Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin şahsi sorumluluğu bulunmadığı halde davalı şirketin müvekkili ve ... Ltd. Şti. aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek müvekkilinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının icra takibine süresinde itiraz etmediğini takibin kesinleştiğini, davacının eşi ile birlikte sahip olduğu... Ltd. Şti'nin gayri faal durumda olduğunu, bu şirket aleyhine girişilmiş pek çok icra takibi olduğunu taraflar arasında ticari ilişki olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, alacağın dayandığı satış sözleşmesinde ... Ltd. Şti. ve ...'ın ismi altında tek imza bulunduğu sözleşmenin içeriğinden davalı şirket ile davadışı ... Ltd. Şti. arasında ticari ilişki olduğunun anlaşıldığı davacı ...'...

    İLİŞKİ KURULMASINA, kurulan şahsi ilişki tesisine ait hükmün kararın kesinleşmesine kadar da tedbiren uygulanmasına'' sözcüklerinin eklenmesine, hükmün bu bölümünün düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 28.02.2022 (Pzt.)...

      Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 5- Mahkeme tarafından velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk 2008 doğumlu ... ile davalı babası arasında “davalı babanın halen cezaevinde tutuklu olduğu anlaşılmakla, çocuğun okul durumu da nazara alınarak ayda iki kez cezaevi idaresince belirlenecek görüşme günlerinde 2 saat süre ile çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, küçük ile davalı baba arasındaki şahsi ilişki kararının takip ve yerine getirilmesinin cezaevindeki uzman aracılığıyla sağlanmasına” şeklinde kişisel ilişki kurulmuş ise de, hükmün infaz kabiliyetinin bulunmadığı gibi çocuğun ayda iki kez cezaevine gitmesi, çocuğun üstün yararına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle cezaevi idaresinden görüş günleri de sorulmak suretiyle ve infazı kabil olacak şekilde kişisel ilişki kararı verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı kocanın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Günümüz ulaşım imkanları ve tarafların yerleşim yeri arasındaki mesafe dikkate alındığında kişisel ilişki düzenlenirken aynı yer veya farklı yer ayrımı yapılmasının doğru olmadığı gibi öte yandan davalı-karşı davacı koca ile 17.7.2002 doğumlu müşterek çocuk ... arasında, her yılın yarıyıl ve yaz tatilinde de uygun şahsi ilişki tesisi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde sadece ayın belirli haftaları ve dini bayramlarda kişisel ilişki tesis edilmesi uygun olmamış ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün...

          Davalı-k.davacı erkek istinafında, hükmedilen nafakalarının fazla olduğunu, çocuklar ile baba arasında kurulan şahsi ilişkinin anne yanında kurulmasının olumsuz sonuçlar doğuracağını, bu nedenle çocuklar ile ayda 3 kez cumartesi günleri sabah 10:00 ile akşam 1800 saatleri arasında anne refakati olmadan şahsi ilişki tesisine karar verilmesini talep etmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2021/15326 Esas sayılı dosyasından icraya konulduğunu ve örnek no:3 çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin icra emri gönderildiğini, bu icra emrinin 21/11/2021 tarihinde kendilerine tebliğ olduğunu, takip talebinde ve icra emrinde davalı tarafın çocuğun teslimini talep ettiğini, oysa takibe konu mahkeme kararında velayetin değişmesi mevzu bahis olmayıp sadece davalı ile müşterek çocuk arasındaki şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verildiğini, takip talebi ve icra emrinde teslimin hangi gün hangi saat ve hangi şartlarda gerçekleştirileceğine dair detaylı bilgi belirtilmeksizin mahkeme kararınca çocuk teslimi şeklinde belirtildiğini, şahsi münasebet tesisine ilişkin hususların takip talepnamesinde ve icra emrinde gösterilmesinin zorunlu olduğu Yargıtay 12....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Çocukla Kişisel İlişki Günlerinin Değiştirilmesine ilişkin olup, davalı taraf, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). İlişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir....

          Şahsi ilişki kamu düzenine ilişkindir. Her ne kadar şahsi ilişkiye yönelik istinaf yok ise de kurulan şahsi ilişkinin infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Ceza İnfaz Kurumu'nun belirlemiş olduğu açık görüş günleri hükümlünün bulunduğu yer (koğuş) değiştikçe bu günler de değişeceğinden taktiren müşterek çocukların "her ayın İlk haftası Cuma günleri saat 10.00'dan 12.00'ye kadar" çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesine karar vermek gerekmiştir....

          Ne var ki davalı erkek boşanma, velayet ve şahsi ilişki tesisine dair kararı istinaf etmediğinden boşanma, velayet ve şahsi ilişki tesisine ilişkin karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın gerekçesinde; dayanılan vakıalara göre taraflara hangi kusurların yüklendiği açıklanmamıştır. Bu sebeple kararın denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Anayasanın 141/3. maddesi "bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" emredici hükmünü içermektedir. Nitekim HGK'nun 2013/21- 1791- 1676 sayılı kararında "...Mahkeme kararlarının gerekçeli olması Anayasal bir zorunluluktur....

          Çocuk ve baba arasındaki şahsi ilişki tesisine dair ara kararın infazı için genel haciz yoluyla icra takibi yapılmasına yasal imkan bulunmamaktadır. Somut olayda, yasal düzenlemelere aykırı olacak şekilde çocuk ve baba arasındaki şahsi ilişki tesisine dair mahkeme ara kararının infazı için genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşıldığından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmadığı, ancak kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK.nun 353- 1- b-2. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere. 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- Mersin 4....

          UYAP Entegrasyonu