Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ipoteğin fekki istemlerine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” 3.2.2. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, İPOTEK TESİSİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden dava dışı ...'ya ait olan 1484 ada 152 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3.blok bodrum kat 1 ila 5 nolu dükkanlara 16.05.2007 tarihinde 140.000 TL bedelli 1.derecede ipotek konulduğunu, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, kayden maliki oldukları 125 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak dava dışı şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ve bu sözleşme gereği bir kısım payı yükleniciye devrettiklerini ve inşaatın teminatı olarak üzerine ipotek tesis edildiğini, taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulduğunu, yüklenicinin bir kısım bağımsız bölümleri davalılara temlik ettiğini, ancak edimini yerine getirmediğinden yüklenici hakkında açtıkları tapu iptal ve tescil davası sonucunda yüklenici üzerindeki bağımsız bölümlerin adlarına tescil edildiğini, davalıların da taşınmazları üzerindeki ipoteklerle birlikte satın aldıklarını, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi sebebiyle davalıların paylarının da iptali gerektiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın olması Türk Medeni Kanununun 856. maddesi uyarınca bunun tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; 04.06.1991 tarihli ipotek davacı ile davalılar murisi arasındaki karz akti nedeniyle tesis edilmiştir. İpotek akit tablosunda akdin alınan 145.000.000 TL (eski TL) karşılığı kurulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini resmi senet belirler ve resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırılacağı kararlaştırılmamışsa ipotek alacaklısı sözleşmenin aksine bedelin artırılmasını isteyemez. Ancak paraya çevirme anına kadar faiz isteyebilir. Mahkemece yapılan bu hukuki saptamanın aksine ipotek bedelinin artırımına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
A.Ş adına tescil kararı olduğu, taşınmaz üzerinde 20.11.2013 tarihli alacaklılar lehine 125.000,00 bedelli ipotek şerhi olduğu, söz konusu mahkeme ilamına göre tescile yönelik kararın 20.06.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda; ipotek alacaklısının ipotek tescil tarihinin, şikayet eden adına mahkemece verilen tescil tarihinden önce olduğu, bu itibarla satışın iptalini gerektirecek herhangi bir husus bulunmadığı " gerekçesiyle " Davanın Reddine " şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/140 Esas ve 2017/223 Karar sayılı dosyasında tapu iptal tapu tescil talebinde bulunulduğunu, dava neticesinde tapunun tescilinin müvekkili şirket adına yapılmasına karar verildiğini, bu karara rağmen davalıların müvekkili adına tescil kararı bulunan Erzurum ili Palandöken ilçesi Osman Bektaş Mah. 6062 ada parsel 11 2....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/627 Esas ve 2015/766 Karar sayılı ilamı ile icra emrinin 2.000.000,00 TL olarak düzeltildiğini, bu karar ile faiz hakkının ortadan kalktığını, ipotek hakkının devam ettiğine dair kararın istinaf edildiğini, ipotek üst limitinin şirketler arasında paylaşıldığını, 10.10.2011 tarihli protokolün ve 1. ve 6. maddelerine göre alacağın 800.000,00 TL olduğunun sabit olduğunu, İcra Müdürlüğünün ipotek tesis etme hakkının bulunmadığını, alacaklının ipotek hakkını tapuya tescil ettirmediğini, ipotek hakkının tespitine ilişkin kararın İcra Müdürlüğünce uygulanamayacağını ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
tespit ederek davayı red ettiğini, mahkemenin ipoteği TMK 1023 maddesi kapsamında değerlendirmediğini, davalı bankanın ipotek kurulduğu sırada iyiniyetli ve basiretli tacir gibi davranmadığını, ipoteğin tesis edildiği tarihte irtifak tesisinin yasal mevzuata aykırı olduğundan yok hükmünde olduğunu, ipotek tesis edildiği tarihte binanın imara aykırı olması nedeniyle yıkım kararı bulunduğunu, ipotek tesis edildiği ve uzatıldığı tarihte bina için verilen ruhsatın süresinin dolduğunu, muvazalı işlemler sonrası davalı lehine kurulan ipoteğin yolsuz tescil hükmünde olduğunu, dava konusu bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkillerine ait olduğundan davalının TMK 1023 maddesi korumasından yararlanamayacağını, ipoteğin tesisi sırasında daha başlamamış hakkında yıkım kararı bulunan kat irtifakı süresi dolan ve imara aykırı olan binaya kradi sağlayarak ipotek tesis ederken basiretli tacir gibi davranmadığını savunarar ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasın istemiştir...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2018 NUMARASI : 2017/385 ESAS 2018/434 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : Taraflar arasında görülen imar ipoteğinin güncellenmesi ve tahsiline ilişkin davada davanın kabulüne dair karar davalı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; TARAF İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi Abdullah Eryüksel vefat ettiğini, davacıların , Balıkesir Belediyesi İmar Müdürlüğü'nün tahsis ve tescil fişinde geçtiği üzere davacıların ,Gündoğan mah. 4894 Ada , 14 parsel sayılı arsada 96 m² karşılığı imar ipotek alacaklarının mevcut olduğunu, davacılar imar uygulaması nedeni ile bedele dönüştürülen paylarına takdir edilen ipotek bedelinin arttırılması talepleri olduğunu, söz konusu bedel tahsis ve tescil fişinde ipotek bedelinin eski fiyat birimiyle 52.800.000 TL si gözüktüğünü, söz konusu bedelin, edimler arasındaki mevcut denge olağanüstü değişmesi nedeniyle...
ASLİYE TARİHİ : 20/12/2018 NUMARASI : 2017/385 ESAS 2018/434 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : Taraflar arasında görülen imar ipoteğinin güncellenmesi ve tahsiline ilişkin davada davanın kabulüne dair karar davalı vekili tarafından istinaf edilmekle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; TARAF İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi Abdullah Eryüksel vefat ettiğini, davacıların , Balıkesir Belediyesi İmar Müdürlüğü'nün tahsis ve tescil fişinde geçtiği üzere davacıların ,Gündoğan mah. 4894 Ada , 14 parsel sayılı arsada 96 m² karşılığı imar ipotek alacaklarının mevcut olduğunu, davacılar imar uygulaması nedeni ile bedele dönüştürülen paylarına takdir edilen ipotek bedelinin arttırılması talepleri olduğunu, söz konusu bedel tahsis ve tescil fişinde ipotek bedelinin eski fiyat birimiyle 52.800.000 TL si gözüktüğünü, söz konusu bedelin, edimler arasındaki mevcut denge olağanüstü değişmesi nedeniyle katlanılamayacak...
Çünkü, alacak esasen 16.01.2001 günlü ipotek akdi ile güvence altına alınmıştır. Başka bir anlatımla esasen ipotek ile güvence altına alınmış alacak için davacı bankanın temlik işlemi sebebiyle ayrıca ipotek tesisi istemesinde hukuki yararı yoktur. Bu nedenle davacı bankanın ipotek tesisine ilişkin isteminin hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi gerekirken, istem hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. Kabule göre de; Hükmün HUMK.nun 388. ve 389.maddelerinde gösterilen biçime uygun kurulması gerekir. Aksi halde taraflar aynı dava sebebiyle yeni bazı uyuşmazlıklar içine itilir. Somut olayda her ne kadar “… ipotek alacağının ilgili tapuya …” tesciline karar verilmiş ise de, ipoteğin hangi taşınmaz kaydına işleneceği karar yerinde gösterilmemiştir. Böylece yukarıda belirtilen yasa kurallarına aykırı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir....