Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

brüt ücret ve tazminat hesaplamasında dikkate alınmaması gerektiğini, benzer şekilde prim ödemesi de düzenli bir ödeme olmadığı için hesaplamalarda dikkate alınmasının hatalı olduğunu, tazminat hesabına esas ücret hatalı olduğu için ihbar tazminatı hesaplamasının da hatalı yapıldığını, 4- Davacıya yapılan prim ödemesinin davacının bordrolarından görüleceği üzere düzenli bir ödeme olmadığını, işveren tarafından belirlenen koşulların sağlanmaması halinde işçinin prim kazanamayacağının aşikâr olduğunu, davacı yönünden prim ödemesinin, kendisine bildirilen cironun belirli periyotlarda gerçekleşmesi, tahsilat oranı ve müşteri kazandırma oranına bağlı olarak ilk kez 2016 yılında uygulandığını, davacının prim alacağı olduğunu ispatlayamadığını, prim ödemesinin, davacının bordrolarından da görüleceği üzere düzenli olarak yapılmayan bir ödeme olduğunu, davacının çalışma dönemi boyunca düzenli bir prim ödemesi almadığını, prim kazanmak için gerekli olan şartları sağlayamadığı aşikar olup bu hususun...

Davacı tanığı, her yıl iki ya da üç maaş tutarında prim ödemesi yapıldığını, çalışanın performansı ile ilgili şirket zarar etmediği sürece her yıl prim ödemesi yapıldığını, şirketin kar durumuna bakılmadığını, çalıştığı dönemde sürekli prim aldığını, verilmediği bir dönem olmadığını ve davalı tanıkları da, davacının maaş + prim aldığını, prim miktarı değişken olmakla birlikte 2- 3 kat brüt maaş tutarında olduğunu, şirkette her yıl başı belirlenen şirket hedefleri olduğunu, bunun karşılığında başarı oranına göre performans primi verildiğini, bu pirimin hedeflerin tutulması halinde primin senede bir kez verildiğini, davacının 2016 yılında hak ettiği primi 2017 yılı Nisan veya Mayıs ayında aldığını, 2017 yılında çalışması bir yılı doldurmadığından kendisine prim ödemesi yapılmadığını beyan ettikleri görülmüştür....

B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti: Davalı vekili; davacının 23.09.2002 tarihinde davalı banka bünyesinde çalışmaya başladığını, 31.12.2014 tarihide davacının sözleşmesini 1475 sayılı yasanın 14/5 maddesi uyarınca feshettiğini, kendisine bütün haklarının ödendiğini, primlerin (aködül primi) banka mevzuatı gereğince ödeme tarihide görevi başında olan kişilere ödendiğini, davacının ise prim ödeme tarihinde görevi başında olmadığını, davacının talebinin yersiz olduğunu, davalı bankanın jestiyon primi uygulamasının çalışana münhasır olduğunu, kişinin başarı derecesi, konumu, hizmet süresi gibi kişisel özelliklerinin göz önünde bulundurulduğunu, bu nedenle her çalışana özel olarak hesaplandığını, davacının prim ödeme döneminde başında olmaması ve sözleşmesini kendisinin feshetmesi nedeniyle davacıya ödeme yapılmadığını savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2019 NUMARASI : 2018/572 E., 2019/305 K. DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan ) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesini özetle; davacı şirketin 2010 takvim yılı için 75. Yıl İstikbal Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü ile Ahmet Baldöktü Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkez Müdürlüğü'ne yemek hizmeti verdiğini, yapılan bu işin ihaleli bir olduğunu, davacı yeri ile ihale edilen bu için hizmet alan kurumlar ile davacı yeri arasında 31/12/2009 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalı kurumca bu dönemi kapsayacak şekilde fark prim borcu tahakkuk ettirilmiş olup ayrıca bu tahakkuk işlemine bağlı olarak idari para cezası verildiğini, fark birim borcuna bağlı idari para cezasının iptali talebiyle davalı kurum aleyhine Kayseri 2....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; "davaya konu işin 01.06.2012 tarihinde tamamlandığı, bu tarih itibariyle hesaplama yapıldığında eksik bildirilen işçilik tutarının 257.360,78 TL olduğu ve davalı kurumca tespit olunan eksik işçilik tutarı üzerinden tahakkuk ettirilen prim borcu ve faiz hesaplamasının yerinde olduğu, işin kesin kabulünde tespit edilen 51 kalem eksik ve kusurlu imalatın tamamlanma tarihinin 24.07.2013 olduğu, bu tarihin dikkate alınması halinde dahi davacı tarafça sunulan faturaların içeriğinin kesin kabulde belirlenen eksik imalatlar ile ilişkisinin bulunmadığı ve belirtilen faturaların değerlendirmeye alınamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      istifa ettirilmeye çalışıldığı beyanlarında doğru olmadığını,davacının defalarca görev tanımına aykırı hatta suç teşkil eden davranışlarda bulunduğunu,bu sebeple sözlü ve yazılı uyarı yapıldığını,en son 15.01.2019 tarihinde uyarı ve savunmasının istendiğini,davacının savunmasında hata yaptığını bir daha tekrarlanmayacağını beyan ettiğini,davacının yeni bir bularak akdini fesih ettiğinin ihtimal dahilinde olduğunu,davacının beyan etmiş olduğu çalışma sürelerinin gerçeği yansıtmadığını,müvekkili bankada mesainin 09:00- 18:00 saatlerinde olup öğlenleri 1,5 saat mola verildiğini,davacının fazla mesai yapmış ise bunu müvekkilinin talimatı ile değil kendi isteği ile yaptığını nitekim prim aldığını,davacının ücret sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere yıllık 270 saate kadar olan çalışmaların ücrete dahil olduğunu,kaldı ki davacının prim ile çalıştığını,davacının fazla mesai alacağı bulunmamakla birlikte kaldı ki kendisine prim ödemesi yapıldığını,yapılan primlerin fazla mesaiyi karşıladığını...

      Ayrıca yasal düzenlemede ödeme yükümlülüğünün ihlalinin belirlenmesinde taksit borcunu ödememe veya eksik ödeme ile cari ay prim borcunu ödememe veya eksik ödeme sayısı ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmuş olup aynı ayda taksit ve cari ay prim borcunun ödenmemiş olması ödeme yükümlülüğünün bir kez ihlali anlamına gelmektedir. Öte yandan bir ay taksit veya cari ay priminin ödenmemiş olması halinde bir sonraki ay ödenen taksit veya cari ay priminin BK.'nun 84., 85., 86 maddeleri gereğince önceki ödenmemiş aya mahsuben ödendiğinin kabulü gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, prim ve geçikme zammı tahakkukuna ilişkin işlemin ve prim tahakkukukun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davalı kurumca, eksik işçilik bildirimi nedeniyle davacı şirkete tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin ve 50.175.71 TL prim tahakkukunun iptali istemine ilişkindir....

          Belirlenen orana itiraz halinde ise, oran belirlenirken esas alınan tüm belge ve dayanak verileri getirtildikten sonra, gerektiğinde yapılan keşfen ve inceleme konusu olan kolunda uzman kişilerden oluşan heyet tarafından yerinde gözlemlenmeli, sonucuna göre, özellikle uygulanması gereken oran somut verilere dayalı olarak tespit edilmeli ve dava konusu olmakla belirlenen oran üzerinden %25 (indirim) eksiltme yapılmaksızın, Kurum müfettişince yapılan belirlemelerden ayrılma yönlerini açıklıkla belirtir şekilde ve hesaplama içerir bir rapor aldırmak suretiyle bir karar verilmelidir. Kabule göre de; açılan davanın niteliğine göre, istirdat istemine ilişkin olan davada, nispi vekâlet ücreti tayini yerine maktu vekâlet ücreti verilmesi isabetsizdir....

            Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında somut olayda Kuruma bildirilmesi gereken eksik işçilik miktarının Kurum müfettişince doğru hesaplandığı anlaşılmakla davanın tümden reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de; a) Yukarıda sıra numaraları belirtilen (7) adet fatura toplamının 401.283,30 TL olmasına rağmen bilirkişi raporunda 371.991,43 TL olarak kabulü, b) Hükümde yazılı 10.476,99 TL nin eksik işçilik miktarı olmasına karşın hüküm fıkrasında prim asıl alacağı olarak nitelendirilmesi, bu miktar üzerinden % 34,50 prim oranına göre prim ve gecikme zammının (gecikme cezası dahil) hesaplanarak davacıya istirdatı gereken miktarın buna göre belirlenmesi gerekirken eksik işçilik ile prim kavramlarının karıştırılması sonucu istirdatı gereken alacağın hatalı hesaplanması da doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu