Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı Hizmet İş Sendikası tarafından davalı T4 Etlik Gülhane Külliyesinde daha önce alt işveren tarafından yerine getirilen temizlik işlerine ilişkin yerinde örgütlenildiği, bu yerinde toplu sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti hususunda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yetki tespiti başvurusunda bulunulmuştur. Bakanlık tarafından işçilerin kadroya alınması sebebiyle 6356 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi gerekçe gösterilerek yetki tespiti başvurusu hakkında yapılacak işlem bulunmadığı belirtilerek talep reddedilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde T4 ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davalı olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin yalnızca Üniversiteye tebliğ edildiği taraf teşkilinin sadece Üniversite ile sağlanarak yargılama yapılmıştır....

Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacı Hizmet İş Sendikası tarafından davalı T4 Etlik Gülhane Külliyesinde daha önce alt işveren tarafından yerine getirilen temizlik işlerine ilişkin yerinde örgütlenildiği, bu yerinde toplu sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti hususunda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yetki tespiti başvurusunda bulunulmuştur. Bakanlık tarafından işçilerin kadroya alınması sebebiyle 6356 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi gerekçe gösterilerek yetki tespiti başvurusu hakkında yapılacak işlem bulunmadığı belirtilerek talep reddedilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde T4 ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davalı olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin yalnızca Üniversiteye tebliğ edildiği taraf teşkilinin sadece Üniversite ile sağlanarak yargılama yapılmıştır....

KARAR Davacılar, davalının ortopedi doktoru olduğunu, hem Devlet Hastanesinde çalıştığını hemde özel muayenesinde hasta baktığını, davacılardan İbrahim ve.... un 2 yaşındaki kızı davacı ...' nın 2006 yılı Temmuz ayında sağ kolunun kırılması üzerine Devlet Hastanesine gittiklerini, küçük kızları İlayda' nın kolunun filminin çekildiğini, hastanede ortopedi doktoru olmadığı için davalının özel muayenehanesine gittiklerini ve burada küçük İlayda' nın kolunun alçıya alındığını, daha sonraları davalının özel muayenehanesine takip ve kontroller için yine gittiklerini, davalının takip ve kontrollerini dikkatli yapmaması kusurlu davranması nedeniyle küçük İlayda' nın kolunun yanlış kaynadığını ve bariz bir çarpıklık meydana geldiğini, bu durumun düzeltilmesinin ancak küçük İlayda' nın ergenlik çağına girmesinin beklenerek yapılacak ameliyatlarla mümkün olduğunu bu süreçte kendilerinin çok yıprandığını elem ve ızdırap duyduklarını ileri sürerek davacı küçük İlayda için 11.000.00.TL, davacılar İbrahim...

    İlk Derece Mahkemesince 3 makine mühendisi ve bir sigorta bilirkişisinden alınan raporda bilirkişiler aracın, vites kolunun yan kısmında, gaz doldurulabilir çakmak bulunduğu tespiti değerlendirilmeden verdikleri raporda "Aracın ses sistemi ve mültimedya/araç bilgisayarı ve klima/havalandırma kontrollerinin bulunduğu orta konsolun içinde meydana gelen bir arızafaşırı ısınma sonucu ortamda bulunan plastik malzemenin tutuşması neticesinde çıkmış olabileceğini, ve yangının aracın ön konsolun orta bölümünün ve vites kolunun olduğu bölümün tamamen yanması ile sınırlı kaldığı kanaatine varılmıştır. Yapılan bu değerlendirme sonucu dava dosyasındaki İstanbul Anadolu 7.sulh Hukuk Mahkemesi 2020/48 D.İş. dosyasında alınan 30.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda Doç. Dr. Turgut Gülmez'in raporuna uygun düşmektedir....

    Hukuk Dairesinin 05.07.2012 tarihli 2012/18720 esas 2012/26716 karar sayılı ilamında ... şirketinin kolunun haberleşme olmadığının tespit edilmesiyle muvazaa olgusunun ortadan kalktığını, bu sebeple davacının toplu sözleşmesinden doğan haklarını talep edemeyeceğinden davaların reddine karar verilmiştir. TELEKOM ve dava dışı ... arasındaki ilişkinin ... 9. Hukuk Dairesinin anılan kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar ... denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde “ kolu tespiti kararına kadar olan dönemler için” muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamaların dikkate alınarak “bu dönemlere” ait davacının tüm isteklerinin değerlendirilmesi gerekir....

      Bu genel açıklamalardan sonra, sağlığı ve güvenliği konusuyla ilgili düzenlemelerin de gözden geçirilmesi gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun, 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılan, fakat suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 77. maddesi; "İşverenler işyerlerinde sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar....

        "İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... vs. aralarındaki tespit davası hakkında Afyonkarahisar İş Mahkemesinden verilen 22.12.2005 gün ve 283-370 sayılı hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, kolunun tesbitine ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 9....

          Davalı Bakanlık, davacı işverenin tespite konu işyeri ile ilgili işkolu tespiti başvurusu bulunmadığını, davanın reddi gerekir kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının olumlu yetki tespitinin iptali ile birlikte işyerinin girdiği işkolunun de belirlenmesi talep ettiği, mahkemece tespite konu işyerinde yapılan keşif sonucu işyerinin girdiği işkolunun davalı sendikanın kurulu bulunduğu işkolundan farklı olduğu gerekçesiyle yetki tespitinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu aşamada çoğunluk tespitine itiraza ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce işyerinin girdiği işkolunun tespiti gerekir. Bunun içinde 2821 sayılı Sendikalar Kanunun 4.maddesi uyarınca işyerinin girdiği kolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır. Bakanlığın Resmi Gazete’de yayınlanan tespit kararına karşı ilgililer 15 gün içinde davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açılabilir....

            A.Ş. çalışanı olmadığını bu nedenle davacının 2. sırada yer alan müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kanununun 18. maddesi gereğince somut olayda davacının her iki müvekkili şirkete de husumet yönelterek işçi sayısını 30'un üzerine çıkartmaya ve bu sayede güvencesinden faydalanmaya çalıştığını, ancak iki farklı tüzel kişilikte çalışan sayısının beraber dikkate alınabilmesi için öncelikle her iki şirketinde aynı işkolunda faaliyette bulunmaları gerektiği, 1 numaralı müvekkilinin kolunun oteller ve benzeri konaklama yeri iken, 2 numaralı müvekkilinin kolunun ikamet amaçlı olan ve ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı olduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının kollarının ve faaliyette bulundukları şehirlerin birbirinden tamamen farklı olması nedeniyle çalışan sayılarının birlikte hesaplanmasının yasaya aykırılık teşkil edeceği, somut olayda akdi feshi tarihinin 31.12.2014 tarihi itibariyle ......

              "in  davalı doktora doğum için başvurduğu, doktorun kusuru nedeniyle,doğum sırasında ve sonrasında uygulanan yanlış tedaviler sonucunda  küçüğün kolunun sakat kalması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık doğumu gerçekleştiren davalı doktorun, küçüğün kolunun sakat kalmasında hukuka aykırı bir eyleminin, giderek kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre dava temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır. Eş deyişle dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. ( BK.386, 390 md ) Vekil, görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır....

                UYAP Entegrasyonu