Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi vekili dilekçesinde, ihaleden önce usulsüz tebliğden haberdar olunduğuna ilişkin bir beyanda bulunmadığından ve aksi yazılı delille de kanıtlanamadığından, diğer borçlu ...’nun, şikayetçi ... ile aynı adreste oturması ve...’ya da 30.06.2015 tarihinde satış ilanının tebliğ edildiğinden bahisle, şikayetçi ...’nun ihaleden haberdar olduğu yönünde varsayıma dayalı olarak oluşturulan gerekçe de yerinde değildir. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacının ......İcra Mürülğünün 2011/304 sayılı takip dosyasındaki alacakları ve fer'ileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı hissesinin iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne varki, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir....

      (IV) İİK'nın 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Çünkü satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Satış ilanının borçlu asile veya vekilin bulunması halinde vekiline tebliğ edilmesi gerekmektedir. HMK'nın 76/1. maddesi uyarınca; "Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır." Konuya ilişkin olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun "Vekile ve Kanuni Mümessile Tebligat" başlıklı 11. maddesi; "Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır....

      İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, şikayetçinin alacaklı olduğu . İcra Müdürlüğü'nün 2012/8592 E. sayılı takip dosyasından alınan talimat ile ...'...

        Edirne İcra Müdürlüğü’nün 2019/23759 Esas sayılı dosyası incelendiğinde satış ilanın usulüne uygun olarak borçluya tebliğ edildiği dosya kapsamında yer alan tebligat parçalarından görülecektir. Satış ilanının ilgili icra müdürlüğünün satış kararına uygun yapılması esastır. Nitekim dava konusu taşınmazların satışı Edirne İcra Müdürlüğü’nün 08.07.2020 tarihli satış kararına uygun yapıldığını, davacının hukuka uygun yapılan ihaleyi haksız bir biçimde feshetmek ve icra takibi sürecini uzatmak amacıyla hareket ederek soyut ve asılsız beyanlarda bulunduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Her ihalenin gazetede ilan zorunluluğu bulunmayıp, satış memurluğuna, her iki tarafın menfaati gözetilmek koşulu ile bu konuda takdir yetkisi tanınmıştır....

        17.11.2014 tarihli satış kararında; “satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine" karar verilmiş olup, "tebligat yapılamaması halinde satışın yapılmasına" şeklinde bir hüküm bulunmadığından, satış kararının borçluya usulüne uygun olarak tebliği zorunludur.Satış ilanının borçluya ilanen tebliğ edildiği görülmektedir. 7201 sayılı Kanun'un 28. maddesi gereğince; kendisine tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya işyeri de bulunmayan kimsenin adresi meçhul sayılır....

          İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, şikayete konu icra müdürlüğü dosyasında borçlu şirketin üçüncü şahıs...Enerji Servis A.Ş.'den olan alacağı üzerine haciz konulması için İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiği, üçüncü şahıs şirket tarafından borçlunun hakedişleri üzerine haciz tatbik edildiği, şikayetçinin ise ......

            İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla haciz ve dolayısıyla alacaklı bulunduğu durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılarak alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır. Şikayetçi ipotek alacaklısı üçüncü kişinin geçerli haczinin bulunup bulunmadığı icra müdürlüğünce yapılacak sıra cetveline itiraz edilmesi halinde tartışılacak bir husus olup itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerekmektedir. Bu aşamada haczin geçerli olup olmadığı tartışılamaz....

              Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde, sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar, birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, yukarıda anılan yasa hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK.nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılarak alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu vekili, ihale işlemleri yapılırken müvekkile ve menkuller üzerinde haczi bulunanlara usulüne uygun tebligat yapılmadığından ihalenin feshini talep etmiş, mahkeme, satış ilanı ve kıymet takdir raporu borçluya tebliğ edilmediğinden ihalenin feshine hükmetmiştir. İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değildir. Somut olayda satış kararında tebliğ yapılmasına dair bir karar olmadığı görülmektedir. Bu durumda ilanlar tebliğ yerine geçeceğinden borçlunun menkul malın kıymet takdiri ve satışından haber olduğunun kabulü gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu