Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; icra müdürlüğüne itiraz edilerek uygulanması istenilen ihtiyati haciz kararının Çerkezköy İş Mahkemesinin 2020/360 Esas sayılı dosyasında görülen maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olduğu, şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar şikayete konu icra takip dosyasında takip talebi ve icra emri düzenlenmiş ise de; bu durumun uyap sisteminden kaynaklanan bir zorunluluk nedeniyle olduğu, takip talebinin ise gerçekte ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin olduğu ve esas takibe geçilmesi durumunun söz konusu olmadığı, takip talebindeki alacak miktarının da ihtiyati haciz kararındaki miktardan farklı ve sembolik nitelikte olduğu, takip talebinin ihtiyati tedbir mahiyetinde olan ihtiyati haciz kararının infazı amacıyla düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir....

Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK'nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....

İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile; müvekkili firma tarafından talep eden firmanın yaptığı ödemelerin toplamından daha fazla bedelli ürün teslim edildiğini, ayrıca fiyat farkı olarak belirtilen 75.000,00 USD bedel olarak kesilen fatura için de iade faturası kesildiğini, karşı tarafın bu iade faturasının kesilmesinden sonra 09/11/2022 tarihinde müvekkil firmaya ihtarname gönderdiğini, akabinde müvekkil firma aleyhine 18/11/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldığını, ancak dekont ve muavin defterin ihtiyati haciz için yeterli olmadığını, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/733 Esas sayılı dosyasıyla T1 aleyhine alacak davası açıldığını, 17/12/2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz taleplerinin teminatlı olarak kabul edildiğini, itirazları üzerine 15/02/2021 tarihli karar ile ihtiyati haciz talebinin teminatsız kabulüne karar verildiğini, haczin uygulanması için Çankırı İcra Müdürlüğünün 2021/455 Esas sayılı dosyasında talepte bulunulduğunu, davacı tarafından borca itiraz ettiğini belirterek takibin iptali talebiyle açılan iş bu davada mahkemece davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiğini, dosya dayanağının ihtiyati haciz kararı olarak gösterildiğini ve icra dairesinden ihtiyati haciz kararının uygulanmasının istenildiğini, dairece ihtiyati haczin uygulanması için gerekli yerlere müzekkere yazılması gerekirken borçluya icra emri gönderildiğini, ihtiyati haciz kararının amacının, borçlunun mal kaçırmasını önlemeye yönelik olup icra emri tebliğ edip kesinleşmesini bekledikten sonra haciz uygulamanın, alacaklı tarafı...

    Aleyhine şikâyet olunan şirket vekili ödeme emri tebliği ve takiplerin kesinleşmesi tarihleri bakımından öncelikli olduklarını bildirerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince sıralamanın ihtiyati hacizlerin kesinleşme tarihlerine göre belirleneceği, aleyhine şikâyet olunan yanın takip dosyasından gerekmediği halde iki ödeme emri çıkartıldığı, bu nedenle ikinci tebligatın tarihinin dikkate alınabileceği, her iki ihtiyati haczin aynı gün kesin hacze dönüştüğü gerekçesiyle tarafların garameye gireceklerinden bahisle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm aleyhine şikâyet olunan şirket vekilince temyiz edilmiştir. Aleyhine şikâyet olunan şirketin alacaklı olduğu takip dosyasından çıkartılan ödeme emri 20.09.2008 günü dava dışı borçluya tebliğ edilmiş; adı geçenin ihtiyati haczi 03.10.2008 günü itibariyle kesinleşmiştir. Şikâyetçinin ödeme emri tebliğ tarihi 25.09.2008, takibin kesinleşme tarihi ise 06.10.2008 günüdür....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İşbu talep ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı HMK'nın 341/1- b maddesinde; "İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." a karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1122 E. sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, ancak mahkeme tarafından hukuka aykırı şekilde şikayetin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce ve mahkemece, ihtiyati haciz kararının hukuki niteliği ve mahiyetinin ilgili mevzuata aykırı düşer şekilde yorumlandığını, görülmekte olan davanın tasarrufun iptali davası olduğundan bahisle ihtiyati haciz kararının teminat karşılığında kaldırılmış olduğunun göz ardı edildiğini, tasarrufun iptali kararını tehiri icra talepli olarak istinaf ettiklerini, kararın kesinleşmediğini, ilamın icrası için kesinleşmesi şart olmasa da haciz yatırılan teminat üzerinden devam ettiğinden yeni hacizlerin hukuka aykırı olduğunu, HMK'nın 397/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararlarının etkisini nihai kararın kesinleşmesine kadar devam ettireceğini, ihtiyati haczin etkisine ilişkin aksi yönde Mahkemece verilmiş bir karar da bulunmadığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/306 Esas sayılı dosyasında 19/07/2019 tarihli tensip tutanağında 19/07/2019 tarihinden itibaren 3 ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici mühlet içinde borçlu T5 Şirketi aleyhine 6183 sayılı yasaya göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiç bir takip yapılmamasına, evvelce başlamış takiplerin durması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmaması yönünden ihtiyati tedbir konulmasına, 04/10/2019 tarihinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu değerlendirilerek T5'ne 04/10/2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet verilmesine, ihtiyati tedbirlerin devamına karar verildiği anlaşılmıştır....

      DAVA Şikayetçi, sıra cetvelinde pay ayrılan davalıya ait takip dosyasında borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz ve geçersiz olması sebebiyle takibinin kesinleşmediğini, ödeme emri usulüne uygun tebliğ edildiği kabul edilse bile haciz konulan borçlunun 3.kişilerdeki parası 6 ay içerisinde dosyaya istenmediğinden haczin düştüğünü, kendi alacağının rüçhanlı alacak niteliğinde olduğunu, düzenlenen sıra cetvelinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile davalı alacaklıya yapılan yersiz ödemenin geri alınmasını talep ve şikayet etmiştir. II. CEVAP Şikayet olunan vekili, takibin usule uygun olarak kesinleştiğini, davacının alacaklı olduğu takip dosyasının kesinleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. III....

        UYAP Entegrasyonu