Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı vekili tarafından şahsi ilişkinin genişletilmesine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayet değişimi, olmadığı takdirde çocuğun ortak velayet altına alınması, bu talep de uygun görülmez ise şahsi ilişkinin genişletilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince velayet değişimi, ya da çocuğun ortak velayete alınması istemi reddedilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmemek suretiyle kesinleşmiştir. Tüm dosya kapsamından tarafların Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi'nin 2017/790 Esas, 2019/65 Karar sayılı dosyası ile çekişmeli olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, baba ile çocuk arasında saatlik şahsi ilişki kurulduğu, hükmün 16/04/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

Mahkemece; "şahsi ilişki düzenlemesi yapılırken çocuğun yalnızca yurt içinde davacı babası ile görüşebileceğine yönelik olarak bir sınırlandırma yapılmadığı, davalı annenin çocuğun davacı babası tarafından yurt dışına kaçırılma girişiminde bulunduğuna yönelik iddiasının ise tarafların boşanma kararı verilmesinden önceki süreçte gerçekleştiği, boşanma kararının ardından dosyaya yansıyan böyle bir iddianın olmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak velayet kendisine verilen ebeeveynin çocuğunu yurt dışına çıkarabilmesi adına velayet kendisine verilmemiş olan ebeveynin iznine ihtiyacı yoktur. Bununla birlikte çocuk hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmamış olması halinde velayet kendisine verilmeyen ebeveynde mahkemece kurulan şahsi ilişki günlerinde müşterek çocuğu ile kişisel ilişki günlerini yurt dışında geçirebilecektir....

Her ne kadar davalı anne vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı müşterek çocuk Hilal ile davacı baba arasında düzenlenen şahsi ilişkinin hatalı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece, toplanan deliller neticesinde, velayetin davacı babaya verilmesi talebinin reddi neticesinde velayeti davalı anne üzerinde bırakılan müşterek çocuk Hilal ile, davacı baba arasında şahsi ilişki tesis edilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, şahsi ilişki biçimi ve süresinin yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin şahsi ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Aile Mahkemesi'nin 2017/431 Esas 2017/478 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 08/09/2017 tarihinde kesinleştiğini, müşterek çocuklardan Hacer Buğlem'in velayetinin anneye, diğer çocuk Ali İhsan'ın velayetinin babasına verildiğini, Hacer Buğlem ile davacı arasında şahsi ilişki tesis edildiğini, şahsi ilişki tesisine rağmen davalının çoğu kez çocuğu gizlemesi sebebi ile görüşme ve şahsi ilişkinin tesis edilemediğini, bu durumun Karaman İcra Dairesinin 2018/150 esas sayılı dosyasında ki tutanaklarla sabit olduğunu, velayeti annesinde bulunan müşterek çocuklardan Hatice Buğlem'in de velayetinin müvekkiline verilmesini talep ettiklerini, iki kardeşin bir arada büyümesini istediklerini, müvekkilinin her iki çocuğuna da bakabilecek durumda olduğunu belirterek müşterek çocuk Hatice Buğlem'in annesinde olan velayetinin kaldırılarak babasına verilmesini talep ve dava etmiştir....

Cumartesi saat 10:00'dan Pazar günü saat 17:00'a kadar, her yıl Temmuz ayının 1'inden başlayıp saat 10:00'dan 20. günü saat 17:00'a kadar yatılı olacak şekilde, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3.günü saat 17:00'a kadar baba ile şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının da polis olduğunu, kendisinden daha fazla geliri bulunduğunu, ileride emekli olduğunda artan enflasyonla nafakayı ödeme gücü kalmayacağını, nafakanın uygun mikara indirilerek, ÜFE artış oranının %9- 10 olarak belirlenmesini, ayrıca Avukatlık kanununa aykırı olarak kendi aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, iştirak nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk ile yeniden şahsi ilişki tesisi talebine ilişkindir....

Sonuç olarak; davacı vekilinin maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminat miktarı, şahsi ilişki süresine yönelik istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Aile Mahkemesinin 2019/692 Esas - 897 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek müvekkiline verildiğini, davalı-davacı anne ile şahsi ilişki kurulduğunu ancak, davalı-davacının pavyon denilen eğlence merkezlerinde aktif olarak konsamatris olarak çalıştığını, ikamet adresinin belli olmadığını, genellikle apart otellerde kaldığını, şahsi görüş zamanlarında çocuğun sağlığından ve psikolojisinden endişe duyduğunu, davalı-davacının müşterek çocukla ilgilenmediğini, müşterek çocuk için endişe duyduğunu, bu nedenle kişisel ilişki kararının iptal edilmesini istediğini belirterek, davalı-davacının yaşam koşullarını düzeltene kadar tüm yatılı kalma günlerinin bulunduğu ibarelerinin kaldırılmasına, covid tehlikesi geçene kadar anne ile çocuğun kişisel ilişki kurma saatlerinin ivedilikle durdurulmasına, tehlikenin son bulduğu andan itibaren her ayın 1 ve 3. haftası cumartesi günü sabah saat 10.00 ile akşam saat 17.00 arası, dini bayramların 2....

Çocuğun ana ve/veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve/veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki kurulmasındaki amaç, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Çocuğun, gözetim olmaksızın ana veya babasından biriyle kişisel ilişkisinin sürdürülmesi, onun yüksek yararına değilse, gözetim altında kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/3, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.1.2012 gün ve 2011/12727- 1614 sayılı ilamı)....

Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezinde şahsi ilişki tesisine” ilişkin hükmü ise infaza elverişli olmayıp usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca kişisel ilişki sırasında mekan sınırlandırılması getirilmesi kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun değildir. Mahkemece, infazda tereddüt oluşturmayacak ve çocuğun üstün yararını tehlikeye düşürmeyecek ve amaca da uygun şekilde kişisel ilişki tesisi gerekmektedir. Bu sebeple mahkemece yapılacak iş, üç kişilik uzman heyetinden rapor alınmak suretiyle, infaza elverişli ve amaca uygun şekilde hüküm kurulması zorunludur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.06.2015 (Perş.)...

    UYAP Entegrasyonu