçluya ait adreste yapıldığını, mahcuzların borçluya ait olduğunu, mahcuzlara ilişkin faturalarında borçlu adına olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

          Mahkemece, talebin şikayet olarak değerlendirilerek dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda “şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına” dair verilen karar alacaklı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 24.12.2009 gün ve 2008/18725-2009/17066 sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; Borçlar Kanunu'nun 522. ve 523. maddeleri gereğince, adi ortaklıkta her ortak şirkette iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklılarının borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK'nun 89. maddesine göre haczettirebileceği, ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün bulunduğu, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamayacağı, somut olayda da adi ortaklığın hakedişten alacağı miktar üzerine haciz konulduğundan, davacı 3. kişinin ortaklık alacağına konulan haczin kaldırılması isteğinin haklı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm...

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin adi ortaklığı adına ilgili şirketler aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı nedeniyle icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığındann yetkili olduğunu, adi ortaklığın müvekkiline olan borcu nedeniyle 750.000,00 TL tutarında temlikname verdiğini, bu temliknameden dolayı 187.779,74 TL.lik bakiye alacağın temlik borçlusu tarafından ödenmediğini, buna ilişkin adi ortaklıkta yer alan şirketler aleyhine yapılan icra takibine davalı şirketin haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaliyle,icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; davacı ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklıkta, adi ortaklardan davalı Aydınlı İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.'nin haksız kazanç elde ettiği iddiasıyla tazmini istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Kararı, davacı adi ortaklık vekili ve katılma yoluyla davalı temyiz etmiştir. 1-Dava eser sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ve sözleşmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. TBK'nın 620. maddesindeki tanıma göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. TBK'nın 624. maddesinde ise ekseriyetle karar verileceğinin kararlaştırılmamış olması halinde adi ortaklıkta kararların oybirliğiyle verileceği düzenlenmiştir. Adi ortaklığın iktisap ettiği veya adi ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar adi ortaklık sözleşmesi dairesinde müştereken ortaklara ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler....

                  Öte yandan adi ortaklığı düzenleyen yasa hükümleri uyarınca tasfiyenin karar tarihine en yakın tarih itibariyle yapılmasının gerekli olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır....

                    de tanınır ve bilinir hale adi ortaklık işletmesi olarak kullanıldığı dönemde ulaştığı, bu durumda davalı- karşı davacının "..." ibaresini kullanmasının, adi ortaklıktan ayrılmış olan ve "..." marka ve ibaresini adi ortaklıkta bırakmış olan davacı- karşı davalıya ait 2011 yılında tescil edilen "... ..." markasına tecavüz teşkil etmediği, 2011/74166 no ile tescil edilen "... ..." markasının hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu, markanın ... nezdinde davalı-karşı davacı adına tescili talebinin, istemin idari bir işleme ilişkin olması, aynı zamanda karşı davacının, ..., ... ... ... ile birlikte adi ortaklıkta bu markayı kullandığının anlaşılması sebebiyle yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, hükümsüzlük istemine dair karşı davanın kabulüne, "... ..." markasının hükümsüzlüğünün tespitine, markanın karşı davacı adına tescil edilmesine yönelik istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı-karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu