Mahkemece, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, davalı ...’in ve diğer tarafların kusur oran ve aidiyetlerini belirleyen kusur raporu aldıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı ...’in kusur oranı belirlenmeden, bu davalının kusurunun şirket kusuru içinde bulunduğu kabul edilerek rücü alacağından sorumluluğuna karar verilmiş olması, isabetsiz bulunmuştur. 2-Bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri; yaş, gelirin kesilme olasılığı ve iskonto oranı gözetilerek belirlenen tutarı ifade etmektedir. 506 sayılı Yasanın 92. maddesi ise, “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır....
Emsal Yargıtay kararı gözetilerek, fesih sebebine ve davacı işçinin kıdemine göre işe başlatmama tazminatı 5 aylık ücret tutarında belirlenmesi gerekirken 7 aylık ücret tutarında belirlenmesi de hatalı olmuştur. " gerekçeleri ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrasında Mahkemece kurumdan iş yerinin fesih tarihinde çalışan sayısını gösterir bilgi ve belgeler istenmiş ve celp edilen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre davacının çalışmış olduğu işverenin Türkiye genelinde aynı iş kolundaki işyerlerinde çalışan işçi sayısının 23 olduğu ve en az 30 işçi koşulunun bulunmadığı görülmüş Mahkemece verilen kararın yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya kapsamına, hükmün dayandığı deliller ve kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre HMK 355....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/1120 Esas sayılı takip dosyası ile 3.800 TL kira alacağının tahsili için 11.03.2011 tarihinde başlattığı icra takibine, davalı yasal süresi içerisinde verdiği 22.03.2011 tarihli dilekçesi ile 20/12/2010 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesindeki imzayı reddetmekle beraber kiracılığı kabul ederek kira bedelinin aylık 1.000 TL olduğunu ve bir yıllık peşin olarak davacıya elden ödendiğini belirterek itiraz etmiştir. Davalı, her ne kadar kira ilişkisine karşı çıkmamış, akdi ilişkiyi kabul etmiş ise de, yazılı kira sözleşmesindeki imzaya itiraz ettiğinden, kira bedelinin aylık 1.000 TL olduğunun kabulü gerekir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ek göstergenin belirlenmesinde tahsil durumunun değil, kadro ünvanının esas alındığı ve ilk atamaların kurumların 1-4 dereceli kadrolarına yapılması halinde (+3600) ek göstergeden yararlanmanın mümkün olacağı, aksi halde davacının ek göstergeden yararlandırılmasının mümkün olmadığı ve dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ......
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 20/02/2020 NUMARASI : 2019/482 ESAS - 2020/144 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı belediye iş yerinde alt işveren şirket işçisi olarak çalışmakta iken iş akdinin somut bir sebep gösterilmeden feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesini talep etmiştir. DAVALI CEVABININ ÖZETİ: Davalı belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazıyla davacının iş güvencesi kapsamında olmadığını, aynı işkolunda 21 işçi çalıştığını, iş akdini geçerli nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... 4857 S....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iş güvencesi tazminat miktarının 5 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, fesih sebepleri dikkate alınarak miktarın üst sınırdan belirlenmesi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin işverene karşı açılan başka davalarda davacının tanıklık yapması nedeniyle haksız şekilde feshedildiğini, mahkemece sadece davacının kıdemi dikkate alınarak tazminat miktarının belirlendiğini, oysa feshin niteliğinin de dikkate alınarak belirleme yapılması gerektiğini ileri sürmüştür....
a taşınmazı kiraya verdiğini, davalıların kira borçlarını ödemediklerini ve yıllık artışa uymadıklarını, hala iş yerini kullandıklarını, davalılar aleyhine icra takibi başlattığını,davalıların icra dosyasına kira borcunun bulunmadığı ve iş yerini boşalttıklarını beyan ederek itiraz ettiğini, taşınmazı iddia ettikleri 24.10.2012 tarihinde değil 20.06.2013 tarihli el yazısı ile yazılı tutanakla boşalttığını, davalıların toplam 01.12.2012-01.06.2013 tarihleri arasında aylık 900 TL den 6300 TL kira borcunun bulunduğunu,bu nedenlerle itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kaldırma kararı sonrası alınan ve hükme esas yapılan bilirkişi heyet bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere;, Davalı ......
Kaldırma kararı sonrası alınan ve hükme esas yapılan bilirkişi heyet bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere;, Davalı ......
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 5510 sayılı Kanun'un 41'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, aylık hesabına esas alınan prime esas kazanç tutarlarının; borçlanmaya esas bir gün için tercih edilen günlük prime esas kazanç tutarının, borcun ödendiği tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırına bölünmesi ile elde edilecek oranın fiili çalışmaların geçtiği ayın asgari prime esas kazancı ile çarpılması ve bu şekliyle tespit edilen prime esas kazancın hiçbir suretle o ayın prime esas asgari kazancının altına inmeyeceği gibi azami kazancını da geçemeyeceği hususu da dikkate alınarak tespit edilmesi gerekirken; bilirkişi tarafından belirtilen yönteme uygun olmayan hesaplama yapılarak aylık hesabına esas alınan prime esas kazanç tutarlarının hatalı belirlendiği, bu şekliyle A1 kısmi aylığının hesabında esas alınan göstergenin ve ABO1’in, A2 kısmi aylığının hesaplanmasında esas alınan Ortalama Yıllık Kazancın ve 2008 sonrası Kısmi Aylığın (B Aylığı) hesaplanmasında esas alınan...