Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur. Davalı vekili davacının prim alacağının bulunmadığını, çalışanın prime hak kazanabilmesi için prim ödeme tarihinde bankada çalışıyor olmasının bir zorunluluk olduğunu ileri sürmüş ise de; dosya kapsamında davalı banka tarafından düzenli olarak yılda 2 defa prim ödemesi yapıldığı tespit edilmiş olup davacıya en son 2019/şubat ayı prim bordrosu ile prim ödendiği, davacının davalı yerinde çalıştığı döneme ilişkin bu prim alacağına hak kazanması için prim ödeme döneminde davalı yerinde çalışmasının zorunlu olduğuna dair herhangi bir düzenlemenin de mevcut olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin prim alacağına yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir....

Bu kapsamda, asgari işçilik tespitine ilişkin Kurum işlemi üzerine resen tahakkuk ettirilen prim borçlarına karşı işveren tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde Kuruma itiraz edebileceği gibi itirazın reddi halinde, red kararının tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde mahkemesine dava açabilir.Asgari işçilik incelemesinin teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle mahkemenin bu tür davalarda çözüm için, konuda uzman bilirkişilerden rapor alması gerektiği, esasen uygulamanın da bu yönde olduğu tartışmasızdır. Asgari işçilik tutarının hesaplanmasında, işveren işin yapımında ileri teknoloji kullandığını ileri sürerek o için Kurumca belirlenen asgari işçilik oranından daha düşük işçilik gerçekleştiğini iddia ediyorsa bunun ispatı işverene aittir. Kuşkusuz bu iddia soyut tanık beyanlarına dayandırılamayacağından, işverenin bu iddiasını somut nitelikte delillerle ortaya koyması gerekir....

    Davacının 12/04/1982 tarihinde davalı yerinde çalışmaya başladığı, 2000 yılına kadar bildiriminin yapıldığı, bazı aylar eksik gün bildirim kodu olmaksızın bildirimlerinin eksik yapıldığı tespit edildiğinden, mahkeme tarafından toplu sözleşmeleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bordro tanıklarının dinlenilmesi ve eksik gün bildirim sebeplerinin kuruma bildirilip bildirilmediği belirlendikten sonra karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iade edilmesine karar verilmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 2- İstanbul 36....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2018 NUMARASI : 2016/676 E. 2018/551 K....

    üzerinde yapılan inceleme neticesinde 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3....

    A.Ş. hakkında düzenlenen 21.02.2018 tarihli ve 81832282-1168439.042/2.625.136 sayılı 12.630,95 TL prim borcu ve 4.408,13 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 17.039,08 TL prim borç tahakkukunun iptaline, müvekkil şirketin 17.039,08 TL prim ödemesinin iade edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II.CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, ... Büyükşehir Belediyesi ile yapmış olduğu ihaleye istinaden yüklendiği işin %5 asgari işçilik oranı kapsamında olduğundan bahisle, müvekkili kurum tarafından davalı işyerinde eksik işçilik tespit edilmesi üzerine tahakkuk ettirilen 12.630,95 TL prim ile 4.408,13 TL gecikme zammı olmak üzere 17.039,08 TL borç tahakkukunun iptali ile prim ödemesinin iadesine ilişkin açılan bu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      nın ücretinin eksik bildirilmesinden dolayı aylık prim ve hizmet belgesinin eksik verilmesinden kaynaklı idari para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde; mevzuatta, aylık prim ve hizmet belgesinin verilmediğinin idarece yapılan denetimle ortaya çıkması halinde her bir belge için aylık asgari ücretin iki katı tutarında, şahsın kendisinin bildirmesi halinde ise her bir belge için aylık asgari ücretin sekizde biri oranında idari para cezası uygulanacağının belirtildiği, davacının 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait eksik bildirimi kendisinin yapmasına ve bu nedenle aylık asgari ücretin sekizde biri oranında idari para cezası tahakkuk ettirilmesinin gerekmesine karşın, bahse konu dönemler için aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası verilmesinin yerinde olmadığı; öte yandan, 2011 yılı için gıda mühendisi ... adına davacı şirket tarafından bildirilen ücretin meslek odasının belirlediği asgari ücretin altında olduğu gerekçesiyle eksik bildirilen miktarlar üzerinden düzenlenen...

        nın maluliyete ilişkin raporuna karşı itirazlarının kabulüne, davacıda oluşan sürekli maluliyet oranlarının yeniden ve doğru şekilde tespitini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davalı ...'nın 24.04.2009 tarihinde geçirmiş olduğu kazası sonucunun %11,10 sürekli göremezlik derecesi tespit edilerek kendisine sürekli göremezlik geliri bağlandığını, söz konusu tespite sigortalının itiraz dilekçesine istinaden dosyanın Yüksek Sağlık Kurulu'na gönderilmiş olduğunu, maluliyet oranına itiraza ilişkin idari prosedür tamamlanmadan ve Yüksek Sağlık Kurulu Kararı beklenmeden dava açılmış olduğunu, bu nedenle mezkur davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle, bilahare haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir....

          İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır." hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayımızda davacı şirkete 02.12.2014 tarih ve 9665- PRG 15, 9705- PRG 16 sayılı raporla eksik verildiği tespit edilen ücretlere ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgelerinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde verilmesi gerektiği işverene tebliğ edilmeden resen tahakkuk edilen prim ve gecikme zammı işleminin hukuka aykırı olarak tanzim edildiğine kanaat getirilmiştir....

          Her ne kadar bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle hizmet sürelerinden bahsedilmiş ise de davacının 30.06.2011 (son prim ödeme tarihi) tarihine kadar kabul edilen sürelerin netleştirilmediği, davacının 20.01.1982-30.09.1990, 01.05.2008-31.12.2008 ve 08.10.2009-02.02.2015 tarihleri arasına ilişkin Bağ-Kur sigortalılık bilgilerinin bulunduğu güncel hizmet cetvelinde, 30.06.2011 tarihinde 584 TL lik ödemenin bulunduğu (30.06.2011 tarihli 20.380,00 TL ve 1.365,00 TL şeklinde iki ödemenin güncel ekstrede yer almadığı) belirgindir. Davacının 30.06.2011 tarihindeki prim ödemeleri de netleştirilmek suretiyle, belirtilen tarih itibariyle yapılan prim ödemeleri nazarında tahsise esas alınabilecek süreler belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

            UYAP Entegrasyonu