Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ilişki kurulmasının doğru ve yerinde olduğu, ancak cezaevinde bulunan baba ile çocuklar arasında kurulan şahsi ilişkinin süresinin fazla olduğu, velayetin eki niteliğinde olan kişisel ilişkinin de kamu düzenini ilgilendirmesi gözetilerek re'sen çocuklar ile babası arasında infazı kabil olacak şekilde yeniden kişisel ilişki tesisine, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

ilişki kurulmasına karar verilmiştir.Taraflar halen farklı ilçelerde oturmakta olup, farklı şehirlerde oturuyor olsalar dahi gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırılması, Şahsi İlişki ve Nafakanın Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka ve kişisel ilişki yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığı gibi nafaka yönünden miktar itibariyle duruşma sınırını aşmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet, şahsi ilişki, nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle *Türk Medeni Kanununun 337. maddesinde "ana va baba evli değilse velayetin anaya ait olduğu" belirtilmesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile müşterek çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki kurulmaması isabetsizdir....

        Somut olayda, davacının dava dilekçesinde sadece velayetin değiştirilmesi talebinde bulunduğu, çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulması yönünden herhangi bir talebi olmadığı halde yerel mahkemece talebin aşılmak suretiyle yazılı şekilde çocukla baba arasında şahsi ilişki kurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davacı baba ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine ilişkin kararın tüm sonuçları ile kaldırılmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Mersin 5. Aile Mahkemesinin 04/03/2021 tarih, 2020/758 Esas, 2021/170 Karar sayılı kararının " Velayeti kanunen davalı annede olan tarafların müşterek çocuğu 11/09/2017 doğumlu Mohammad Ali TKO ile davacı baba arasında her ayın 2. Ve 4....

        Aile Mahkemesinin çocuk ile baba arasında şahsi ilişki kurulmasına ilişkin ara kararı olduğuna göre uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

          nin de davalı ile arasında bir hukuki ilişki veya borç ilişkisi bulunmadığını, davacı şirketi temsilen kaşe üzerine imza atmış olmasına rağmen, davalı taraf anlamsız bir şekilde davacıya şahsi olarak icra takibi başlattığını, bu takibin yasal bir dayanağı olmadığını, davalı tarafça haksız olarak davacıya şahsi olarak icra takibi başlatıldığını davacının gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğunu, davacıya şahsen ait olan İstanbul, ... İlçesi, ... 11084 Ada, ... parselde kayıtlı gayrimenkul ve İstanbul ... İlçesi ... Mahallesi, ... Altı Mevkii 12400 Ada, 371 Parselde kayıtlı gayrimenkul ve ... İli, ... İlçesi, Merkez Mahallesi, ......

            nin de davalı ile arasında bir hukuki ilişki veya borç ilişkisi bulunmadığını, davacı şirketi temsilen kaşe üzerine imza atmış olmasına rağmen, davalı taraf anlamsız bir şekilde davacıya şahsi olarak icra takibi başlattığını, bu takibin yasal bir dayanağı olmadığını, davalı tarafça haksız olarak davacıya şahsi olarak icra takibi başlatıldığını davacının gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğunu, davacıya şahsen ait olan İstanbul, ... İlçesi, ... 11084 Ada, ... parselde kayıtlı gayrimenkul ve İstanbul ... İlçesi ... Mahallesi, ... Altı Mevkii 12400 Ada, 371 Parselde kayıtlı gayrimenkul ve ... İli, ... İlçesi, Merkez Mahallesi, ......

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın KABULÜ ile; her ayın ikinci haftası Cumartesi günleri saat 09:00’dan saat 18:00’e kadar, dini bayramların üçüncü günü saat 09:00’dan saat 18:00’e kadar,davacı ile küçük TC Kimlik Numaralı Can Adem Sarı arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf dilekçesi: Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, davanın kötü niyetle açıldığını, davacının dava konusu çocuk için piç biçiminde hakarette bulunduğunu, davacının oğlunun ölümünden davalıyı sorumlu tuttuğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini, verilen şahsi ilişkinin velayet hakkını engeller mahiyet arz etmesi nedeniyle aksi halde hakkaniyete uygun olarak şahsi ilişkinin tespitini talep etmiştir....

              İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019//129 Esas 2019/86 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı T1 vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Adana 2.İcra Müdürlüğünün 2016/2631 esas sayılı dosyası ile çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlı icra takibi yapıldığını, takip dayanağı ilama göre çocuğun velayetinin davalı alacaklıya verildiğini ve müvekkili borçlunun çocukla şahsi ilişki kurmasına karar verildiğini, davalı alacaklının ilama göre takip yapamayacağını, davalının çocuğu hiç yanına almadığını, çocuğu müvekkilinde bıraktığını, davalı alacaklının 2018 yılı Mart ayında ailesini de terkederek gittiğini, nerede olduğunun bilinmediğini, davalı alacaklının adresinin halen müvekkilinin adresinde kayıtlı olduğunu, çocuğun tüm ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, davalı alacaklının adresinin belli olmaması nedeni ile çocukla nasıl şahsi ilişki kuracağının bilinemediğini belirterek...

              UYAP Entegrasyonu