Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün bulunduğu, davalı MEB vekilinin cevap dilekçesinde zaman aşımı defini ileri sürmediği, bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanlarında belirttiği zaman aşımı itirazının cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle ileri sürülmüş zaman aşımı defi olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan belirsiz alacak davalarında talep arttırımından sonra ileri sürülen zaman aşımı definin değer ifade etmeyeceği, kıdem tazminatının ıslahla arttırılan kısmı da dahil olmak üzere hükmedilen miktarın tamamına fesihten itibaren faiz yürütülmesinin yasal düzenlemeye uygun ve isabetli olduğu, davacının mevsimlik değil aralıklı çalışmasının bulunduğu aralıklı çalışma halinde tüm çalışma süresi üzerinden hak edilen yıllık izin süresinin ve giderek izin ücreti alacağının hesaplanıp hükmedilmesinde...
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda; davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı def'inde bulunmuştur....
Hukuk Dairesinin 03/03/2020 gün 2019/3676 Esas 2020/2490 Karar sayılı ilamında; “İlk Derece Mahkemesince davanın esastan reddine dair verilen karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce; kaza tarihinin 15/12/2012 olduğu, davanın 04.04.2017 tarihinde açıldığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, dava zaman aşımı dolmuş olduğundan, mahkemece ara karar ile davalının zaman aşımı defi itirazının reddine karar verilmesi hatalı ise de, davalı ... şirketince yerel mahkeme kararının istinaf edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine usuli müktesep hak doğmuş olduğundan ve dahi zaman aşımı, hak düşürücü süreden farklı olarak mahkemece re'sen dikkate alınacak bir husus olmadığından bu hususa dokunulmadığı ve poliçede koltuk adedi 1 sürücü, 1 yolcu şeklinde ölüm teminatı olarak 100.000,00-TL olarak belirlendiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiği, ancak; İlk Derece Mahkemesi'nce verilen davanın...
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, çeklerin hatır çeki olarak verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davalarda 1 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, çekin zaman aşımı süresinin sona erdiği ve zaman aşımını kesen nedenler de dikkate alındığında davacının sebepsiz zenginleşme davasını zaman aşımı süresi içerisinde açmadığı gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
HMK'nın 142. maddesindeki emredici usul kuralı ve İçtihatı Birleştirme Kararına göre mahkemenin zamanaşımı konusunda olumlu-olumsuz bir karar vermesi zorunlu olduğundan, bu yöndeki davalı vekili istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesince dava konusu aracın satış faturasının dosyaya sunulması sağlanıp gerekirse değer konusunda davacıdan beyan alınarak harç ikmali sağlanması gerekirken bu eksiklik giderilmeden ve yine davalının zaman aşımı defi kapsamında ve davacının garanti iddiaları bakımından araca ait garanti belgelerinin dosyaya sunulması sağlanmadan ve zaman aşımı defi değerlendirilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmediğinden, bu yönüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararında yeterli gerekçe bulunmadığı, delillerin yeterince değerlendirilmediği ve ayrıca zamanaşımı defi hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulduğu anlaşıldığından, HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının...
Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesince dava konusu aracın satış faturasının dosyaya sunulması sağlanıp gerekirse değer konusunda davacıdan beyan alınarak harç ikmali sağlanması gerekirken bu eksiklik giderilmeden ve yine davalının zaman aşımı defi kapsamında ve davacının garanti iddiaları bakımından araca ait garanti belgelerinin dosyaya sunulması sağlanmadan ve zaman aşımı defi değerlendirilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmediğinden, bu yönüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararında yeterli gerekçe bulunmadığı, delillerin yeterince değerlendirilmediği ve ayrıca zamanaşımı defi hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulduğu anlaşıldığından, HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....
ve bu suretle takibin 3 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu belirtilerek bozma kararına direnilmiş ve önceki hüküm yeniden kurulmuş, direnme kararı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;zaman aşımı defi işin esasına dair bir itiraz olmakla icra tetkik merciinde incelenme imkanının bulunmadığını, bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini, mevcut icra takip dosyası incelendiğinde takibin ve alacağın zaman aşımına uğramadığını, icra takip işlemlerinin devamı süresince zaman aşımının işlemediğini ve takip ile de zaman aşımının kesileceğini, yerleşik içtihat ve HMK hükümleri gereğince de kesilen zamanaşımının yeniden işlemeye başlamayacağını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak ele alındığında; davacı borçlunun, aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığı İstanbul Anadolu 24....
Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; şikayet ve istinaf dilekçesini tekrarı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 33/a-1, 71/2. 59, 6762 sayılı TTK’nın 661. maddesi, ve Yargıtay 12. HD 2020/632 E.- 1122 K., 2016/25178 E.- 2017/16438 K. sayılı içtihatları 3....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/807 Esas 2019/698 Karar sayılı dosyası ile borçlularca açılan menfi tespit ve istirdat davasına konu senetlerin aynı olduğu, bu davanın takip dosyalarındaki zaman aşımı süresini kestiği ve verilen kararın henüz kesinleşmediği göz önüne alındığında kesilen zaman aşımı süresinin yeniden işlemeye dahi başlamadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Borçlular istinaf dilekçesinde; takip dosyasının işlemsiz bırakılması nedeniyle zaman aşımı iddialarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemişlerdir. C....