Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/673 Esas sayılı dosyasında, davanın davacı tarafından davalı aleyhine açılmış ortaklığın giderilmesine ilişkin olduğu, adi ortaklığın feshine karar verilerek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydı ile 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın 22.08.2014 tarihinde kesinleştiği, alacak davalarında zaman aşımının, alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı, adi ortaklığın haklı sebeplerle feshine ilişkin kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren alacağın muaccel olduğu, bu tarihten dava tarihine kadar 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, ... 3....
Davacı takipte ve davada adi ortaklığı davalı olarak göstermiştir. Ancak adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ona karşı da dava açılamaz. Ayrıca adi ortaklığı oluşturduğu iddia erilin şirketlerin ---- celbi için tefrik olan dosya üzerinden müzekkereler yazılmış ise de söz konusu şirketlerin sicil kaydının bulunmadığı da tespit edilmiştir. HMK 114/1-d maddesinde taraf ehliyeti dava şartlarından olarak sayılmıştır.---- gereğince de adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından davada taraf ehliyeti bulunmamaktadır....
Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse; alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Borçlar Kanununun 163. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılabilir. Ne var ki, alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir. Nitekim uygulamada yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişilerin temlik sözleşmesini adi yazılı satış sözleşmesi veya noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak yaptıkları görülmektedir. Eldeki davada, davacı tarafından yüklenici ile yapılan 26.10.1992 tarihli adi yazılı biçimde yapılan sözleşmeye dayanılmıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kesin hüküm teşkil ettiği gerekçe gösterilerek, 16.12.2014 günlü ve 2014/258 E. 2014/708 K. sayılı ilamla davanın reddine karar verildiği, kararın derecaattan geçerek 03.07.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Yapılan bu açıklamalar ışığında; taraflar arasındaki adi ortaklığın, 08.10.2009 tarihli protokol ile feshedildiği, fesih protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerin taraflarca (davacı tarafça gerek rızaen, gerekse ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davası nedeniyle) yerine getirildiği, anılan protokolde davacının ortaklıktan ve özellikle de davalıdan bir hakkı bulunduğu konusunda saklı tutma iradesinin yer almadığı, ayrıca 08.10.2009 tarihinden sonra ortaklığın sürdürüldüğü yönünde bir iddianın da bulunmadığı gözetildiğinde; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih protokolündeki hükümler doğrultusunda tasfiye edilmiş olduğu anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2015/27812 E, sayısıyla takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20 'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...-.......
Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, Alacağın %20'i icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; Davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 1.İcra Müdürlüğünün 2018/6 Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, Alacağın %20'i icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında Kocaeli 3. Asliye Hukuk ve Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesi uyarınca ödenmeyen taksitler nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının tacir olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari ilişkisinden kaynaklanmadığı belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, uyuşmazlığın tarafların ticari ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi uyarınca ödenmeyen taksitler nedeniyle, başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
DAVA: Dava, ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. DELİLLER: -İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası sureti -Tarafların ticari defter ve kayıtları, -İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 31/03/2021 tarihli yazısı ve eki, -Bilirkişi ...'un 26/08/2021 tarihli bilirkişi raporu. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür. İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, ... komisyoncusu olan davalının çalışanı olan dava dışı ...’ a taşınmaz alımı nedeniyle 6.000 Euro kaparo verdiğini, satışın gerçekleşmediğini, alınan kaparonun da iade edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... ’ın çalışanı olmadığını, emlakçılık faaliyetini dava dışı ... ile birlikte adi ortaklık şeklinde yürüttüklerini, adi ortakların tamamına karşı dava açılmasının zorunlu olduğunu, ...’ninde ortaklık bürosunda kendi adına ... yaptığını savunarak davanın reddini dilemiştir....