Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kazanın meydana gelmesinin ardından, 27.11.2020 tarihinde Kahramanmaraş Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne kazanın kazası olarak tespiti yönünde başvuru yapıldığını, aradan geçen zaman da gelişme olmaması sebebiyle bu tespit davasını açma zorunluluğu doğduğunu dava ve talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, sigortasız olarak çalıştığı dönemde, geçirdiği kazanın kazası olduğunu iddia etmekle kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istediğini. Davalı kurum kayıtlarında yapılan incelemede, TC kimlik numaralı Adham ALOSMAN kazası sürekli göremezlik geliri için müracaat ettiğini, ancak kazası geçirdiğini iddia ettiği yerinde sigortalılık kaydı bulunmadığı için 07.12.2020 tarih ve 15213179 sayılı yazıyla Kurumumuz Denetmenler Servisine söz konusu kişinin anılan yerinde sigortalılığının olup olmadığının tespiti için sigortalılık tespit yazısı yazılmış olup, cevap beklenmekte olduğunu....

Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın ....na bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf ....nun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Mahkememizin 2016/32 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen davada, davacının kazası nedeniyle maluliyet oranının tespiti ve davalı işverenin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğunun tespiti de talep edildiğinden, maluliyet oranının ve verenin tazminat ödeme ile yükümlü olduğunun tespiti için öncelikle olayın kazası olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerektiğinden buna ilişkin taleplerin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine ve 2016/32 esas sayılı dava dosyasına kazası tespiti yönünden devam olunmasına karar verilmiştir.2016/32 esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, 05/04/2017 tarih ve 2017/81 sayılı karar ile, 03/07/2006 tarihinde davalı yerinde meydana gelen ve davacının sol elinin yaralanması ile sonuçlanan olayın kazası olduğunun tespitine karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 21....

    . - DAVALI : HASIMSIZ DAVA : Tespit DAVA TARİHİ : 25/06/2020 KARAR TARİHİ : 26/06/2020 KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2020 Mahkememizde görülmekte olan Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin, dört ayrı fatura ile beş adet ikinci el makinesi edindiğini, ilgili makinelerinin henüz sicile kayıtlı olmadığını, müvekkilinin bu makinelerinin Bursa Ticaret ve Sanayi Odası nezdinde tutulan sicillere tescili için başvuru yaptığını, ancak kurum tarafından sıfır ürünler bakımından fatura aslı yeterli görülmüş ise de ikinci el makinelerinin sicile tescili için mahkeme kararının zorunlu olduğu belirtildiğini, İşbu sebeple sonuç ve istem kısmında parça no ve ürün adı belirtilen makinelerinin müvekkiline ait olduğunun tespitini talep etmiştir. KANITLAR: Dava dilekçesi, faturalar vs....

      Dava, sigortalı ..... ölümüyle sonuçlanan olayın kazası olduğunun tespiti ve vefat eden sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile; davacıların murisi sigortalı.......22.10.2013 tarihinde davalı yerinde geçirdiği kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir....

        Toplu sözleşmesi yetkisi ise, toplu sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (GÜNAY, Cevdet İlhan: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ... 2013, s.942). 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42 nci maddesi ise; “(1) Toplu sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister....

          HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı taraf, dava dilekçesinde davalıya ait yerinde 01/05/1989- 01/06/1989 tarihleri arasında 1 ay süre ile çalışmış olduğunu, işveren tarafından işe giriş bildirgesi verilmiş olduğunu, ancak bordroların verilmemesi nedeniyle kurum tarafından bu çalışmalarının kabul edilmediğini belirterek sigorta başlangıç tespiti ve hizmet tespiti taleplerinde bulunmuş olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 27/12/2019 tarihli kararın davalılar tarafından istinafı sonucu, sigorta başlangıç tespiti talebinin kabulüne karar verildiği, hizmet tespiti yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle verilen kararın dairemizin 23/02/2021 tarihli kararı ile kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi neticesinde yapılan yargılama sırasında davacı vekili tarafından verilen yazılı beyan ile hizmet tespiti talebi yönünden dava kısmını takip etmekten vazgeçtiklerini...

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2019 NUMARASI : 2017/1207 E. - 2019/658 K. DAVA KONUSU : İş (Sendika Yetkisinin Tespiti İstemli) KARAR : Bursa 2. İş Mahkemesi'nin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararına ilişkin olarak davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan dosya incelendi....

          Mahkemece, “Davacının hizmet tespiti davasının kısmen kabulü ile, davacının asıl işvereni davalı "...Sanayi Anonim Şirketi" ve alt işvereni davalı "...Tahliye Nakliyat İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi" olan yerinde askerlik öncesi 01/07/1997-30/06/1998 tarihleri arasında ve askerlik sonrası 01/05/2000-26/03/2004 tarihleri arasında ve 01/02/2006-13/12/2007 tarihleri arasında fasılalı olarak fiilen çalıştığının tespitine, Davacının sigortalı gösterilen sürelerinin dışlanmasına, Davacının sigortalı gösterilen süreleri ile dava yoluyla kabul edilen sürelerin birleştirilmesine, Davacının fazlaya ilişkin hizmet tespiti talebinin reddine,” karar verilmiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nce delil tespiti yapılmış ve mahkemenin 2012/193 Değişik esas sayılı dosyasına bilirkişi raporu sunulmuştur. Delil tespiti dosyası kapsamından; davacı tarafından 527,50 TL delil tespiti gideri yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı yanca yapılan delil tespiti gideri yargılama giderlerine katılmamış, aksine dava konusu bedeli alacağına katılarak hüküm altına alınmıştır. Oysa, 22.03.1976 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın açılmasından önce yapılan delil tespit giderleri yargılama giderlerinden sayılmaktadır. Bu içtihat 6100 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra da bir değişikliğe uğramamış olup geçerliliğini sürdürmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 400-406. maddeleri uyarınca yapılan delillerin tespitine ilişkin giderler, aynı Kanun'un 323-333. maddelerinde yer alan yargılama giderlerindendir....

              UYAP Entegrasyonu