Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk ödeme emrinde, diğer borçlu olarak gösterilen donatanın acentesinin davalı ...Nakliyat şirketi olmadığı iddiası üzerine yapılan araştırmada tespit edilen acenteye bu kez davalının da adı zikredilerek ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emri davalı adına ikinci bir ödeme emri kabul edilerek, davalı hakkındaki ilk ödeme emrinden vazgeçilip ikinci ödeme emri düzenlendiği ancak bu ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmediği, dolayısıyla usulsüz takipte bulunulduğu gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir.. . İcra Müdürlüğünün acenteye gönderdiği ödeme emri, daha önce takibe itiraz eden borçlu davalı hakkında ikinci bir ödeme emri niteliğinde ve ilk ödeme emrini ortadan kaldıracak ve iptali sonucunu doğuran işlem niteliğinde değildir....

    Yetkili icra müdürlüğünce takip borçlusuna usulüne uygun ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmediğinden; yetkisiz icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emri dışında takip dosyasında bir ödeme emri bulunmadığından, borçlunun yetkili icra müdürlüğünde yapılan takibe usulüne uygun itirazlarından ve takibin durmasından söz edilemeyeceğinden, itirazın iptali davasının görülmesine olanak bulunmadığından davanın geçerli bir takibin varlığına yönelik dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Dava, kaynağını İİK.nun 67.maddesinden alan itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davasının açılabilmesi için geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olması ve ödeme emrine süresi içinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunması gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/1777 Esas sayılı ilamsız takipte ödeme emri davalılara tebliğ edilmiş, davalılar süresinde itiraz ederek takibin durdurulmasını istemiş, ayrıca... İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayet yolu ile başvurarak ödeme emrinin usulüne uygun olmadığından ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/46 Esas -2013/10 Kararı ile şikayetin kabulü ile borçlu davalılara gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı vekilinin 11.04.2013 tarihli talebi uyarınca icra dairesince borçlulara yeniden ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emrine süresi içinde itiraz edilerek icra takibi durdurulmuş ve eldeki bu dava açılmıştır....

        Dava dosyası incelendiğinde, maaşına haciz konulması sonucu söz konusu ödeme emirlerinden haberdar olduğunu belirten davacının hem ödeme emirlerinin iptali hem de maaş haczine ilişkin işlemin iptali için işbu davayı açtığı, davacıya 2005/22238, 22239, 22240 nolu ödeme emirlerinin ayrı ayrı tebliğlerle aynı gün tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesinde 2005/22238 nolu ödeme emrini belirterek, söz konusu evrakı kendisinin teslim almadığını imza inkarında bulunduğunu belirttiği, yapılan imza incelemesi üzerine, ilgili ödeme emri tebliğinin davacının teslim almadığı kanaatiyle yazılı şekilde hüküm kurulduğu, 2005/22238 nolu ödeme emrinin 2005/...-... dönemleri ve arasına ait damga vergisine ilişkin olduğu, 2005/22239 ve 22240 nolu ödeme emirlerinin ise prim ve işsizlik sigortası primine ilişkin olduğu, davacının maaşına konulan haczin dayanak evraklarının dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde...

          Dava dosyası incelendiğinde, muris ...’in mirasçısı (babası) olduğundan bahisle davacının tapu kayıtlarına konulan haczin iptali ile muris ...’e ait prim, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası içerikli ödeme emrinin iptalinin istenildiği işbu davada, mahkemece, yasal mirasçıların mirası reddetmeleri sonucu, davacının mirasçılık durumuna gelemeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar verildiği, dosya içeriğinden, davacıya herhangi bir ödeme emri tebliği yapılmadan haciz işleminin uygulandığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda...

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde itirazda bulunabilir....

              Zira ödeme emri tebliğ edildiğinde borçluya, seçilen takip şekline göre yetkili merciide itiraz hakkı verilecek ve bu itirazı yeniden değerlendirilebilecektir. Tüm dosya kapsamından ödeme emri tebliğ işleminini iptali üzerine davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı yeni bir ödeme emri düzenlenerek tebliğe çıkartılmadığı sabittir. Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunması itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartı olup ödeme emrinin iptali üzerine takibin devamını sağlamak üzerine yeniden ödeme erinini tebliği sağlanmaması nedeniyle usulüne uygun yapılmış bir takip söz konusu olmadığından, itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir. 7....

                Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

                  Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur....

                    Dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı kooperatif adına düzenlenen 2003/11-2004/9 dönemleri arasına ilişkin prim borçlarını içeren ödeme emrine ait tebliğ evrakı davacı adına düzenlenmek suretiyle davacıya tebliğ edildiği, usulsüz düzenlenen bu ödeme emrinin iptali için açılan işbu davada mahkemece, ödeme emrinde dava dışı kooperatifin adının yazması, davacıyı şahsi olarak borçlu gösteren bir ödeme emrinin bulunmaması, sadece tebligat evrakında isminin yer alması dolayısıyla ödeme emirleri hukuka uygun olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya...

                      UYAP Entegrasyonu