Noterliğinde düzenlenen adi ortaklık işleyişi ve yönetimine dair protokol ile adi ortaklığın yönetimi konusunda anlaştıkları, tarafların protokolün içeriğine ve imzaya dair herhangi bir itirazlarının bulunmadığı, protokolün ortaklığın idaresine ilişkin hükümler içermekte olduğu; davacının dava dilekçesinde ortaklar arasında ortaklığın yönetimini imkansızlaştıracak derecede ciddi bir husumet bulunduğunu, yönetim yetkisinin doğru kullanılmaması nedeniyle aktif olan ve kar elde eden bir işletmede davacının menfaatlerinin zarara uğradığı iddiası ile eldeki davayı açmış olduğu, ancak dava tarihinden sonra imzalanan protokol ile, adi ortaklığın idaresi konusunda tarafların aralarındaki adi ortaklığın yönetim şeklinden kaynaklı sorunları giderecek şekilde anlaşmış olmalarına göre, mahkemece ortakların temsil yetkisinin belirlenmesi veya adi ortaklığa kayyım atanmasını gerektirir idare ve temsil sorununun bulunmadığı, taraflar uyuşmazlığın esasına teşkil eden hususlarda anlaşmakla, davanın konusunun...
e verdiğini söylediğini savunmaları karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, adi ortaklıkta aralarında iş bölümü yapıp yapmadıkları, anılan defter ve belgeleri saklama yükümlülüğünün kime ait olduğu araştırılıp, diğer ortak ... ve muhasebecileri...'...
Belirtilen bu hükümlerin sonucu olarak dava açan adi ortaklar elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre davada mecburi dava arkadaşı durumundadır. Adi ortaklıkta davanın tüm ortaklar tarafından açılması gereklidir. Birlikte dava açılmadığı takdirde diğer ortaktan davaya muvafakat alınması, muvafakat vermeyen ortak olursa onun hakkında da dava açılması ve bu suretle taraf ehliyetinin tamamlanması gerekir. Aksi takdirde davanın dinlenme imkânı yoktur (YHGK'nın 17.01.1990 gün Esas 13/457 Karar 2 sayılı kararı). Açılan davaya muvafakatın sağlanması, olmadığı takdirde taraf teşkili için diğer adi ortağın davalı olarak davada yer almasının sağlanması yoluyla davanın görülebilir hale gelmesi şeklinde bir uygulamanın benimsenmesi, Anayasa'nın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesine uygun yorumla, hukukun ve adaletin amacını sağlamaya yönelik olan temel hukuk ilkeleri yönünden de bir zorunluluktur....
Mahkemece, adi ortaklığa konu işin henüz tamamlanmadığı, davalılar arasındaki ortakların sözleşmesinde işin bitimine kadar ortalıktan ayrılamayacaklarının kararlaştırıldığını, bu nedenle tasfiye payının belirlenerek bunun üzerine haciz konulmasının mümkün olmadığı gibi BK'nun 535/3 maddesi gereğince yöntemine uygun bir haciz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalılar arasında 25.5.2006 tarihinde, ... Anadolu 2007/14388-2008/6487 Yakası Adalet Binası yapım işi için adi ortaklık kurulduğu, bu ortaklıkta ... Ltd. Şti'nin %81 Şira Ltd. Şti'nin %19 oranında hissedar olup pilot ortağın ... Ltd. Şti. olduğu, yapımı kararlaştırılan işin henüz ikmal edilmediği, ortaklık sözleşmesinin 6.maddesi gereği işin sona ermesine kadar ortağın ortaklıktan ayrılamayacağının kararlaştırıldığı, davacının adi ortağın ortaklarından ... Ltd....
Davalılar Bahaş Şirketi ile Sentez Şirket vekilleri tarafından davalı SCS Sağlam Şirketinin sözleşme akdetme yetkisi bulunmadığı ve yapmış olduğu işlemlerin yetkisiz temsil niteliğinde olduğu iddia edilmiş ise de; dosya içerisinde mevcut 15/05/2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin "Ortaklığın Yönetimi ve Temsili" başlıklı 7.1.3. maddesinde; davalı SCS Sağlam Şirketinin ortaklığı temsile yetkili kılındığı, davalı SCS Sağlam Şirketinin ortaklığı temsil yetkisi kapsamına giren işlemin ise noterde yapılan adi ortaklık sözleşmesinin "Ortaklığın İşleyişi" başlıklı 6.2.maddesinde ifade edildiği, adi ortaklık sözleşmesinin bu hükmü gereğince işbu adi ortaklıkta ortak sıfatında olan davalı SCS Sağlam Şirketinin münhasıran bağımsız bölüm satma yetkisinin mevcut olduğu anlaşılmış, bu itibarla davalılar vekillerinin sunmuş oldukları bu yöndeki itirazlarına da itibar edilmemiştir....
Noterliği 06.06.2014 tarihli ... yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi uyarınca inşaatın tamamlandığını, ancak adi ortaklık sözleşmesinde verilen temsil yetkisi uyarınca yönetici ortak olan davalı bu yetkileri kötüye kullanarak ortaklığı zarara uğrattığını, Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 5. maddesinde adi ortaklığı üçüncü kişilere temsil yetkisi ...'...
Noterliği 06.06.2014 tarihli 09408 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ek sözleşmesi uyarınca inşaat tamamlandığını, adi ortaklık sözleşmesi'nin 5. maddesinde adi ortaklığı temsil yetkisinin davalı Gökkar'a verildiğini, aynı maddede resmi kurumlar nezdindeki işlemleri yapma, banka hesapları açma, kapama, çek hesabı açma ve çek keşide etme, tapu müdürlüğü nezdindeki işlemleri yapma gibi çok önemli ve mali sonuçlar doğuran yetkiler davalı tarafa verildiğini, davalı tarafın bu temsil yetkisini kötüye kullandığını ve hileli işlemler tesis ederek ortaklığı zarara uğrattığını, taraflarınca Sarıyer Tapu Müdürlüğü'nde yapılan incelemede kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği ortaklığa devredilen taşınmazlardan 198 tanesinin davalı tarafından temsil yetkisi kötüye kullanılarak 3. kişilere satılmış olduğunu tespit ettiklerini, davalının bu taşınmazları muvazaalı olarak akrabalarına, tanıdıklarına düşük bedelle sattığı müvekkil tarafından öğrenildiğini, davalının kendi çıkarına tesis ettiği bu muvazaalı...
nca ihaleye çıkarılan ... yapım işi için adi ortaklık kurduklarını, ihalenin anılan ortaklıkça alındığını, alacağın tahsili için icra müdürlüğünce ...'na İİK'nun 89/1. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle adi ortaklığa ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulduğunu, ancak, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle yapılan haciz işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 622. ve 623. maddeleri gereğince, adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak etme hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kâr payını haczettirebilirler. Aynı Kanun'un 638. maddesine göre ise, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde, borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Başka ifadeyle, bir ortağın şahsi alacaklıları, haklarını, ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın içinde bulunduğu adi ortaklık aleyhine icra takibi başlatıldığını, adi ortaklık tüzel kişiliği bulunmadığından müvekkiline bizzat takip yöneltildiğini, takibe konu çekte bulunan imzaya itirazlarının olduğunu, adi ortaklık sözleşmesi gereğince işbu adi ortaklıkta adi ortaklığı oluşturan diğer firma olan Taşırsan Ltd. Şti.'nin ortaklığı borç altına sokmaya yetkisi bulunmadığını, ortaklığın borçlanması ancak ortaklığı oluşturan iki ortağın ayrı ayrı atacakları imzalarla mümkün olduğunu, ancak bahse konu çekte bu yönde bir imza bulunmadığından imzaya itirazlarının kabulü ile takibin müvekkili bakımından iptalini talep etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır....
Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4) Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça şifahen yapılan ortaklık nedeniyle davalılara ödeme yapıldığı belirtilerek ödenen paranın iadesinin talep edildiği, davalılarca borcun ve adi ortaklığın kabul edilmediği, mahkemece adi ortaklık zamanaşımı süresi dikkate alınarak davanın reddedildiği anlaşılmaktadır....