Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacı 3.kişinin borçlu ile aralarında ticari ilişki nedeniyle, faturası sunulan malın borçluya teslim edilmesine rağmen, henüz bedeli ödenmediğinden, karşı tarafın ediminin ifası güvence altına alınıncaya kadar kendi ediminin ifasından kaçınabileceği savıyla istihkak iddiasında bulunduğu, İİK'nun 97/a maddesi gereği, taşınır malı elinde bulunduran kişinin onun maliki sayılacağı, istihkak davasına konu malların borçlunun işyerinde haczedildiği, dolayısıyla bu malların borçlunun elinde olduğunun kabulü ile onun maliki sayıldığı bu karinenin aksinin, istihkak iddiasında bulunan 3.kişi tarafından ispat edilmesi gerektiği, istihkak iddiasında bulunan davacının, bu malların borçluya ait olmadığı, aralarındaki sözleşme nedeniyle borçluya teslim edilmiş ise de bedeli ödenmediği için malların maliki sayılamayacağı şeklindeki beyanı taşınır malların zilyetliğin devriyle, mülkiyetinin de devredileceği hususu karşısında geçersiz olduğu, davacının malı teslim etmesine karşın, borçlunun...

    Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçluya .../04/2014 tarihinde örnek ... nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun, 30/04/2014 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise takibin diğer borçlusu ... ....Şti. tarafından ....07.2015 tarihinde infaz edildiği görülmektedir. Somut olayda, itiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu dosya borcunun diğer borçlu ciranta tarafından ödenerek infaz edilmiş olması, hakkında takip yapılıp ödeme emri gönderilen ve bu nedenle itiraz ve şikayette bulunan borçlu yönünden itiraz ve şikayetlerin esasının incelenmesine engel değildir. O halde, mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçluya 08/04/2014 tarihinde örnek ... nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun, .../04/2014 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise 07.04.2014 tarihinde takibin diğer borçlusu .... ..... ve Tic.A.Ş tarafından ödendiği görülmektedir. Somut olayda, hakkında takibe başlanan ve itiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu borç, diğer borçlu ciranta tarafından ödenmiştir. Diğer borçlu tarafından dosya borcunun ödenerek dosyanın infaz edilmiş olması, itiraz eden borçlu yönünden itirazın esasının incelenmesine engel değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca ve imzaya itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

        İcra emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince borçluya icra emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde satışın istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde, İİK'nun 150/e maddesi gereğince takip düşer. Somut olayda, icra emrinin borçluya 01.7.2009 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından icra müdürlüğüne 30.5.2011 tarihinde yapılan taleple sadece satış avansının depo edilmesinin istendiği, satış talebinde bulunulmadığı, bu tarihte dosyaya satış avansının depo edilmiş olduğu, 04.01.2013 tarihinde ise satış talep edildiği, buna göre, alacaklı tarafından icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde satış talebinde bulunulmadığı görülmüştür. Mahkemece süresinde satış istendiği belirtilmiş ise de; satış talebinden önce masraf yatırılması, o tarihte satış talebinde bulunulduğu anlamına gelmez....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.03.2013 tarih ve 2011/ 481 E., 2013/ 200 K. sayılı kararı ile “tasarrufun iptaline, davacıya, taşınmaz üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan İİK'nun 283. maddesi uyarınca taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisi verilmesine” karar verilmesi sonucunda alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce verilen satış kararı doğrultusunda taşınmazın ihalesinin gerçekleştirildiği, şikayetçi ...'ın ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 283/1. maddesine göre; “davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir.” Satış ile 3. kişiye geçen mülkiyet tasarrufun iptaline karar verilmesi ile borçluya geri dönmez....

            Burada takip yetkisi, istisnai olarak maddi hukuktaki hak sahipliğinden ayrılmakta; hak sahibi, takip borçlusu iken, kural olarak haciz işlemiyle tasarruf yetkisi ortadan kalkmayan borçlunun, bu tasarruf yetkisi ve buna bağlı olarak takip yetkisi, takip alacaklıları tarafından kullanılmaktadır (Uğur Bulut, İcra Hukukunda Ödeme Yerine Alacakların Devri, Ocak 2013, s. 233- 234) Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre İİK'nun 120/2.maddesi uyarınca koşulların mevcudiyeti halinde borçlunun alacaklı olduğu takip dosyalarında alacaklıya takip yetkisi verilmesi alacaklı tarafından takip yapılan icra müdürlüğünün yetkisindedir (Yargıtay 12. H.D'sinin 19/09/2019 tarih, 2019/8859 Esas ve 2019/13025 Karar sayılı içtihadı). Yukarıda belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 5....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 05.02.2013 tarihli Olay, Araştırma, Yakalama, Davet Etme ve Rızaen Teslim Tutanağına göre;suça sürüklenen çocuk 29.01.2013 tarihinde Afyonkarahisar Devlet Hastanesinden çalmış olduğu LCD televizyonu yer göstermek suretiyle ...'...

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde ; kıymet takdiri raporu, müvekkil şirketin işyeri bünyesinde çalışmayan ve müvekkil firmada hiçbir temsil yetkisi olmayan Sinan Öz isimli şahsa usulsüz olarak tebliğ edildiğini, borçluya kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, satışın kıymet takdirinin yapıldığı tarihten yaklaşık olarak 4 ay sonra yapılmış olması nedeniyle müvekkilinin ihaleden büyük zarar gördüğünü, satış ilanının türkiye çapında trajı yüksek bir gazetede yapılması gerektiğini, ihaleye konu taşınmazlar hakkında vergi dairesine herhangi bir yazı yazılmadığını, ihaleye konu taşınmazlar hakkında belediye ve diğer ilgili birimlere gerekli yazılar yazılmadığını, icra dairesinin kamu düzenine ilişkin olan işlemlerinde de yanlışlıkların mevcut olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

              Bulunulan adresin kime ait olduğunun tespiti ve haciz mahallinde bulunan üçüncü kişinin istihkak beyanında bulunması üzerine dava açma yükümlülüğünün ve mülkiyet karinesinin tespiti açısından icra memurunca bilgi ve belgeye ihtiyaç duyulması nedeniyle borçluya ait evrak araştırması yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Haciz işlemi zor kullanmayı gerektirdiğinden, tarafların ayrıca talebi bulunmasa dahi, icra memurunun haciz işlemi için gerekiyorsa çilingir vasıtasıyla kilitli yerleri açtırma yetkisi bulunduğu, kapalı - kilitli yerleri açtırma yetkisi olan, borçlunun üzerini dahi arama yetkisi olan icra memurun evrak araştırma yetkisinin olmadığından bahsedilemez....

              UYAP Entegrasyonu