SIRA CETVELİNE İTİRAZŞİKAYET 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 16 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 268 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....
Başka bir deyişle, borçlunun takip dayanağı kambiyo senedindeki imzaya itirazının İİK.nun 170. maddesi gereğince incelenebilmesi için, borçlunun imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasını beş gün içinde ve açıkça icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya itiraz eden borçlu ...'a 25/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından ise, imzaya itirazın yasal beş günlük süre geçirildikten sonra 31/12/2013 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece imzaya itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İtiraz dilekçesi ile imzaya itiraz hakkının saklı tutulması imzaya itiraz edildiği anlamına gelmeyeceği gibi, imzaya itiraz hakkının saklı tutulduğuna dair ibarenin itiraz dilekçesine sonradan eklendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takipte dayanılan 20.01.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken mahkemece, davacının dayandığı kira sözleşmesinin taraflar arasında ihtilaflı olduğu, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.'...
İmzaya itiraz üzerine yargılama devam ederken, alacaklı tarafından borcun kısmen ödendiğine dair banka dekontu sunulmuş, mahkemece kısmen ödeme sebebiyle İİK'nun 170/a madddesi gereğince imzaya itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca imza inkarı itirazının açıkça geri alınması hali dışında, borcu kabul etme veya kısmen ödemede bulunma imzaya itirazın incelenmesine engel değildir. O halde mahkemece, imzaya itirazın esası incelenerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, kısmen ödemede bulunulması ve borcun kısmen kabul edildiğinden bahisle imzaya itirazın reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı İİK'nun 170.maddesine dayalı olarak açılmış imzaya itiraza ilişkindir. İmzaya itirazda ispat külfeti davalı-alacaklı da olup, imzaya itirazın incelenmesi bakımından yapılacak olarak bilirkişi incelemesinde bilirkişi ücretinin davalı tarafından yatırılması gerekmektedir....
Hukuk Dairesi 2013/287 esas ve 2013/6266 karar sayılı kararında ilk derece mahkemesinin süreden dolayı davanın reddine ilişkin kararını usulden bozmayarak esas yönünden inceleme yapmıştır" gerekçesiyle " imzaya itirazın usulden reddine " şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle imzaya itirazlarının süresinde olduğunu ifade ederek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; imzaya itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete çıkartılan tebligatın bila döndüğünü, henüz davacı şirkete gönderilmiş bir tebligat bulunmadığını, diğer davacının mernis adresine TK 21/2.maddeye göre usulüne uygun tebligat yapıldığını, davacı Halil İbrahim Deniz yönünden takibin kesinleştiğini, imzaya itiraz hakkının bulunmadığını, ayrıca imzaya yönelik itirazın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince;"Davacı borçlu Halil İbrahim Deniz in usulsüz tebligat şikayetinin REDDİNE, Davacı Halil İbrahim Denizin borca ve imzaya itirazının süresinde olmadığından REDDİNE, Davacı T1 T1 Tic. Ltd. Şti.'nin borca itirazının subut bulmadığından REDDİNE , Davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE , karar verildiği görülmüştür....
Her ne kadar İİK'nun 170/4. maddesine göre imzaya itirazın kabulü halinde alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi için talep şartı aranmaz ise de; İİK'nun 168/4. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde imzaya itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçluya 26.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı itiraz dilekçesinde tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçlunun 07.03.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği, böylece İİK'nun 168/4. maddesi gereğince itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı görülmektedir....
İmzaya ve borca itiraz bakımından hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan 31.12.2014 tarih ve 29222 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2015 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesinde; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün üçüncü sıra numarasındaki miktar nazara alınarak maktu avukatlık ücretine hükmedileceği öngörülmüştür. Öte yandan, icra mahkemesinin imzaya ve borca itiraza ilişkin kararlarında 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun Yargı Harçlarına ilişkin (1) Sayılı Tarifesi'nin, "Karar ve İlam harcı" başlıklı (III) numaralı bölümünün maktu harçlarla ilgili 2/a maddesi uyarınca maktu harç alınması gerekmektedir. İmzaya itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 170. maddesinin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/2978 E sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsüzlüğü nedeni ile öğrenme tarihinin TK 32 mad gereği 12/03/2019 olarak düzeltilmesine, her ne kadar bilirkişi ve Adli Tıp Kurumundan alınan raporlar çelişkili ise de imzaya itiraz davasının basit yargılamaya tabi olup 21/05/2019 tarihli duruşmada mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığından imzaya itiraz yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı, davacının dosyayı 11/06/2019 tarihinde yenilediği, yeni verilen 08/10/2019 tarihli duruşma günü davacıya tebliğ edildiği halde 08/10/2019 tarihli duruşmaya mazeretsiz katılmadığından imzaya itiraz davası yönünden davasının HMK 320/son mad gereği açılmamış sayılmasına” dair karar verildiği anlaşılmaktadır....