Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16/07/2019 tarihli, 2017/242 Esas- 2019/339 Karar sayılı kararı ile müvekkili aleyhine açılan davanın kabulüne karar verildiğini, ilam kesinleşmeden ve ihtiyati haczin kaldırılması kararı etkisini sürdürmeye devam ederken müvekkiline icra emri gönderilerek hacizler uygulandığını, usulsüz haciz işlemlerinin kaldırılması için icra müdürlüğünde talep açtıklarını, icra müdürlüğünün 06/11/2019 tarihli kararla taleplerini reddettiğini, bu kararın hatalı olduğunu, tasarrufun iptaline ilişkin ilam kesinleşene kadar ihtiyati haczin kaldırılması kararlarının etkisinin devam ettiğini beyanla 06.11.2019 tarihli müdürlük kararının iptalini talep etmiştir. Mahkeme; ihtiyati haciz kararlarının kaldırılması kararının daha sonra verilen ve icra edilen tasarrufun iptali hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
İcra Müdürlüğüne aynı borç için süresinde itiraz edildiğini, davalının itirazın kaldırılması talebinde bulunmadan, dosyanın yetki yönünden Ortaca İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediğini, takibin Tebligat Kanununa ve hukuka aykırı şekilde devam ettiğini belirterek, kararın bozulmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
İcra Müdürlüğünün 2021/13287 Esas sayılı dosyası incelendiğinde davacı tarafından borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra dosyasından çıkarılan ödeme emrinin borçluya 28/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında mahkememizin 2021/380 esas sayılı dosyasından ödeme emrinin öğrenme tarihinin 08/08/2021 olarak düzeltildiği ve verilen kararın İstinaf incelemesinde olması sebebi ile kesinleşmediği görülmüştür. Dava niteliği itibari ile usulsüz tebligat şikayeti kesinleşmeksizin hacizlerin kaldırılıp kaldırılamayacağına dair açılmış şikayet davasıdır. Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra Mahkemesi kararları verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yukarıda alıntı yapılan Yargıtay 12....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Şikayetçinin haczedilen taşınmazın, İİK'nın 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 103. maddeye ilişkin davetiyenin 13/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe göre şikayetin yasal süreden sonra olduğu gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, geçimini çiftçilikle sağladığını belirterek traktörü üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK.nun 82/4. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir....
İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil eder. Somut olayda, borçlu ...'ın....Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfından aldığı emekli maaşı üzerine 22.05.2008 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun adı geçen vakıftan aldığı emekle maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle 14.04.2013 tarihinde şikayette bulunduğu, haczin kaldırılması istemine ilişkin bu şikayetin .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13.06.2013 gün, 2013/300E.-2013/415K. Sayılı ilamı ile reddedildiği ve ilamın 12.07.2013 tarihinde kesinleşmiş olduğu, kesinleşen bu ilamın taraflarının ve konusunun, temyiz konusu karar ile aynı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle anılan icra mahkemesi kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden borçlunun.......
Bu durumda mahkemece, öncelikle icra emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının temin edilerek incelenmesi ve tebligatın usulsüz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Tebligatın usulüne uygun olduğunun anlaşılması halinde diğer itiraz ve şikayetlerin süreye tabi olup olmadığı ve süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirilmelidir. Tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması halinde ise bu usulsüzlüğün ve muhatabın öğrenme tarihinin tespit edilerek diğer şikayet ve itirazların değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmadan hukuki yarar yokluğundan usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmesi, diğer taleplerin ise süresinde olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir....
ve yeniden yargılama yapılarak şikayet/davanın kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE: Borçlu tarafından murisinden intikal eden araç üzerine konulan haczin murisin mirasını reddettiğinden bahisle kaldırılması istenmiştir. Şikayet, icra (ve iflas) dairelerinin kanuna aykırı olan veya hadiseye uygun bulunmayan işlemlerinin düzeltilmesi veya yerine getirilmeyen veya sebepsiz sürüncemede bırakılan bir hakkın yerine getirilmesi için başvurulan bir kanun yoludur. Şikayet ve şartları İİK.'nun 16. maddesinde düzenlenmiştir. Şikayet, icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu olup, bir dava değildir. Bu nedenle şikayette davacı ve davalı terimlerinin yeri yoktur. Şikayette iki taraf vardır: 1)Şikayet eden, 2)Şikayet olunan (karşı taraf). İcra müdürünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgili, o işlem hakkında şikayet yoluna başvurabilir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayet edene yapılan haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligat mazbatalarında şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığının sorulmadığı ve yine tebliğin yapıldığı çalışanın şirket yetkilisinden sonra gelen kişi olup olmadığı hususu araştırılmaksızın tebligat yapıldığı bu hali ile de yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Yönetmeliğine aykırı olduğu belirtilerek davalı alacaklı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetine ilişkindir. 2....