Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Rapor içeriğine göre davacının 460.872,31 TL sürekli göremezlik, 18.133,05 TL efor kaybı, 5.008,50 TL bakıcı gideri yönünden maddi zararı olduğu rapor edilmiştir. Davacı vekili dosyaya sunduğu 13/09/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde sürekli göremezlik tazminatını 115.218,07 TL, bakıcı gideri tazminatını 1.252,12 TL' ye yükselttiklerini belirtmiştir. Davacı vekili geçici göremezlik yönünden bir arttırımda bulunmamıştır. Bedel arttırım dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir. Mahkememizce benimsenen kusur oranı dikkate alındığında davacının sürekli ve bakıcı gideri talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan davacının bir yaptığına dair delil sunulmadığından geçici göremezlik zararının oluşmayacağı kanaatine varılmıştır. Bu sebeple davacının geçici göremezlik talebinin reddine, sürekli göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebinin kabulüne karar verilmiştir....

    ın hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde, olay tarihinden önce son olarak 25.05.2004 ile 30.09.2004 tarihleri arasında 1035663 sicil numaralı işyerinde çalıştığı, kazanın meydana geldiği tarihte ise herhangi bir sigorta kaydının bulunmadığı, anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bilgiler nazara alındığında, sigortalı ...'ın 506 sayılı Yasa'nın 40. maddesi uyarınca, 25.05.2004 ile 30.09.2004 tarihleri arasında kesintisiz çalışması nedeniyle, bir yıl içerisinde 120 günden fazla hastalık sigortası primi ödemiş olduğu, sigortalılık niteliğini yitirdiği 30.09.2004 tarihinden itibaren altı ay içinde, 05.10.2004 tarihinde yaralanmasına sebep olan olayın meydana geldiği, bu haliyle kurumun, sigortalılık niteliğinin sona erdiği 30.09.2004 tarihinden itibaren altı ay içerisinde meydana gelen tedavi giderlerinin rücuen tazmini, 506 sayılı Yasa'nın 39. ve 40. maddeleri uyarınca talep edebileceği göz önünde bulundurulmadan, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınıp, öncelikle sahte olduğu iddia edilen belge aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması yasaya aykırı, 2- Kabule göre de; hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1)Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu dikkate alınarak; suça konu pasaportun duruşmaya getirtilip incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2)Kabule göre; Sanığın yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkemece olumlu kanaate varılmadığı gerekçe gösterilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği halde, tekrar suç işlemeyeceği yönündeki kanaat bu kez lehe değerlendirilerek cezanın ertelenmesine karar verilmesi ve mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında hem TCK’nin 53.maddesinde düzenlenen belli hakları...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1)Milli Eğitim Müdürlüğüne ibraz edilen suç konusu belgelerin noter onaylı belgeler mi yoksa onların renkli fotokopileri mi olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, renkli fotokopiler olduğunun belirlenmesi halinde noter onaylı belgelerin asıllarının ele geçmemesi nedeniyle sanığa yüklenen suçu işlediğinin sabit olmayacağının dikkate alınması gerektiğinin gözetilmemesi, 2)Belgelerin noter onaylı belge asılları olduğunun tespiti halinde; ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve bu durumun belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma niteliğinin varlığını göstermeyeceği, suça konu motorlu araç tescil belgeleri...

            nın bu kazanın oluşumunun karayolu üzerinde ve hareket halinde bir araç ile olmaması nedeniyle olayın Trafik Kazası olmadığı, dolayısıyla kazanın irdelenmesinde kazanın kusur oranları ile ilgili güvenliği uzmanlarının görüşü alınması gerektiği bildirilmiştir. GEREKÇE :Dava, haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir. Davaya konu olay davacı ...'nın 09/09/2017 günü ... İlçesi ... Mahallesi ... numara önündeki tarlada babası ...'nın ... plakada bağlı bulunan patoz makinesi ile yaparken saçını kaptırarak yaralanması sonucu meydana gelmiştir. Bu kapsamda davalının sorumluluğunun tartışılması için yaralanmanın 2918 sayılı KTK 2. Maddesi kapsamında kazanın kara yolu sayılan yerlerden olup olmadığı yani bağlantısı olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekmektedir....

              İcra Dairesinden getirtilerek incelenmesi, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, aldatıcılık niteliğinin bulunduğunun kabul edilmesi durumunda; a) Emlakçı ...’ün, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; suça konu belge kendisine gösterilerek, belgenin kim tarafından ve ne şekilde düzenlendiğinin, belgedeki kefil imzasının kim tarafından atıldığının sorulması; gerekirse bu tanık ile ...’nın yüzleştirilmesi, b) Belgedeki kefil adına atılı imzanın ...’ya sanığa, katılana veya ...’e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2....

                malul kaldığını bu yüzden sürekli gücü kaybına uğrayan müvekkili için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250,00 TL geçici göremezlik tazminatı ve 250,00 TL de sürekli gücü tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                organizasyonu çerçevesinde işini yaparkan 23/09/2015 tarihinde kaza yaptığını, kazası geçirdiğini, bu sebeple işveren tarafından olay kazası olarak resmi kurumlara bildirildiğini ancak müvekkilinin 28/06/2017 tarihinde SGK ya geçirmiş olduğu kazası nedeniyle sürekli göremezlik geliri bağlanması için mürcaat ettiğini, olayın kazası olmadığı gerekçesi ile sürekli göremezlik gelirinin bağlanamaycağının bildirildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin 23/09/2015 tarihinde 34 XX 642 plakalı araçla çarpmışması sonucu geçirmiş olduğu kazanın kazası olduğunun tespitine, müvekkilinin sürekli göremezlik gelirini hak etmesi halinde davalı kurum tarafından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

                Alınan bilirkişi raporları ile kazanın oluşumunda davacının %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Bir zarar sigortası türü olan----- sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan ------- işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir----- Somut olayda davalının sigortalısı kazanın meydana gelmesinde kusursuz olup davacı taraf %100 kusurludur. Ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda da davalının sigortalısı kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu davacı tarafın ise %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu