D: 3 Muratpaşa/Antalya" adresinde kiracı sıfatı ile söz konusu mecurda (eşyalı dükkan) işyeri faaliyetini sürdürdüğünü, davalı tarafından kötü niyetli olarak, müvekkilini mecurdan tahliye etmek üzere tahliye emri gönderilmiş olup tahliye taahhüdünün geçersizliğinin tespiti ile tahliye taahhüdünün geçersiz olması ve diğer kanuna aykırılıklar sebebiyle haksız olarak Antalya Genel İcra Dairesi 2022/81351 E. Sayılı dosya üzerinden gönderilen tahliye emrine dayalı icra takibinin tedbiren ve ivedilikle durdurulmasını kira sözleşmesi ile aynı tarihli sadece kiracılardan birinin imzası bulunan taahhüdün geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ....
Belirtmek gerekir ki inşaat hukukundan kaynaklı davalarda, imalat seviyesinin, özellikle inşaatın durdurulması yönünde herhangi bir tedbir kararı verilmediği durumlarda, dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasında yapılan imalatlar da dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, dava tarihinden önce asıl davada davacı-birleşen davada davalı arsa sahibinin talebiyle yapılan delil tespitine dayalı olarak alınan bilirkişi raporunda inşaat seviyesi %56, yargılama sırasında 16.11.2017 tarihli keşif üzerine alınan raporda 6 ve 7 no.lu bağımsız bölümlerin inşaat seviyesi %63, keşif icra edilmeksizin alınan 28.06.2019 tarihli raporda ise inşaat seviyesi %75 tespit edilmiştir. Hükme esas alınan 28.06.2019 tarihli son bilirkişi raporunda inşaat seviyesinin, dava tarihinden önce alınan delil tespit raporu ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarından yararlanılarak tespit edildiği görülmüştür....
Bu kez, davalılardan davalılardan Vakıflar Bankası T.A.O. ve K.. B.. A.Ş. vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılardan Vakıflar Bankası T.A.O. ve K.. B.. A.Ş. vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95'er TL harç ve takdiren 226,00'ar TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, davaya konu kredinin davacı vekilinin bahsettiği kredi türü olmadığını dosyanın ilgili kredinin celbi ile bilirkişiye gönderilmesini talep ettiğini, 5561 sayılı kanun açısından yapılan ayrımda Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin belirtildiğini ve davada yer alan kredinin Tarım Bakanlığı tarafından verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Davalı bankanın davacı aleyhine 21/02/2012 tarihinde ilamsız takip başlattığının dosya arasında bulunan takip dosyasından anlaşıldığı, 5661 sayıl Kanunun (6215 sayılı kanunun 23. Maddesi ile eklenen ) 6....
Davalı vekili, davaya konu kredinin davacı vekilinin bahsettiği krediye girmediğini, dosyanın ilgili kredinin celbi ile bilirkişiye gönderilmesini talep ettiğini, 5561 sayılı kanun açısından yapılan ayrımda Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin belirtildiği ve davada yer alan kredinin Tarım Bakanlığı tarafından verildiğinnden bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı bankanın davacı aleyhine 21/02/2012 tarihinde ilamsız takip başlattığı dosya arasında bulunan Yozgat 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/770 Esas. sayılı takip dosyasından anlaşılmıştır. 5661 sayıl Kanunun (6215 sayılı kanunun 23....
Davalı vekili, davaya konu kredinin davacı vekilinin bahsettiği krediye girmediğini, dosyanın ilgili kredinin celbi ile bilirkişiye gönderilmesini talep ettiğini, 5561 sayılı Kanun açısından yapılan ayrımda...Kooperatiflerinin belirtildiği ve davada yer alan kredinin Tarım Bakanlığı tarafından verildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı bankanın davacı aleyhine 20/02/2012 tarihinde ilamsız takip başlattığı dosya arasında bulunan Yozgat 2....
Vakıflar Bankası TAO ile T3'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine'' şeklinde düzeltilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DELİLLER : HMK ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Talep, tahliye taahhütnamesinin geçersizliğinin tespiti istemiyle açılan davada takibin tedbiren durdurulması isteminin reddine dair ara kararın istinafına yöneliktir. 6100 sayılı HMK'nın 389(1) gereği "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir."...
Talep konusu ise; davalının sözleşmeden dönme öncesi görüşme yapmadıkları savunmasının çöktüğü, davalının bir inşaat firması olduğu, arsa payı karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmelerinin iki tarafa edim yükleyen sözleşme olduğu, ihtar ile feshedilmediği ve mahkeme kararı gerektiğini bildiği, iki bağımsız bölüm maliki olan müvekillinin davalı ile yapılan sözleşmede imzası olmadığı, 6306 sayılı Kanuna göre imza atmayanların hissesi satıldığından sözleşmelerin natamam olduğunun da söylenemeyeceği, davalının sözleşmeyi bozmak için daha düşük teklif verdiğinin yapılan sözleşmeden belli olduğu, aynı zamanda kat maliki olan ve 1/3 azınlık içinde bulunan müvekkilinin de payının satışı yapılacağından satışın tedbiren durdurulması gerektiğini belirterek İzmir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün 18.05.2023 günü saat 10:00' da yapılacak satışın ve sonrasındaki işlemlerin tedbiren durdurulması talebine ilişkindir....
Bununla birlikte 6100 sayılı HMK'nin ispat ve deliller konusunun yer aldığı dördüncü kısım beşinci bölümü 266 ila 287 maddeleri arasında bilirkişi incelemesi usul ve esasları düzenlenmiştir. HMK'nin 266. maddesine göre "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.". Somut uyuşmazlıkta mahkemece bilirkişiden rapor aldırılmasının zorunlu olduğu değerlendirilmiş ise de davanın geldiği aşama, bozma öncesi-sonrası alınan bilirkişi raporları ve ayrıntılı bozma ilamı karşısında mahkeme hakimi tarafından oranlama yoluyla katkı payı ve katılma alacağı hesaplaması yapılamayacağından söz edilemez. Mahkemece, öncelikle davacı tarafa hesap bilirkişi raporu için bedeli depo etmek üzere usulüne uygun şekilde süre verilmesi gerekmektedir....