Davacı tarafın alacak iddası davalı adi ortaklığa yöneliktir.Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından her bir ortak ayrı ayrı borçlu gösterilerek takip başlatılmalı ve akabinde dava açılmalıdır.Nitekim icra takibi olması gerektiği şekilde her bir adi ortaklığın ortağı şirket ayrı ayrı borçlu gösterilmek suretiyle başlatılmıştır.Ancak itirazın iptali davasına ilişkin dava dilekçesinde adi ortaklığın da 3.davalı olarak gösterildiği görülmekle adi ortaklığın tüzel kişliliği bulunmadığından ,usul ekonomisi çerçevesinde ------ tarihli duruşmada adi ortaklık yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek tefrik edilen dosya üzerinden ehliyet yokluğuna ilişkin dava şartı eksikliğinden adi ortaklık yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.Nitekim davalı ---- hakkında --------- tarihinden itibaren geçerli olmak üzere geçici mühlet verilerek hiçbir takip başlatılmamasına karar verildiği,takibin konkordato davasındaki ara karardan sonra başlatıldığı gözetilerek,davalı ----- yönünden dosyanın...
Alacağın temliki ile ilgili hükümler, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 183. ve 184. maddelerinde yer almış olmakla birlikte bu konuda bir tanıma yer verilmemiştir. Mevcut borç ilişkisinde alacaklı tarafın değişerek 3. bir kişi olması hususu alacağın temliki ile mümkün olmaktadır. Bu bağlamda alacağın temliki, alacaklı ve 3. kişinin ortak iradeleri ile ivazlı ya da ivazsız şekilde,yazılı şekil şartına bağlı,tek taraflı kazandırıcı nitelikte, borç ilişkisine taraf olan borçlunun iradesine ve rızasına ihtiyaç duyulmadan yapılması mümkün bir devir işlemidir. Alacağın temliki işleminin geçerli sayılması bakımından kanun koyucu bir takım şartlar aramıştır. Buna göre temlik işlemi yukarıda da belirtildiği gibi, adi yazılı şekilde, temlik edenin imzası alınmak koşuluyla ve yasa, ilgili sözleşmeler yahut işin niteliği gereğince taraflar arasında yasaklı olmayan hallerde yapıldığında geçerlilik kazanacaktır....
Madde ve devamı hükümlerine göre, şirketinin adi ortaklığının feshi ve tasfiyesine ilişkin olan davada,temel ilişkinin Ticari işletme ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, şirketdeki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesine göre, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
eksik sermaye koyduğu iddiası ile yönlendirdiği karşı itirazın iptali davalarının da hukuk, akıl ve mantık ile izahı olmadığını, somut olayda bir taraftan davalı adi ortaklık ortakları adi ortaklık sermayesini ve adi ortaklığın içerini, şaibeli mal ve hizmet alımları, kaçak inşaat inşası ile boşaltmakta(adi ortaklığın pasifini arttırmakta) iken, diğer taraftan adi ortaklığın gelir elde etmesini, borçlarını ödeyip kar elde etmesini de önlediklerini, müvekkili yapılan usulsüz satışların iptali, her halükarda oluşan zararların tazmini ve en son toplu halde yapılan devirler sebebi ile tedbir talepli olarak yapılan devirlerin iptali ile hakkının hissesi oranda tescili ve her halükarda tazmini talepleri ile aşağıda izah edeceğimiz asıl ve birleşen davaları açmak zorunda kaldığını, ..., ... ve ... ile Beyoğlu .......
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili,taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi uyarınca edimini yerine getirdiğini ve karşılığında 2 adet fatura tanzim edip davalı adi ortaklığa gönderdiğini, davalı adi ortaklığın faturalara karşılık 18.869,97.TL bedelli çeki verdiğini, ancak çekin henüz tahsil edilemediğini, bakiye alacakları için icra takibinde bulunduklarını, ancak davalının haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....
, bu durumda her ortağın mahkemeye başvurarak tasfiye talebinde bulunabileceğini,bu başvurunun açıkça ortaklığın tasfiyesini istemek şeklinde olabileceği gibi, tasfiyeyi ifade eden başkaca taleplerin de de tasfiye yapılması için yeterli olduğunu, Örneğin; ortaklığın feshi istemi veya ortaklığa getirilen sermayenin iadesinin talep edilmesi, ortaklığın tasfiyesini isteme anlamına gelir.)( Yargıtay Kararı – 3....
Davacı alacaklı, 09.04.2010 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin 2009/4005 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, İcra Mahkemesince durdurulan takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan bir dava olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe İcra Mahkemesine yapılan itiraza karşı açılamaz. Davacı vekili, 08.12.2010 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali şeklindeki talebini alacağın tahsili şeklinde ıslah ettiğini bildirmiştir. Islah tarafların yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen düzeltmeleridir. Davacı ıslah ile dava sebebini veya talep sonucunu değiştirebilir. Somut olayda davacı itirazın iptali talebini alacak talebi olarak ıslah ettiğini bildirmiştir....
gerekirken aksi düşünce ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, T.B.K. 643....
belirterek, tarafların adi ortaklığı devam ettirmelerinin mümkün olmadığını, hükmen tasfiyesinin gerektiğini, bu nedenlerle adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bir diğer anlatımla, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, takibin bütün ortaklar hakkında başlatılması zorunludur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmalıdır. Somut olayda; dosya içerisinde bulunan takip talebi ve örnek no:7 ödeme emrinin incelenmesinde; adi ortaklığı oluşturan ve tüzel kişiliği bulunan ortaklar ... İnş. Taah. Turz. San. Ve Tic. Ltd Şti ve ... İnş. Taah. Ve Tic. A.Ş.'nin ayrı ayrı borçlu taraf olarak yer aldığı görülmektedir. Tüzel kişiliği, dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklığın düzenlenen takip talebi ve ödeme emrinde taraf olarak gösterilmemesi yerinde olmakla beraber borçlusu iş ortaklığı olan faturaya dayalı olarak adi ortaklığı oluşturan şirketler hakkında yapılan takipte, talep edilen alacağın adi ortaklığın borcundan kaynaklandığının belirtilmediği görülmektedir....