nun davalıya ait işyerinde 03/10/2011 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu yaralandığını, davalının kusuruyla iş kazasının oluştuğunu, sigortalıya 202.209,92 TL ilk peşin değerli gelir bağlanıp, 20.194,31 TL tedavi gideri ile 9.423,05 geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini beyanla, kurum zararından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 208.644,55 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II- CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, zamanaşımının gerçekleştiğini, olayın kazalı sigortalının kusuruyla oluştuğunu, davalı tarafça işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin tüm tedbirlerin eksizsiz alınıp müvekkilinin olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığını beyanla davanın reddini talep emiştir....
Kaldırma kararı sonrasında mahkemece, davacının SGK işe giriş ve ayrılış bildirgesine göre çalıştığı iş kolunun 6201 olduğu, fesih tarihinde ülke genelinde davalı şirkette 6201 nolu iş kolunda 27 işçi bulunduğu, dava dışı TTSO Nükleer A.Ş' de işçi sayısına ilişkin yazı cevabı ve eklerine göre; fesih tarihinde ülke genelinde dava dışı TTSO Nükleer A.Ş.' nde 7022 nolu iş kolunda 6 tane işçi bulunduğu, her iki şirketin iş kolunun farklı olduğu ,dava dışı TTSO şirketinde, davacının çalıştığı iş kolu olan 6201 nolu iş kolunda çalışan işçi bulunmadığı, davalı şirket ile dava dışı TTSO Nükleer A.Ş' şirketinin aynı işkolunda olmadıkları ve davalı şirketin 30 dan az işçisi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜMLER : Beraatlerine dair Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi, katılanların olay tarihinde vekil huzurunda kollukta alınan beyanlarında sanığın kendilerine süpürge sağı ile vurduğa dair bir beyanlarının olmamasına rağmen mahkemece alınan beyanlarında sanığın kendilerine süpürge sapı ile de vurduğunu beyan etmek suretiyle beyanları arasında çelişki bulunması karşısında bu çelişki giderilerek ayrıca sanığın kolunun ne suretle alçıda olduğu tespit edilerek kolu alçıdayken mağdurların kafasını birbirine vurup vuramayacağı tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumun tayini ve tespiti gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten...
İlk Derece Mahkemesince 3 makine mühendisi ve bir sigorta bilirkişisinden alınan raporda bilirkişiler aracın, vites kolunun yan kısmında, gaz doldurulabilir çakmak bulunduğu tespiti değerlendirilmeden verdikleri raporda "Aracın ses sistemi ve mültimedya/araç bilgisayarı ve klima/havalandırma kontrollerinin bulunduğu orta konsolun içinde meydana gelen bir arızafaşırı ısınma sonucu ortamda bulunan plastik malzemenin tutuşması neticesinde çıkmış olabileceğini, ve yangının aracın ön konsolun orta bölümünün ve vites kolunun olduğu bölümün tamamen yanması ile sınırlı kaldığı kanaatine varılmıştır. Yapılan bu değerlendirme sonucu dava dosyasındaki İstanbul Anadolu 7.sulh Hukuk Mahkemesi 2020/48 D.İş. dosyasında alınan 30.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda Doç. Dr. Turgut Gülmez'in raporuna uygun düşmektedir....
Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı Hizmet İş Sendikası tarafından davalı T4 Etlik Gülhane Külliyesinde daha önce alt işveren tarafından yerine getirilen temizlik işlerine ilişkin iş yerinde örgütlenildiği, bu iş yerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti hususunda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yetki tespiti başvurusunda bulunulmuştur. Bakanlık tarafından işçilerin kadroya alınması sebebiyle 6356 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi gerekçe gösterilerek yetki tespiti başvurusu hakkında yapılacak işlem bulunmadığı belirtilerek talep reddedilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde T4 ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davalı olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin yalnızca Üniversiteye tebliğ edildiği taraf teşkilinin sadece Üniversite ile sağlanarak yargılama yapılmıştır....
Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı Hizmet İş Sendikası tarafından davalı T4 Etlik Gülhane Külliyesinde daha önce alt işveren tarafından yerine getirilen temizlik işlerine ilişkin iş yerinde örgütlenildiği, bu iş yerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti hususunda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yetki tespiti başvurusunda bulunulmuştur. Bakanlık tarafından işçilerin kadroya alınması sebebiyle 6356 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi gerekçe gösterilerek yetki tespiti başvurusu hakkında yapılacak işlem bulunmadığı belirtilerek talep reddedilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde T4 ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davalı olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin yalnızca Üniversiteye tebliğ edildiği taraf teşkilinin sadece Üniversite ile sağlanarak yargılama yapılmıştır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının iş kazası ve meslek hastalıkları sigortaları prim tarifesi uyarınca iş kolunun yanlış belirlenmesi neticesinde 01.10.1998 tarihinden beri ödenen fazla prim miktarının yasal faiziyle tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 27.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacılar, davalının ortopedi doktoru olduğunu, hem Devlet Hastanesinde çalıştığını hemde özel muayenesinde hasta baktığını, davacılardan İbrahim ve.... un 2 yaşındaki kızı davacı ...' nın 2006 yılı Temmuz ayında sağ kolunun kırılması üzerine Devlet Hastanesine gittiklerini, küçük kızları İlayda' nın kolunun filminin çekildiğini, hastanede ortopedi doktoru olmadığı için davalının özel muayenehanesine gittiklerini ve burada küçük İlayda' nın kolunun alçıya alındığını, daha sonraları davalının özel muayenehanesine takip ve kontroller için yine gittiklerini, davalının takip ve kontrollerini dikkatli yapmaması kusurlu davranması nedeniyle küçük İlayda' nın kolunun yanlış kaynadığını ve bariz bir çarpıklık meydana geldiğini, bu durumun düzeltilmesinin ancak küçük İlayda' nın ergenlik çağına girmesinin beklenerek yapılacak ameliyatlarla mümkün olduğunu bu süreçte kendilerinin çok yıprandığını elem ve ızdırap duyduklarını ileri sürerek davacı küçük İlayda için 11.000.00.TL, davacılar İbrahim...
Hukuk Dairesinin 05.07.2012 tarihli 2012/18720 esas 2012/26716 karar sayılı ilamında ... şirketinin iş kolunun haberleşme olmadığının tespit edilmesiyle muvazaa olgusunun ortadan kalktığını, bu sebeple davacının toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını talep edemeyeceğinden davaların reddine karar verilmiştir. TELEKOM ve dava dışı ... arasındaki ilişkinin ... 9. Hukuk Dairesinin anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar ... denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde “iş kolu tespiti kararına kadar olan dönemler için” muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamaların dikkate alınarak “bu dönemlere” ait davacının tüm isteklerinin değerlendirilmesi gerekir....
Bu genel açıklamalardan sonra, iş sağlığı ve güvenliği konusuyla ilgili düzenlemelerin de gözden geçirilmesi gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun, 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılan, fakat suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 77. maddesi; "İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar....