"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- 1-Dava konusu ... plaka sayılı aracın, 21.7.2001 kaza tarihinden sonra malikinin değişip değişmediği, devir ve tescil belgelerinin ilgili Trafik Tescil Müdürlüğünden sorularak getirtilmesi, 2-Davacı vekili 29.12.2008 tarihli celsede, davaya konu aracın olaydan sonra yediemin garajına çekilerek götürüldüğünü, yediemin ücreti ödenmeyince de yediemin tarafından satıldığını ve şu anda nerede olduğunu bilmediğini bildirmekle; aracın sovtajının yediemin tarafından satışına ilişkin bilgi ve belgelerin bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere birlikte gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 26.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu ücrete konu yedieminlik deposu Bakanlığa ait olmayıp özel bir depo olduğu gibi, alacaklı vekili ile yediemin arasında tanzim edilen 05/04/2017 tarihli yediemin teslim zaptında da bu hususa vurgu yapılmış ve günlük ücret tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılmıştır. Konuya ilişkin Yargıtay kararlarına göre; "...Sözleşme serbestisi içinde düzenlenen yedieminlik ücretine ilişkin protokol tarafları bağlar. Bu durumda sözleşme nedeniyle uygulama imkânı bulunmayan Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret tarifesine göre yazılı şekilde yedieminlik ücreti belirlenerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır..." denilmekte olup buna göre davacı yedieminin ile yapılan sözleşme uyarınca kararlaştırılan ücretin ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi'nin 2019/68 E., 2021/107 K....
Adalet Bakanlığınca açılıp işletilen yediemin depolarından uygulanmakta olan ücret tarifelerinde, ücretin hacizli eşyanın değerine göre belirlenmesi ve uzun süreli muhafaza halinde daha düşük ücret alınmasına ilişkin kurallar mevcuttur. Her ne kadar tarife sadece bakanlıkça işletilen yediemin depoları için geçerli ise de; özel yediemin depolarına ilişkin ücret uyuşmazlıklarında da bu tarifedeki kurallardan yararlanarak sonuca ulaşılması hakkaniyete daha uygun düşer. Bu nedenlerle, dava konusu hacizli eşyanın değeri, yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu ile ortaya çıkan yediemin ücret miktarının fazlalığı gözönüne alındığında BK.nun 43. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekir. Mahkemece bu husus gözönünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davalı alacaklı vekilinin özel yediemin deposu görevlisi ile sözleşme yapma yetkisinin bulunmadığı, takip dosyasındaki işlemleri yürütmekle icra memurluğunun görevli olduğu, tarafların icra memurluğunun hukuka aykırı gördükleri işlemlerle ilgili olarak icra hukuk mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilecekleri, davacı tarafın takip dosyasında alacaklı olan davalı taraftan sözleşmenin kurulduğundan bahisle yediemin ücreti talep etmesinde davalı - takip dosyası alacaklı tarafın sözleşmenin tarafı olamayacağı, davalı tarafın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, 01.04.2014 tarihli ek karar ile, dava esas değerinin temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmştir....
Diğer taraftan, mahcuz mallara ilişkin her türlü tedbiri alma görevi de icra dairesine ait olup, icra dairesinin yasaya aykırı işlemlerine karşı “şikayet” yolu açıktır. Bu durumda, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/13 Esas sayılı dosyası ile şikayetçi tarafından faydalı model belgesine tecavüz iddiası ile açılan davada müvekkilinin aleyhine 20/01/2020 tarihli tensip tutanağının 4 nolu kararı ile davalının davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin önlenmesine, davalı tarafından üretilen tecavüze konu ürünlere ve üretimde kullanılan vasıtalara dava sonuna kadar el konulmasına, davalının bu ürünlerin üretiminin dava sonuna kadar durdurulmasına karar verildiğini, ancak itirazları üzerine tedbir kararın kaldırıldığını, hatta el konulan makinenin yediemin olarak davacıya teslimine karar verildiğini, buna rağmen icra dairesince ihtiyati tedbirin infazı yönünde işlem yaptığını belirterek Develi İcra Müdürlüğü'nün 2020/20 esas sayılı dosyasındaki 04/09/2020 tarihli işlemin ve 07/09/2020 tarihli el konulan makinenin yediemin olarak teslimine dair işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak bedeli paylaşıma konu olan aracın muhafazası ile ilgili masraflar aracın aynına ilişkin MTV.den önce ödenir. Aracın muhafazasına ilişkin bu bedel Adalet Bakanlığınca yayınlanan Yediemin Depolarına İlişkin Ücretten fazla olamaz. Bu durumda Adalet Bakanlığının yediemin depoları ile ilgili tarife uyarınca yediemin deposunun alacağı belirlenip İİK’nun 138. maddesi uyarınca ödedikten sonra kalan miktar için alacaklılar arasında sıra cetveli yapılması gerekir. Mahkemece yukarıda açıklanan şekilde bu bedel belirlenmiş olmasına rağmen yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
için haciz zabtının yanlış hazırlandığını, dava konusu mallara ilişkin açılmış davalar bulunduğunu, bu davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın kabulüne, haciz tutanağının ve muhtıranın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, uzun yıllardır yediemin olarak faaliyet gösterdiğini, davalı kurum ile davalı kurumun alacaklı olduğu borçluların menkul mallarının yediemin deposu olarak kullanılmasına ilişkin 21.11.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, sonrasında sözleşmenin 31.12.2011 tarihine kadar uzatıldığını ve iki tarafça feshedilmeyen sözleşmenin zınmen uzatılarak devam ettirildiğini, davalı ile 4 dosyadaki mahcuz malların yediemin ücreti hususunda anlaşamadıklarını ve davalı kurumun toplamda 18.909,41 TL eksik ödeme yaptığını ileri sürerek bu bedelin davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıya ödenen bedelin doğru hesaplandığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebi üzerine ilk derece mahkemesinin 05/04/2023 tarih ve 2023/2 Esas 2023/6 Karar sayılı istinaf başvurusu değerlendirilmesine ilişkin ek karar ile "Davalı vekilinin istinaf talebinin kesinlik sınırı nedeniyle reddine," karar verildiği, istinafa konu asıl alacak miktarının 22.052,10 TL olduğu ve karar tarihi olan 24/02/2023 tarihi itibariyle 41.710,00 TL'lik istinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı görülmekle, ilk derece mahkemesinin kararının miktar itibari ile kesin olduğu, Koyulhisar İcra Hukuk Mahkemesince verilen 05/04/2023 tarihli ek kararının da usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin ek kararın kaldırılmasına ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....