Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2014/1054 E. ve 2014/1055 E. sayılı takip dosyalarına haciz müzekkereleri gönderildiği ve takip alacakları üzerine haciz konulduğu, borçlu şirketin, iş ortaklığının alacakları üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, borçlunun temyizi üzerine, Dairemizin 30.11.2017 tarih ve 2016/24768 E.-2017/14893 K. sayılı ilamı ile süresiz şikayet sözkonusu olduğundan hükmün bozulduğu, bu kez alacaklının karar düzeltme yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun 622 ve 623 (... 818 sayılı BK'nun 522 ve 523.) maddeleri gereğince; adi ortaklıkta her ortak, şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan şirketteki kar payını haczettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır....

    Bu bağlamda, idare ve temsil yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemler, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılar. Temsilin sonuçlarını düzenleyen aynı Kanunun 638/son maddesi hükmüne göre; “Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” Diğer bir deyişle, adi ortaklıkta, aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler, diğer ortakları da bağlamaktadır. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2017/7977 , K: 2017/15186 sayılı kararı) Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında Erzincan 1....

    Somut uyuşmazlık itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiye edildiği iddia ve bu konuda bir delil sunulmadığına göre, dava zamanaşımı süresinin henüz işlemeye başlamadığının kabulü gerekir. Bu durumda dava konusu alacak adi ortaklık kapsamında yapılan bir işe ilişkin olmakla,bu alacağın adi ortaklığın mal varlığına dahil edildikten sonra taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak tasfiyesi gerekir.Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından bu tür davalarda dava açılırken husumet tüm ortaklara karşı yöneltilir. Dava dışı ...'da kurulan adi ortaklığın bir ortağıdır. Öyle olunca mahkemece 01.11.2005 tarihli adi ortaklık sözleşmesinde ortak olarak yer alan dava dışı ortak ...' da davaya taraf olarak katılımı sağlanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      TBK'nin 629/2. maddesi, gerekse taraflar arasındaki Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 6. maddesi gereğince, yönetim yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılması yetkisi haklı sebeplerin varlığı halinde diğer ortak veya ortaklara verilmiş ise de, bu yetkinin dava açarak kullanılmasında yasal bir engel olmadığı gibi, davacının son duruşmada bu yetkinin kaldırılması için Noterden işlem yaptıramadığını da izah etmesi karşısında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davacının istediği sınırlama yönünden, haklı sebeplerin doğduğu sonucuna varılarak, davalı adi ortağa ilişkin temsil ve idare yetkisinin 6098 s. TBK'nin 629/2. maddesi gereğince sınırlandırılmasına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ; 1-Davacının davasının KABULÜ ile taraflar arasındaki Konya .....

        TBK'nin 629/2. maddesi, gerekse taraflar arasındaki Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 6. maddesi gereğince, yönetim yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılması yetkisi haklı sebeplerin varlığı halinde diğer ortak veya ortaklara verilmiş ise de, bu yetkinin dava açarak kullanılmasında yasal bir engel olmadığı gibi, davacının son duruşmada bu yetkinin kaldırılması için Noterden işlem yaptıramadığını da izah etmesi karşısında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davacının istediği sınırlama yönünden, haklı sebeplerin doğduğu sonucuna varılarak, davalı adi ortağa ilişkin temsil ve idare yetkisinin 6098 s. TBK'nin 629/2. maddesi gereğince sınırlandırılmasına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ; 1- Davacının davasının KABULÜ ile taraflar arasındaki Konya 3....

        Sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine açılan kambiyo takibine konu bonoda müvekkili şirketin kefil olarak yazılı olan.... adi ortaklığı nedeniyle ve adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle tarafların sorumlu olmasından kaynaklı başlatıldığını, ancak kefil kısmında yer alan ve kefil olarak yazılan adi ortaklığa ait kaşe üstündeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzayı atan kişinin ve /veya kişilerin adi ortaklığı kefil olarak borçlandırma yetkisi bulunmadığını, adi ortaklık sözleşmesinde adi ortaklık sözleşmesi ile ilgili iş ve işlemlerde yetkili kılınan ...'...

          Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; Adi ortaklık idare kurulunun imza yetkisi ile müvekkili firmayı haksız bir şekilde borçlandırdığını, söz konusu icra takibine konu senedin ise şirketin diğer yetkilisi olan ve aynı zamanda adi ortaklık kurulu üyesi olan ...'in tek imzası ile düzenlendiğini, senedin düzenlendiğinden şirketin diğer ortağı/yetkilisi/müdürü olan ...'nun haberi dahi olmadığını, düzenlenen senetle müvekkilinin zarara uğratma amacı güdüldüğünü, müvekkili firmanın diğer ortağı ...'in, ... İnşaat'ı, adi ortaklıkta belirlenen kar-zarar dağılımı ile ilgili olarak daha sonradan adi ortaklık idare kurulu olmasından kaynaklanan imza yetkisi ile yeni bir ek protokol düzenlemek suretiyle daha az kar etmek zorunda bıraktığını, adi ortaklık sözleşmesinin 4....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, adi ortaklıkta kaynalanan alacağa ilişkin olup, hüküm Asliye Hukuk Hakimliği tarafından verilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Noterliğinde düzenlenen adi ortaklık işleyişi ve yönetimine dair protokol ile adi ortaklığın yönetimi konusunda anlaştıkları, tarafların protokolün içeriğine ve imzaya dair herhangi bir itirazlarının bulunmadığı, protokolün ortaklığın idaresine ilişkin hükümler içermekte olduğu; davacının dava dilekçesinde ortaklar arasında ortaklığın yönetimini imkansızlaştıracak derecede ciddi bir husumet bulunduğunu, yönetim yetkisinin doğru kullanılmaması nedeniyle aktif olan ve kar elde eden bir işletmede davacının menfaatlerinin zarara uğradığı iddiası ile eldeki davayı açmış olduğu, ancak dava tarihinden sonra imzalanan protokol ile, adi ortaklığın idaresi konusunda tarafların aralarındaki adi ortaklığın yönetim şeklinden kaynaklı sorunları giderecek şekilde anlaşmış olmalarına göre, mahkemece ortakların temsil yetkisinin belirlenmesi veya adi ortaklığa kayyım atanmasını gerektirir idare ve temsil sorununun bulunmadığı, taraflar uyuşmazlığın esasına teşkil eden hususlarda anlaşmakla, davanın konusunun...

              Şti. tarafından adi ortaklık lehine düzenlendiği, adi ortaklık adına da imzalandığını, davacı ile keşidecinin oluşturduğu adi ortaklıkta taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen pay sahipleri sözleşmesinin 2.7 maddesi gereğince işin sevk ve idaresinden sorumlu SHM Ltd. Şti.nin ortaklık adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin olmadığı, takip konusu çeklerin SHM. Şti. tarafından keşide edilerek ortaklığın lehtar gösterilerek, ciro edilmesi karşısında davacının sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığından İİK. 170/a maddesi gereğince davacı yönünden takibin iptaline karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu