Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA:Davalı vekili, zaman aşımı itirazında bulunarak davanın iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu bununda geçtiğini belirterek zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca kazada kusurun sigortalı araçta olmadığını da belirterek davanın esas yönünden de reddi gerektiğini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, kaza nedeniyle araç hasarından kaynaklanan tazminat davasıdır.Davacı tarafın araç üzerinde rehin hakkı bulunduğundan bu davayı açmakta dava ehliyeti ve hukuki menfaati mevcuttur....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.07.2009 tarihinden sonra davalı alacaklı vekilince 25.12.2019 tarihinde yenileme emri gönderildiğini, İki tarih arasında 10 yıl 5 ay zaman sonra yenileme talebi gönderildiğini, taraflar arasında dayanak ilamın davalı-alacaklılar vekiline 2018 yılında tebliğ edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, dayanak ilamın davalı-alacaklılar vekiline tebliğ tarihi itibariyle de 10 yıllık ilam zaman aşımı süresinin dolduğunu, ayrıca boşanma ilamlarının boşanma hükmü yönünden zaman aşımına uğramayacağını, ferileri yönünden kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresinin hesaplanacağını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, boşanma ilamında hüküm altına alınan tazminatların tahsili için başlatılan ilamlı icra takibinde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....

    alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi hakkında genel zaman aşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı şikayetçi tarafından temyiz isteminde bulunulduğu görülmektedir....

      Davalı vekilince süresinde verilen cevap dilekçesi ile dava konusu işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığı belirtilerek zaman aşımı defi ileri sürülmesine rağmen, zamanaşımı defi yöntemince irdelenmiş değildir. Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.1.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı) Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmektedir....

      E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekili 14.7.2010 tarihinde taleplerini ıslah etmesine ve davalı tarafından da süresinde ıslaha karşı zaman aşımı definde bulunulmasına ve mahkemece davalının ıslaha karşı zaman aşımı defi nedeni ile bilirkişiden ek rapor aldırılmasına rağmen zaman aşımına uğrayan kısımlar dışlanmadan, ek rapor değerlendirilmeden hüküm kurulmaması F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.06.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının talep ettiği ikramiye alacaklarının hangi yıl için istendiğinin belli olmadığını, iş akdinin özelleştirme kapsamında 7.7.2005 tarihinde sonlandırıldığını, ikramiye alacakları yönünden zaman aşımı süresinin dolduğunu ve ikramiyelerin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve dosyadaki belgelere dayanılarak, davacının iş akdinin 4.5.2005 tarihinde emeklilik nedeni ile sonlandırıldığından fark kıdem tazminatı alacağının olmadığı, zaman aşımı defi gereği ikramiye alacağının da bulunmadığı gerkeçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı Davacı temyiz etmiştir....

          Maddesindeki bir yıllık zaman aşımı süresinin taşıma işlerine ait özel bir düzenleme olduğu, 2918 sayılı yasadaki zamanaşımı süresinin uygulanma yerinin bulunmadığı, dava tarihinin ise 19/03/2021 olup bir yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, bu durumda davalının zamanaşımı definin yerinde olduğu ve davanın reddi gerektiği anlaşılmakla, oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

            Gerçekten de Borçlar Kanununun 128. maddesinde; “Zaman aşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir. Kurum açısından alacak hakkı, bağladığı gelirin yetkili organ tarafından onaylandığı tarihte ödenebilir hale geleceğinden, muacceliyetin de onay tarihi olacağı açıktır. O halde, 26. maddeye ilişkin davalarda zaman aşımı, masraflar için sarf; gelirler için ise ilk peşin sermaye değerinin başlangıçtaki gelir bağlama onay tarihinden başlatılmalıdır. Üçüncü kişiler aleyhine açılan davalar ise Borçlar Kanunu madde 60 gereğince 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımının başlangıcı zarar görenin faile ve fiile ıttıla tarihinden itibaren bir, her hal ve koşulda olay tarihinden itibaren 10 yıldır. Zarara ıttıla ise gelirler yönünden gelirlerin onay tarihi, masraflar yönünden ise her bir masrafın sarf ve ödeme tarihidir....

              ile talep edilen 1.000 TL eklendiğinde davacının 1.854,32 TL zaman aşımına uğramayan alacağının bulunduğu, davacı vekili ıslah dilekçesi ile zaman aşımı defi nazara alınarak toplam 1.929,45 TL talepte bulunduğu anlaşılmakla zaman aşımı defi nazara alınarak hüküm oluşturulmuştur....

              BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Dairemizin 21.01.2021 tarihli ve 2020/4493 Esas 2021/1920 Karar sayılı ilâmıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek "...Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilince 09.01.2017 tarihli ıslah dilekçesinde olası zaman aşımı defi de göz önünde bulundurularak dava konusu alacaklar ıslah edilmiş, davalı vekilince de süresinde ıslaha karşı zaman aşımı def’inde bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesince fazla çalışma ve hafta tatili alacakları yönünden, ıslaha karşı zaman aşımı defi dikkate alınmadan bilirkişi raporunda hesaplanan tutarlar üzerinden %30 indirim uygulanarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu