İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2021 NUMARASI : 2021/493 ESAS - 2021/624 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 23. İcra Dairesi'nin 2008/7458 Esas sayılı dosyasında müvekkili borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ayrıca icra dosyasının 10/07/2014- 26/08/2016 ile 05/06/2018- 17/09/2019 tarihleri arasında takipsiz bırakıldığını, dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğini, dosyada yenileme emrinin dahi olmadığını belirterek, dosyanın işlemden kaldırılmasını ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....
Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Şikayet, şikayet olunan alacaklının takip dosyalarında yapılan tebligatların usulsüz ve muvazaalı olduğu iddiasına dayalıdır. Borçluya ait mahcuz malın satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da hem sıraya hem alacağın esasına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK m. 142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK m. 142/son) ileri sürülmelidir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde genel mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekir....
Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 11/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin 29/04/2019 olduğunun bildirildiği, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra, 23/05/2019 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunulduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, öğrenme tarihinin 29/04/2019 olduğu gözetilerek öğrenme tarihine göre, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
CEVAP : Davalı alacaklı T3 cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davalının mernis adresine gönderildiğini, davacının usulsüz tebligat yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı borçluya usulüne uygun tebligatın sağlandığını, usulsüz tebligat yapıldığı iddiasının tamamen hukuka aykırı ve kötü niyetli olup alacaklı müvekkilin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, mernis adresinin güncel olup olmadığından davacının sorumlu olduğunu belirterek, şikayetin reddine, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2021/90 ESAS - 2021/135 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....
Davacı tüzel kişi olmayıp, gerçek kişi olduğundan; davaya konu ödeme emrinin, işyeri adresine yapılamayacağı, tebligatın davacının bilinen en son adresinde yapılması, bunun mümkün olmaması halinde ise MERNİS kaydındaki adresine tebligat çıkartılması gerekmektedir. Davacıya çıkartılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ve 08.07.2014 tarihinde açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, davacının ödeme emrinin iptali isteminin hak düşürücü süre içinde ileri sürdüğü kabul edilip, işin esasına girilerek davacının iddiaları hakkında bir karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- Haczin kaldırılmasına yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesi Dava, haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
kesinleşmeden konan haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de dosyada mevcut haczin Eskişehir 2....
Davacının dava dilekçesindeki açıklamalarından davanın davacının finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığı makinenin Finansal Kiralama Kanunun 9 ve 17/1 maddesine göre haczin mümkün olmadığı ve yapılan haczin anılan madde gereğince usulsüz olduğuna ilişkin sikayet niteliğindedir. Bu anlamda dava şikayet istemine ilişkin olmakla birlikte mahkemece hatalı nitelendirme ile istihkak davası olarak görülmesi hatalı olmuştur. Ancak hacizli makinenin finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kaldığı ve haczin kaldırılmasına karar verildiğinden sonuç itibari ile karar yerinde olmuştur. Dava şikayet istemine ilişkin olduğundan, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırdır. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca ilamlı icra yoluyla yapılan icra takibinde müvekkilinin emekli maaşına haciz konulduğunu, sözkonusu haczin kaldırılması için şikayet yolu ile açılan davada... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.06.2012 tarih, 2012/223 E, 2012/419 K sayılı kararı ile emekli maaşı üzerine konulan haczin 28.01.2011 tarihinden geçerli olacak şekilde kaldırılmasına karar verildiğini, 28.01.2011 tarihinden itibaren hukuka aykırı olarak yapılan kesintilerin kesinti tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kesintinin yapıldığı icra dosyasından anılan icra mahkemesi kararına dayanarak iade isteminde bulunabileceğini, davacının talebinin haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....