Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : 3. Kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 5.4.2021 tarih ve 2020/884 Esas, 2021/679 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/05/2022 gününde oy birliği ile karar verildi....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/9949 esas sayılı dosyasında 10/10/2022 tarihli karar ile "Alacaklı vekilinin gösterdiği adres olması, tebligat adreslerinin farklı olması, borçluların hazır olmaması ve adresin borçlulara ait olduğuna dair herhangi bir emareye de rastlanmaması da gözönüne bulundurulduğunda alacaklı vekiline istihkak iddiasını kanıtlamak üzere İİK'nın 99. maddesi uyarınca 3. şahıs hakkında istihkak davası açmak üzere 7 gün süre verilmesine" şeklinde karar verildiğini, İcra Müdürlüğü tarafından açıkça belirgin olan organik bağ dikkate alınmadan verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek müdürlük tarafından verilen hukuka aykırı olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Sakarya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/9949 esas sayılı dosyası....

    Bakanlığı'nın kanun yararına başvurduğu temyiz talebinin yerinde olduğunun kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle; Küçükçekmece 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/234 Esas 2022/591 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nın 363/2. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA aynı fıkra uyarınca bozmanın hükmün hukuki sonuçlarını kaldırmayacağına, bozma kararının bir örneğinin Resmi Gazetede yayınlanması için T.C. ... Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 13.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6183 sayılı Yasaya göre yapılan icra takiplerine dayalı istihkak davalarının aynı Yasanın 68. maddesi hükmü gereği dava değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmasının gerekmesine göre, davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 24.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 12.01.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6183 sayılı Kanuna dayalı takipten kaynaklanan istihkak isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....

            Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....

              Kural olarak kiracının istihkak davası açma hakkı yoktur. Kira sözleşmesinde borç sadece taraflar yönünden sonuç doğurur. Diğer bir deyişle borç ilişkisinden kaynaklanan şahsi haklar sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı ileri sürülemez. Davacı üçüncü kişinin, sadece kira sözleşmesinden doğan şahsi hakka dayalı olarak istihkak davası açamayacağı gözetilerek, dava şartı olan aktif taraf ehliyeti yokluğundan dolayı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Ayrıca, malı elinde bulunduran kimsenin üçüncü bir kişi yararına istihkak iddiasında bulunması mümkün olmakla birlikte, üçüncü kişi yararına istihkak davası açamaz. Bu kapsamda, istihkak iddiasında bulunulması ile istihkak davası açılması farklı kurumlardır. Yine, zilyetlik yasaların izin verdiği hallerde belli koşullarda ayni hakkın kazanılmasını sağlayabilir ancak, zilyetliğin kendisi ayni veya şahsi hak olarak nitelendirilemez....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karaman İcra Müdürlüğünün 2022/988 Esas sayılı dosyasında borçlu T3 aleyhine icra takibi yapılarak kesinleştiğini, ödeme emrinin borçlunun Dokuzyol Köyü No:117 Ayrancı/Karaman adresinde tebliğ edildiğini, 05/07/2022 tarihinde Dokuzyol Köyüne hacze gidildiğinde muhtar Zeki Erdal ile aza Coşkun Gümüşalan'ın beyanlarından borçlunun tarım aletlerini Dokuzyol Küme Evleri No:26 İç Kapı No:1 Ayrancı/ Karaman adresinde bıraktığı ve bu adresi depo gibi kullandığının anlaşıldığı, bu adreste beyanlara istinaden menkul haczi yapıldığını, hacizden bir gün sonra davalı Yusuf Külahçı'nın haczedilen malların kendisine ait olduğu yönünden istihkak iddiasında bulunduğunu, bunun üzerine Karaman İcra Müdürlüğünce İİK'nun 99. maddesi gereğince istihkak davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini, İİK'nun 99. maddesindeki açık kanun hükmü uyarınca icra memurunun alacaklı tarafa istihkak davası açmak üzere süre verilmesinin kabul edilemeyeceğini...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava; davalı Hazine tarafından 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takip sonucunda haczedilen ve davacı ...'ın mülkiyetinde bulunan evin meskeniyet iddiasıyla haczedilemeyeceğinin tespitine ve dolayısıyla haczin kaldırılmasına ilişkindir. Dava, tahsil dairesinin uyguladığı haczin şikayet yoluyla kaldırılması amacıyla açıldığından ve istihkak iddiası da sözkonusu olmadığından davanın Vergi Mahkemesince çözümlenmesi gerekir. Bu durumda davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu