Gümrük Yönetmeliğinin davada iptali istenilen düzenlemeleri de, 4458 sayılı Kanunun gümrük vergi ve resimleri ile bunlara ait para cezalarına ilişkin düzenlemeleri dışında kalan hükümlerine dayanmakta olup; mükelleflerin gümrük işlemleri dolayısıyla gümrük idareleri önünde temsil edilebilmelerine dair kuralları öngörmektedir. Bu nedenle de, iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü, Danıştay Yedinci Dairesinin görev alanı dışında kalmaktadır. Her ne kadar, davada, Yönetmelik hükmü ile birlikte para cezası kararına vaki itirazın reddine ilişkin gümrük başmüdürlüğü işleminin iptali de istenilmiş ise de; iki ayrı idari işlemin aynı dilekçe ile idari davaya konu edilip edilemeyeceğine, düzenleyici işlemin iptali istemine göre belirlenecek görevli Dava Dairesince karar verileceğinden; bu durum, davanın, Danıştay Yedinci Dairesinin görev alanına dahil olması sonucunu yaratabilecek nitelikte değildir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun ... tarih ve ...sayılı kararı ile uygulanan 57.156,00-TL idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … ana takip dosya numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
Mahkemece idari para cezasının tahsili için gönderilen ödeme emirlerinin iptaline yönelik davada İdare Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine kararı verilmiştir. Davacı hakkında 506 sayılı Yasanın 140.maddesinde (5510 sayılı Yasanın 102.maddesinde)öngörülen koşulların oluşması nedeniyle idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının anılan maddede belirtilen prosedür çerçevesinde kesinleştiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, idari para cezasının idari aşamada kesinleşmesinden ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden sonra " Borçlu olmadığının tesbiti ve ödeme emrinin iptali veya istirdat" şeklinde dava açılması durumunda görevli mahkemenin saptanması noktasında toplanmaktadır....
Uyuşmazlık, idari para cezasının idari aşamada kesinleşmesinden ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden sonra " Borçlu olmadığının tesbiti ve ödeme emrinin iptali veya istirdat" şeklinde dava açılması durumunda görevli mahkemenin saptanması noktasında toplanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak; 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f maddesine göre sanığın kamuya yararlı bir işte çalıştırma yaptırımına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlayacak şekilde “50 adet fidan dikmesine" seçenek yaptırımı uygulanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’nın 322. maddesi gereğince, "50 adet fidan dikmesine" ibaresinin hükümden çıkarılarak bu husus ilgili kısmının, “Sanığın kişiliği, sosyal ekonomik durumu, duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak sanığa verilen 5 AY HAPİS CEZASININ TCK 50/1-f maddesi gereğince tedbire çevrilerek sanığın 2 AY 15 GÜN SÜRE İLE...
Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Ne var ki; Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmayacaktır. 6183 sayılı Kanunun 55'inci maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda ise, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır....
. … İSTEMİN ÖZETİ : İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda ruhsatsız bahçe duvarı yapıldığından bahisle, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca yapının yıkılmasına ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Sarıyer Belediyesi Encümen kararı ile anılan para cezasının ödenmesine ilişkin Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; dava konusu encümen kararının yıkıma ilişkin kısmı yönünden davanın reddi, para cezasının iptali; para cezasının ödenmesine ilişkin Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin ise iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ......
İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun aynı başlıklı 102’nci maddesinde, idari para cezalarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlayacağı öngörülmüştür....
ise "lisans iptali"nin düzenlendiği, dolayısıyla gerek idari para cezasının, gerek lisans iptalinin bir idari yaptırım olduğunda duraksama bulunmadığı, ancak 5307 sayılı Kanun'da idari para cezaları ile lisans iptalinin farklı usul ve esaslara bağlandığı; bu bağlamda 5307 sayılı Kanun'un 16. maddesinde, 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi yönünde yapılması gereken ihbarın idari para cezası verilebilmesinin ön koşulu olarak belirtilmediği hâlde, idari para cezası dışındaki idari yaptırımları (idari tedbirleri) düzenleyen 17. maddesinin önceki metninde, lisans iptali için aykırılığın giderilmesi yönünde 15 günlük süre tanıyan ihbar yapılmasının zorunlu görüldüğü; değişiklikten sonra ise, 5307 sayılı Kanun'un 17. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile, idari yaptırımların sayıldığı ve idari para cezalarının da 17. maddedeki hükme tabi olacağının belirtildiği; Bu itibarla, 16. maddede yer verilen idari para cezalarına ilişkin fiillerden Kurul tarafından belirlenen "niteliği itibarıyla...
Davacı, davalıya 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesi uyarınca idari para cezası kesildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine idari para cezasının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar. Somut olayda, idari para cezasının kesinleşmesinden sonra icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır....