K A R A R Davacı alacaklı vekili, 27/08/2013 tarihinde haciz uygulanan adresin borçluya ait işyeri olduğunu, mülkiyet karinesinin borçlu ve dolayısıyla alacaklı lehine olup, haczin İİK'nun 97. maddesi gereğince yapılmış sayılması gerekirken İİK'nun 99. maddesi gereğince istihkak davası açma yükümlülüğünün müvekkiline verilmesinin usulsüz olduğu belirterek İcra Müdürlüğünün İİK 99. maddesi uyarınca istihkak davası açmak üzere süre verilmesine ilişkin 10.09.2013 tarihli kararının kaldırılmasına ve davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının hukuka aykırı olduğu, alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını öne sürerek davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı 3. kişi vekili, haciz yapılan iş yerinin müvekkiline ait olduğunu, borçlu ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, haczedilen menkul malların müvekkilinin elinde ve adresinde haczedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Dairesine ait 10.04.2006 ve 17.04.2006 tarihli hacizlerin kaldırılması istemiyle 6183 Sayılı Yasa’ya dayanılarak açılan istihkak davası niteliğindedir. Mahkemece davacının temlik hakkına dayanarak açtığı cebri tescil davası sonucunda taşınmazın tapu kaydının iptâli ile davacı adına tapuya tescil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Vergi borçluları adına kayıtlı iken, 05.04.2006 tarihinde tapu hissedarları ile ..., ... ve ... aralarında satış vaadi sözleşmesi yapılmış, bu husus tapuya şerh edilmiştir. Bu kişilerce aynı taşınmaz hakkındaki satış vaadi sözleşmesindeki haklar 27.04.2006 tarihinde ... isimli kişiye temlik olunmuş, ... ise ertesi gün yani, 28.04.2006 tarihinde satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklarını davacıya temlik etmiştir. İlk satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı tarihten önce davalı tarafından borçlu hakkında takip işlemlerine başlandığı anlaşılmaktadır....
Ltd Şti adına istihkak iddiasında bulunulduğunu, icra müdürlüğünce 31/03/2023 tarihli kararla İİK 99 maddesi uyarınca alacaklıya istihkak davası açması için 7 günlük süre verilmesine karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 3.kişi şirket adına istihkak iddiasında bulunan Hasan Açan'ın borçlu Fesih Açan ın kardeşi olduğunu, dosya borçluları ile 3.kişi şirketin aynı iş kolunda faaliyet göstermekte olup aralarında organik bağ bulunduğunu, haciz mahallinde istihkak iddia eden 3.kişi şirket adına olan vergi levhasının istihkak iddiasında kuvvetli delil olmadığını, mahcuzlara ilişkin fatura ibraz edilmediğini beyanla, icra müdürlüğünce verilen kararın kaldırılarak İİK 99 maddesi gereğince takibin devamı doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 42....
Tarafından istihkak davası açıldığını, Adana 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/217 esas 2019/229 karar sayılı ilamı ile 3.Kişinin istihkak davasının reddine karar verildiğini, 18.06.2019 tarihinde dosyaya yatırdıkları satış bedelinin ve avansların iadesi için talepte bulunduklarını, icra müdürlüğü tarafından istihkak davasında verilen ilamın kesinleşmediği gerekçesi ile taleplerinin reddedildiğini, istihkak davasının reddi kararının infazı için kararın kesinleşmesine gerek bulunmadığını belirterek icra müdürlüğünün 18.06.2019 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı, borçlu olmadığı halde kendisine ait eşyaların davalı tarafından haczedilip muhafaza altına alındığını, istihkak davası ile eşyaların kendisine ait olduğunun ispatlandığını, yapılan haczin haksız olduğunu, ayrıca haczedilen eşyaların muhafaza esnasında hasara uğradığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Maddi Tazminat Talebi Yönünden İlk derece mahkemesince, haksız haciz sebebiyle tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetli ve ağır kusurlu olması gerektiği kabul edilmiş ise de bu değerlendirme yerinde değildir. Zira haksız haciz, haksız eylem mahiyetinde olup, failin kusurlu olması yeterlidir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 19.02.2020 tarihli ve 2019/ 1339 Esas, 2020/ 455 Karar sayılı kararıyla; incelenmesi istenilen kararın istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, kesin nitelikte bulunduğu gerekçesi ile istinaf talebinin asıl dava yönünden İİK'nın 97/5, 363/1 maddesi gereğince reddine, birleşen dava yönünden İİK'nın 99/1 inci maddesi gereğince icra mahkemesine istihkak davası açması için alacaklıya süre verilmesi işleminin iptali ile alacaklının dava açma yükümlülüğü ortadan kalktığından davanın konusu kalmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde üçüncü kişi temyiz isteminde bulunmuştur. VI. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
Hukuk Dairesi'nin 2020/1836 esas 2020/2579 karar sayılı ilamı). Buna göre istihkak davasının süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Düzce İcra Müdürlüğü’nün 2021/5908 esas sayılı dosyasındaki takip Düzce İcra Hukuk Mahkemesinin 01/02/2022 tarih 2021/186 esas ve 2022/47 sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş verilen karar 18/02/2022 tarihinde kesinleşmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; istihkak davalarında geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartıdır ve mahkeme hâkimi tarafından duruşmanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir....
Görüldüğü üzere uyuşmazlık davalının haciz işleminin hukuka aykırı ifa edildiği ve davacının zarara uğramasına neden olduğundan bahisle tedbiren hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olup, 6183 Sayılı Kanun uyarınca yapılan icra takibinde hacizlerin hukuka uygun olup olmadığı yönündeki uyuşmazlığın çözümü 2577 Sayılı İYUK'un 2 ve 12. maddeleri gereğince idari yargının (vergi mahkemelerinin) görevinde kaldığından, davacı tarafın istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, 6183 Sayılı AATÜK'nun 67. maddesinden doğan istihkak iddiasına ilişkin olup, temyiz incelenmesinde görevli Daire Yüksek 17. Hukuk Dairesi görevli bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın, davacı ... tarafından 6183 sayılı Kanuna göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve 5510 sayılı Kanunun 88/19 fıkrası uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İş Mahkemesi tarafından ise, 6183 sayılı Kanunun 24. maddesinde bu tür davalara genel mahkemelerde bakılacağının ve davanın genel hükümlere göre çözümleneceğinin düzenlendiği belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 5510 sayılı Kanunun 88/19. maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.” hükmü getirilmiştir....