İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/232 Esas KARAR NO : 2022/167 DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref'i İstemli) DAVA TARİHİ : 23/07/2019 KARAR TARİHİ : 10/10/2022 Taraflar arasında görülmekte olan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref'i İstemli) davasının 30/06/2022 günlü celsesinde, davacı vekili her ne kadar mazeret dilekçesi sunmuş ise de mazeretli sayılması talebinin REDDİNE karar verilmiş dosya işlemden kaldırılmış ve HMK'nın 150/5 maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/232 Esas KARAR NO : 2022/167 DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref'i İstemli) DAVA TARİHİ : 23/07/2019 KARAR TARİHİ : 10/10/2022 Taraflar arasında görülmekte olan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref'i İstemli) davasının 30/06/2022 günlü celsesinde, davacı vekili her ne kadar mazeret dilekçesi sunmuş ise de mazeretli sayılması talebinin REDDİNE karar verilmiş dosya işlemden kaldırılmış ve HMK'nın 150/5 maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın 42. maddesinde belirtilen üç aylık süre geçtiğinde Kurumun talebi reddetmiş olduğu esas alınarak, anılan üç aylık bekleme süresine yukarıda belirtilen üç aylık makul süre (3 + 3 =6 ay) eklenmeli; davanın kuruma başvuru tarihinden itibaren 6 aylık süre içinde açılması durumunda yine Kuruma ilk başvurunun yapıldığı tarihteki prime esas kazancın esas alınması; başvuru tarihinden itibaren altı aylık sürenin geçmesinden sonra dava açılması durumunda ise, makul sürenin geçtiği ancak Kurum tarafından da başvuruya bir cevap verilmediği gözetilerek borçlanma bedelinin davanın açıldığı tarihteki prime esas kazanç miktarı esas alınarak belirlenmesi gerekecektir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/1174 E. - 2022/390 K. DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işyerinde cam montaj ustası olarak çalıştığı süreler bakımından toplam 6 aylık kıdem süresini doldurmadığını, davacının, hizmetine gereksinin duyulmaması nedeniyle iş akdinin sona erdirildiğini ve tüm işçilik alacaklarının ödendiğini, işverenin başka şantiyesinin de bulunmadığı için davacının işe iadesi durumunda iş yerinde yapacak herhangi bir işin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Dairemiz kaldırma gönderme kararı öncesinde İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, iş akdinin feshinin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir....
Mahkemece işe başlatmama tazminatının 5 ay olarak belirlenmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususu ise diğer bir ihtilaftır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. İlgili maddenin son fıkrası uyarınca bu süreler sözleşme ile değiştirilemez, aksine eksilten veya arttıran hükümler geçersizdir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmeli, yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesi gerekmektedir....
Aş. adlı işyerinde inşaat teknikeri (hak ediş sorumlusu) olarak çalışmaya başladığını ve bu çalışmasının 6 aydan fazla sürdüğünü, davacının iş akdinin 23.03.2018 tarihinde sözlü olarak yazılı bir bildirim yapılmadan feshedildiğini, öncelikle İş Kanununun 19.maddesinde işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapması ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesi gerekliliğinin öngörüldüğünü, davalı işverenin yaptığı sözlü fesih bildiriminde geçerli bir neden göstermemiş olmakla öncelikle yasal prosedüre uygun hareket etmediğinden dolayı şeklen geçersiz bir fesih olduğu gibi esas yönünden de geçerli bir neden gösterilmediğinden dolayı iş akdinin feshinin geçersiz bir duruma geldiğini, işverence haksız ve geçerli bir nedene dayanmayan iş akdi feshinin geçersiz sayılarak davacının işe iadesine, davalı tarafça işe alınmaması halinde 8 aylık brüt ücret ile boşta kaldığı süre için 4 aylık ücret ve diğer haklarının tutarı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ederim...
Mahkemenin iş güvencesi (işe başlatmama) tazminatına hükmedebilmesi için işçinin işe iadeyi talep etmiş olması yeterli olup, ayrıca bu tazminatın hüküm altına alınmasını da istemesine gerek yoktur. Zira bu tazminat, işçinin işe iade talebinin işverence kabul edilmemesinin sonucudur. İşe başlatmama tazminatının miktar olarak değil Kanunda öngörüldüğü gibi en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında olmak üzere “süre” olarak belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan 25.10.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 12'inci maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21'inci maddesine eklenen fıkra ile mahkeme veya özel hakemin işe başlatmama tazminatını, dava tarihindeki ücreti esas alarak belirleyeceği öngörülmüştür. Yargı organının iş güvencesi tazminatının belirlenmesinde takdir hakkını kullanırken hangi ölçütlere başvuracağı konusunda yasada bir düzenleme yoktur....
Mahkemenin iş güvencesi (işe başlatmama) tazminatına hükmedebilmesi için işçinin işe iadeyi talep etmiş olması yeterli olup, ayrıca bu tazminatın hüküm altına alınmasını da istemesine gerek yoktur. Zira bu tazminat, işçinin işe iade talebinin işverence kabul edilmemesinin sonucudur. İşe başlatmama tazminatının miktar olarak değil Kanunda öngörüldüğü gibi en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında olmak üzere “süre” olarak belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan 25.10.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 12'inci maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21'inci maddesine eklenen fıkra ile mahkeme veya özel hakemin işe başlatmama tazminatını, dava tarihindeki ücreti esas alarak belirleyeceği öngörülmüştür. Yargı organının iş güvencesi tazminatının belirlenmesinde takdir hakkını kullanırken hangi ölçütlere başvuracağı konusunda yasada bir düzenleme yoktur....
Mahkemenin iş güvencesi (işe başlatmama) tazminatına hükmedebilmesi için işçinin işe iadeyi talep etmiş olması yeterli olup, ayrıca bu tazminatın hüküm altına alınmasını da istemesine gerek yoktur. Zira bu tazminat, işçinin işe iade talebinin işverence kabul edilmemesinin sonucudur. İşe başlatmama tazminatının miktar olarak değil Kanunda öngörüldüğü gibi en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında olmak üzere “süre” olarak belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan 25.10.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 12'inci maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21'inci maddesine eklenen fıkra ile mahkeme veya özel hakemin işe başlatmama tazminatını, dava tarihindeki ücreti esas alarak belirleyeceği öngörülmüştür. Yargı organının iş güvencesi tazminatının belirlenmesinde takdir hakkını kullanırken hangi ölçütlere başvuracağı konusunda yasada bir düzenleme yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/154 KARAR NO: 2023/694 DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ: 04/03/2022 KARAR TARİHİ: 24/10/2023 Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, işlemden kaldırıldığı 01/02/2023 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla HMK'nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....