Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği 06.06.2014 tarihli ... yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi uyarınca inşaatın tamamlandığını, ancak adi ortaklık sözleşmesinde verilen temsil yetkisi uyarınca yönetici ortak olan davalı bu yetkileri kötüye kullanarak ortaklığı zarara uğrattığını, Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 5. maddesinde adi ortaklığı üçüncü kişilere temsil yetkisi ...'...

    Noterliği 06.06.2014 tarihli 09408 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi uyarınca inşaat tamamlandığını, adi ortaklık sözleşmesi'nin 5. maddesinde adi ortaklığı temsil yetkisinin davalı Gökkar'a verildiğini, aynı maddede resmi kurumlar nezdindeki işlemleri yapma, banka hesapları açma, kapama, çek hesabı açma ve çek keşide etme, tapu müdürlüğü nezdindeki işlemleri yapma gibi çok önemli ve mali sonuçlar doğuran yetkiler davalı tarafa verildiğini, davalı tarafın bu temsil yetkisini kötüye kullandığını ve hileli işlemler tesis ederek ortaklığı zarara uğrattığını, taraflarınca Sarıyer Tapu Müdürlüğü'nde yapılan incelemede kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği ortaklığa devredilen taşınmazlardan 198 tanesinin davalı tarafından temsil yetkisi kötüye kullanılarak 3. kişilere satılmış olduğunu tespit ettiklerini, davalının bu taşınmazları muvazaalı olarak akrabalarına, tanıdıklarına düşük bedelle sattığı müvekkil tarafından öğrenildiğini, davalının kendi çıkarına tesis ettiği bu muvazaalı...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın adi ortaklıkta ödeme yapan ortağın diğer ortaklara rücu isteminden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 7. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      e verdiğini söylediğini savunmaları karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, adi ortaklıkta aralarında iş bölümü yapıp yapmadıkları, anılan defter ve belgeleri saklama yükümlülüğünün kime ait olduğu araştırılıp, diğer ortak ... ve muhasebecileri...'...

        Buna göre, adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kar payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı iş karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; adi ortaklığın (şirketin) tüzel kişiliği olmadığı için taraf ehliyetinin olmadığı, adi ortaklığa ilişkin davalarda adi ortaklığı oluşturan kişilerin (şirketlerin) taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerektiği, bu bağlamda adi ortaklık tarafından açılacak davaların bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiği, adi ortaklıktaki şirketlerden ... adına beyanda bulunan ...'ın açılan davaya icazet vermediği, adlarına yapılan temsilin yetkisiz olduğu şeklindeki beyanı gözetilerek bu durumda adi ortaklığın taraf ehliyeti olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı iş ortaklığı vekili ile davacı ...Ltd. Şti. Vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu bonolardaki imzanın davacı adi ortaklığın yetkili temsilcisine ait olmadığı, senetleri imzalayan Ortak Girişimin (Joint Venture) ortağı ...ltd. Şti.nin yetkilisi ve müdürü ...'...

          Bu bağlamda, idare ve temsil yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemler, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılar. Temsilin sonuçlarını düzenleyen aynı Kanun'un 638/son maddesi hükmüne göre, ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. Adi ortaklıkta, aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler, diğer ortakları da bağlar. İdareci ortağın hukuki statüsü BK'nun 449. maddesinde düzenlenen ticari mümessile benzer nitelikler taşır. Bu itibarla ticari mümessilin özel bir yetki aranmaksızın kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine haiz olduğu kabul edilmektedir. Türk Borçlar Kanunu'nun 637/son maddesinde, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil edebileceği hükmü düzenlenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Yerel Mahkemenin nitelendirmesine göre uyuşmazlık; Adi Yazılı Sözleşmeye göre davalı tarafa verilen dairelerin tapuların iptaliyle davacı taraf adına tesciline, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca; adi ortaklıkta taraflar arasındaki uyuşmazlığa dair kararların temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olup, temyize konu uyuşmazlıkta davalının ortak olmayıp üçüncü kişi konumunda bulunduğu gözetildiğinde, hükmün temyiz incelemesi görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan dairece dava dosyası dairemize gönderilmiş bulunduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Adi ortaklığa kayyım atanmasına ilişkin tedbir talebi yönünden; tasfiyenin dava açılmakla mahkemece atanabilecek tasfiye memuru eliyle yapılabileceği, davalıların dürüstlük kurallarına aykırı hareket edip etmediklerine yönelik iddianın yargılamada ortaya çıkacağı açıktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun " Ortaklığın Yönetimi" başlıklı 625.maddesi ve " Yönetim Yetkisinin Kaldırılması ve Sınırlanması" başlıklı 629.madde hükümleri dikkate alındığında ,bu aşamada davalı ortakların yetkisinin kaldırılmasını gerektiren haklı nedenlerin varlığına dair yeterli delil bulunmadığından , davalıların yetkisinin kaldırılmasına ilişkin davacı talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlen- dirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2022/1721 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe konu çeklerin tümünde lehtarın davacıların oluşturduğu adi ortaklık olduğunu, çeklerin adi ortaklık tarafından yalnızca ortaklığı oluşturan Teknikel şirketi yetkilisi Gürkan Karadağ tarafından atılan tek imza ile ciro edildiğini, davacılar arasındaki 12/09/2020 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 4/2 maddesinde adi ortaklığın müşterek imza ile temsil edileceğinin hükme bağlandığını, cirolarda diğer ortak Ruyol şirketi yetkilisinin imzasının bulunmadığını, bu nedenle ciroların geçersiz olduğunu, bu hususun kabul edilmemesi halinde ise cirolarda imzası bulunmayan Ruyol şirketinin çekler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptaline, olmadığı takdirde Ruyol şirketi hakkındaki takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu