WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, birleşen dosya davacısı tarafından gönderilen e-mail ve diğer anlatımları gözetilerek davacı ortak ile birleşen dosya davacısı ortağın iradelerinin davalı şirketin feshi konusunda uyuştuğu tespit edilmiş, mahkeme karar gerekçesinde de her iki ortağın iradesinin de ortaklığın devam etmemesi yönünde olduğu belirtilmiştir. Burada tartışılması gereken ilk husus taraf iradelerinin limited şirketin feshi konusunda uyuşup uyuşmadığıdır. Şirket ortağı T2 tarafından gönderilen e-mail içeriği ve T2 vekilince sunulan yazılı itiraz dilekçesi içeriğinden şirket ortağının iradesinin şirket ortaklığından ayrılmaya yönelik olduğu, şirketin feshine yönelik herhangi bir irade beyanının bulunmadığı, anılan içeriklerin şirketin feshinin diğer ortağın kabulünde olduğu sonucunu doğurmayacağı anlaşılmıştır....

Davacının halihazırda şirket ortağı konumunda olduğu, şirketin feshini talep eden konumunda olduğu, bu çerçevede fesih ve tasfiye davası açıldığı tartışmasızdır. 6102 sayılı TTK. m. 636 hükmüne dayanan limited şirketin haklı sebeple feshi istemine ilişkindir. Şirketin fesih ve tasfiyesi ancak şirket tüzel kişiliğinin davalı olarak gösterilmesi ile sağlanabilir. Bu noktada şirket ortaklarının, şirketin fesih ve tasfiyesi davası açısından pasif sıfatları karşısında usul ekonomisi gereği bu kişiler hakkında açılan davada mahkememizce ayırma kararı vermek gerekmiştir. Esasen bu konuda gerek doktrin gerekse yargısal uygulamalar açıktır. Gelen sicil kayıtlarına göre, davacının, davalı şirket ortağı olduğu, şirketin kayıtlı merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu, taraf teşkilinin sağlandığı açıktır....

    ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1320 KARAR NO : 2023/958 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2021 NUMARASI : 2019/63 ESAS 2021/356 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Ortaklığından Çıkma/Kar Payı Alacağı/Kayyım Atanması/Şirketin Feshi KARAR : Taraflar arasındaki Şirket Ortaklığından Çıkma/Kar Payı Alacağı/Kayyım Atanması/Şirketin Feshi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    Özçelik olduğunu, bu durumun şirket genel kurul kararı ve Noterlik'ten alınan imza sirküleri ile açıkça belli olduğunu, Vergi Dairesi tarafından müvekkili şirkete veya şirket yetkilisine herhangi bir tebligat gönderilmediğini, satış tutanağının da müvekkili şirket veya yetkilisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle usul ve yasaya aykırı ihalenin feshine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

    İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ İcra Müdürlüğünün 2020/2905 Talimat sayılı dosyası ile 28/04/2021 tarihinde yapılan ihalenin feshi gerektiğini, daha önce bankalar tarafından taşınmaza yapılan 4 eksper raporunda 650,00TL değer biçildiğini, yeniden gerçekçi bir değer biçilmesi gerektiğini, taşınmazın satıldığı bedelin eksper değerinin çok altında olduğunu ileri sürerek, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; İhalenin feshi talebinin süresi içinde yapılmadığını, dava konusu ihale tarihinin 28/04/2021 olduğunu, dava dilekçesinin 25/05/2021 tarihinde sunulduğunu, öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, usulden reddine karar verilmemesi halinde esas hakkındaki savunmaları dikkate alınarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "... Dava ihalenin feshi istemine ilişkindir....

    Özçelik olduğunu, bu durumun şirket genel kurul kararı ve Noterlik'ten alınan imza sirküleri ile açıkça belli olduğunu, Vergi Dairesi tarafından müvekkili şirkete veya şirket yetkilisine herhangi bir tebligat gönderilmediğini, satış tutanağının da müvekkili şirket veya yetkilisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle usul ve yasaya aykırı ihalenin feshine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

    ın şirket ortaklığının feshi ve mümkün olmaması halinde şirketin feshine karar verilmesini talep ettiklerini, halen derdest olan davada, şirkete kayyum tayini yaptırma yönünde yetki ve mehil verildiğini, şirket haklarını koruyacak bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Antalya ... ATM'nin ... E. sayılı dosyasının tetkikinden; davacı ... tarafından Genel Kurul Kararının İptali İstemli açılan davanın derdest olduğu, 04/07/2022 tarihli ara karar ile davalı şirkete kayyum atanması için süre verildiği görülmüştür. ... Limited Şirketi 'nin Antalya ...ATM nin ... sayılı dosyasında Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden temin edilen kayıtlarının tetkikinden; şirket yetkilisi ve şirket ortaklarından birinin halen ......

      KARAR Davacı, davalı şirket ile, 28 adet büyükbaş hayvanın tarafından satın alınması hususunda 10/11/2012 tarihli sözleşme imzaladıklarını, karşılığında topğlam 140.000 TL tutarlı iki senet verdiğini ancak hayvanların bir kısmının aslında şirket demirbaşında kayıtlı olmadığı bir kısmının ise küpesiz olduğunu öğrendiğini, kendisinin hileli hareketlerle aldatıldığını ileri sürerek, aldatma sebebine dayalı olarak sözleşmenin feshi ile senetlerin tarafına iadesini, hayvanlar için yaptığı bakım masraflarına mahsuben 40.000 TL maddi zararın faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacının da şirket ortağı olduğunu ve hayvanların evveliyatını bildiğini, ayrıca hayvanların eksiksiz ve küpeleri tam olarak teslim edildiğini, davacının borcu ödememek için kötü niyetle dava açtığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Şirket organları temsil yetkilerini ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korurlar." Müflis şirketin, icra takibinde borçlu olması nedeniyle İİK'nun 134. maddesine göre ihalenin feshi isteminde bulunma hakkı vardır. Bu hakkın kullanılması yukarıda da belirtildiği üzere İİK'nun 191. maddesinde belirlenen mal üzerinde tasarrufta bulunulduğu anlamına gelmediğinden borçlu şirket iflas etse dahi icra mahkemesinde bu şikayeti yapabilir. Şikayet sırasında borçlu şirketin iflas etmesi halinde, 6102 sayılı TTK'nun 534. maddesi uyarınca şirket organları ihalenin feshi istemi yönünden temsil yetkilerini koruduğundan verilen vekalet de son bulmaz. Müflisin kullanabileceği hakları vekili onun adına kullanabilir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, iflas kararı ile müflis şirketin vekili ile olan vekalet ilişkisi son bulduğundan bahisle aktif husumet yokluğu nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....

          Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, borçlu davacı Uğur Koşar tarafından, icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirine Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/424 Esas sayılı dosyasıyla itiraz edildiği ve satışa konu şirket hisse değerlerinin mahkemece belirlenen değerler üzerinden satışa çıkarıldığı, bu değerin düşük belirlendiğinin ihalenin feshi şikayetinde de fesih sebebi yapıldığı anlaşılmakla, artık kıymet takdirinin kesinleştiğinden söz edilemez....

          UYAP Entegrasyonu