İcra takibine dayanak idari para cezası 25/10/2013 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, davalı idari para cezasına yasal 15 günlük sürede 08/11/2013 tarihinde sulh ceza hakimliğine itirazda bulunmuştur. Davalı borçlunun itirazı Serik Sulh Ceza Hakimliğinin 25/01/2016 gün ve 2014/41 değişik iş sayılı kararı ile reddedilmiş, bu ret kararına karşı yapılan itiraz da Manavgat Sulh Ceza Hakimliğinin 29/03/2016 gün ve 2016/540 değişik iş sayılı kararıyla reddedilerek idari para cezası aynı tarih itibariyle kesinleşmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 108. maddesi ile 4904 Sayılı T1 İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un 20 maddesi gereğince idari para cezaları genel hükümlere göre tahsil edilir. Yine 4904 Sayılı Yasanın 20 maddesine göre tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faizi ile birlikte tahsil edilir, kanun yoluna başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Öte yandan Yargıtay 4....
Bu durumda, davaya konu yapılar için hatalı yüz ölçümü üzerinden idari para cezasının hesaplandığı, söz konusu yüz ölçümünün temel cezayı etkileyen nitelikte olduğu, dikkate alındığında, İdare Mahkemesince davaya konu para cezasının tamamının iptaline karar verilmesi gerekirken; para cezasının kısmen iptali, kısmen davanın reddi yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz....
Yukarıdaki açıklama ve yasal düzenlemeler ışığı altında yapılan değerlendirmede; yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılan ödeme emrinin iptali niteliğindeki işbu davada, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerekmektedir. Bu noktada idari para cezalarına dayanak belgeler ve tebliğine ilişkin belgeler ile, davacının temyiz itirazlarında belirttiği, idari para cezasının iptaline yönelik olarak ... İdare Mahkemesi'nin 2009/1298 Esas ve 2011/1503 Karar sayılı dava dosyası getirilmeli, iptali istenilen ödeme emirlerine konu idari para cezalarının idari yargı yerince iptal edilip edilmediği ve edilmişse bu kararın, kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalıdır. İdari para cezasının iptaline yönelik olarak başlatılmış sürecin varlığı saptandığında, sonuçlanması beklenmeli, idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak, elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır....
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının haksız, Kurum işleminin ise usul ve yasaya uygun olduğu, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesiyle ayrı ayrı fıkralarda düzenlenen tüm fiiller için ayrı idari para cezası uygulanmasının Kanun hükmü gereği olduğu, bu bağlamda 102. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinin 2. alt bendi ve (c) bendinin 4. alt bendi gereği uygulanan idari para cezalarının 102. maddenin 1. fıkrasının (e) bendinin 4. alt bendi uyarınca uygulanacak idari para cezasına engel teşkil etmeyeceği, tam tersi bunun Kanun’un da aradığı sonuç olduğu için ayrıca düzenlendiği, iptale konu 4.374,00 TL tutarındaki idari para cezasının mükerrer değil Kanun ile ayrıca tahakkuk ettirilmesi gereken/hükme bağlanan idari para cezalarından olduğu, Mahkemenin aksi yöndeki kararının kanun koyucunun iradesine ve Kanun’un emredici hükmüne de aykırı olduğu, bu nedenle de bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir....
İdari para cezalarının tahakkuk aşamasında yapılacak itirazlar idari yargının görevine girer. İdari para cezasına karşı süresi içinde Kurum'a itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilip de yine süresi içinde ilgili mahkemeye başvurulmaması halinde idari para cezası kesinleşir. Kurumca çıkarılan idari para cezası borç yazısı üzerine veya Kurumca idari para cezasına itirazın reddi halinde, iş mahkemesinden idari para cezasının iptali istenmiş ise görevli mahkeme idare mahkemesi olduğundan yargı yolu yanlışlığı nedeniyle görevsizlik kararı verilmelidir. 6183 sayılı Yasa'nın 55. maddesinde; vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağı öngörülmüştür. İdari para cezası da 5510 sayılı Yasa'nın 102. maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde kesinleşirse Kurumca ödeme emrine konu yapılabilir. Kesinleşip Kurum alacağına dönüşerek ödeme emrine konu olan idari para cezalarına karşı itirazlarda görevli mahkeme iş mahkemesidir....
İdari para cezalarının tahakkuk aşamasında yapılacak itirazlar idari yargının görevine girer. İdari para cezasına karşı süresi içinde kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilip de yine süresi içinde ilgili mahkemeye başvurulmaması halinde idari para cezası kesinleşir. Kurumca çıkarılan idari para cezası borç yazısı üzerine veya Kurumca idari para cezasına itirazın reddi halinde, iş mahkemesinden idari para cezasının iptali istenmiş ise görevli mahkeme idare mahkemesi olduğundan yargı yolu yanlışlığı nedeniyle görevsizlik kararı verilmelidir. 6183 sayılı Kanunun 55. maddesinde, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağı öngörülmüştür. İdari para cezası da 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde kesinleşirse Kurumca ödeme emrine konu yapılabilir. Kesinleşip Kurum alacağına dönüşerek ödeme emrine konu olan idari para cezalarına karşı itirazlarda görevli mahkeme iş mahkemesidir....
Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun aynı başlıklı 102’nci maddesinde, idari para cezalarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Mahkemece, davacıya yönelik düzenlenen idari para cezası kararının varlığı halinde, yukarıda açıklanan prosedür çerçevesinde kesinleşip kesinleşmediğini belirlemek, eğer kesinleşmemiş ise idari para cezasının kesinleşmesini bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir....
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, yapı denetim kuruluşlarına, hataların yapının taşıyıcı sistemini etkilememesi kaydı ile 2. maddenin dördüncü fıkrasının (c) veya (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, idari para cezası verileceği düzenlenmiş, son bir (1) yıl içinde üç (3) defa idari para cezası uygulanması hali, denetim faaliyeti dışında başka ticari faaliyetle uğraşılması hali ve yapının taşıyıcı sistemini etkileyen Kanunun 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (c) ve (g) bentlerindeki görevlere aykırılık hallerinin gerçekleşmesi durumunda bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasının verileceği, denetçiler için yalnızca 4708 sayılı Kanunun 3. maddesinin 5. fıkrasının 2. cümlesi hükmüne aykırı hareket eden mimar ve mühendislere idari para cezası verileceği, yapı denetim kuruluşunun üç defa idari para cezası almasına sebep olan mimar ve mühendislerin belgelerinin iptal edileceği düzenlemelerine yer verildiği görülmektedir....
Davanın konusu, idari para cezasının iptali ve ödenen para cezasının iadesine yöneliktir. İdari para cezaları ile ilgili 5510 sayılı Yasada özel bir düzenleme getirilmiştir. Yasanın 102. maddesine göre "İdari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir." İdari Yargılama Usulü Kanununun 9. maddesindeki düzenlemeye göre "Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir....
Ancak; 1-) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu için 5237 sayılı TCK'nın 165/1.madesinin suç tarihinde yürürlükte bulunan şekli ile "altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası" yaptırımlarının birlikte öngörüldüğü, yasada hapisle birlikte öngörülen adli para cazısının gün sayısının alt sınırının gösterilmediği hallerde aynı Kanun'un 52/1.maddesi gereğince alt sınırın beş gün olduğu; somut olayda "suçun işleniş biçimi, önem ve değeri, meydana gelen tehlikenin ve zararın ağırlığı" dikkate alınarak asgari hadden uzaklaşmayı gerektirecek yasal bir sebep görülemediği belirtilerek hapis cezası yasa maddesinde gösterilen alt sınırdan belirlendiği halde, aynı gerekçeyle adli para cezasının, gün sayısının 5 gün yerine, 6 gün olarak belirlenmesi suretiyle TCK'nın 165/1 ve 52/1.maddelerine aykırı davranılması sonucu, fazla adli para cezasına hükmedilmesi, 2-) 5271 sayılı CMK'nın 324/4.maddesi uyarınca Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve...