Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu işleme dayanak olan, davacı şirkete 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla; idari para cezasına konu eylemin bir kamu hizmetinden kaynaklandığı, çevreyi kirletme sonucu doğurmayan sözleşme kapsamında olduğu gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği, … Bölge İdare Mahkemesi ......
Somut olayda davacı davalı kurumca hakkında tahakkuk ettirilen idari para cezasına, karşı Kurum itiraz Komisyonuna itirazda bulunmamış, sonradan kurumun aynı gerekçeyle düzenlediği ödeme emrine karşı iş mahkemesinde itiraz ve iptal davası açmıştır. Davacının öncelikle söz konusu idari para cezasına karşı kurum itiraz komisyonuna itiraz etmeyerek idari ipara cezasının idari aşamada kesinleşmesine neden olmuştur. Davacı Kurumca tahakkuk ettirilen idari para cezasına itiraz yoluna gitmeyerek kesinleşmesine neden olmakla, sonradan kurumun söz konusu idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlediği ödeme emrine karşı iş mahkemesinde açtığı ödeme emrinin iptali ve menfi tespit davasının dinlenebilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş tüm belgeleri celbederek, uyuşmazlığın idari para cezasına itiraz mı, yoksa ödeme emrinin iptali mi olduğunu tespit edildikten sonra, şayet ödeme emrinin iptali talebi ise 7 günlük yasal sürede açılıp açılmadığını denetlemek, idari para cezasına itiraz ise, idare mahkemesine açılmış bir dava var ise o davanın sonucunu beklemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermektir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır....
Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş tüm belgeleri celbederek, uyuşmazlığın idari para cezasına itiraz mı, yoksa ödeme emrinin iptali mi olduğunu tespit edildikten sonra, şayet ödeme emrinin iptali talebi ise 7 günlük yasal sürede açılıp açılmadığını denetlemek, idari para cezasına itiraz ise, idare mahkemesine açılmış bir dava var ise o davanın sonucunu beklemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermektir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır....
Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş tüm belgeleri celbederek, uyuşmazlığın idari para cezasına itiraz mı, yoksa ödeme emrinin iptali mi olduğunu tespit edildikten sonra, şayet ödeme emrinin iptali talebi ise 7 günlük yasal sürede açılıp açılmadığını denetlemek, idari para cezasına itiraz ise, idare mahkemesine açılmış bir dava var ise o davanın sonucunu beklemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermektir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır....
Mahkemece, davalı borçlu hakkında alacaklı tarafça icra takibi yapıldığı ve hakkında aciz belgesi alındığına dair bilgi ve belge bulunmadığı, sadece idari para cezasına dayanarak da tasarrufun iptali davasının açılamayacağı gerekçesiyle subüt bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu Hasan hakkındaki takip dayanaklarından biri de 80.313,00 TL tutarındaki idari para cezasına ilişkindir. İdari para cezasından doğan alacak da kamu alacağı olması nedeniyle davacı tarafından 6183 Sayılı AATUHK uyarınca ödeme emri çıkarılıp tahsil yoluna gidilmesi gerekmektedir. Bu duruma ilişkin şartlar sağlandıktan sonra dava açılmalıdır....
“Kurumca verilecek idari para cezaları” başlığını taşıyan 140’ıncı madde, idari para cezaları, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı ilgililerce başvurulacak yargı yolu ve zamanaşımı konusunda düzenleme içermektedir. İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili Mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz....
Numaralı dosyada, DAVANIN İDARİ PARA CEZASININ TAHAKKUNUN İPTALİ davası olduğu ve bu davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek 15/9/2020 tarihli kararla davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak mahkeme kararı, dava konusunda yapılan yanlış nitelendirmeden dolayı hatalıdır. AÇILAN DAVA PRİM BORCUNUN İPTALİNE YÖNELİKTİR. 1- Müvekkil adına açılan dava dilekçesi incelendiğinde dava konusu, PRİM VE İŞSİZLİK BORCU TAHAKKUNUN İPTALİNE YÖNELİKTİR. (Mahkemenin dava konusu nitelendirmesini yanlış yapmıştır. Dava dilekçemizde ve eklerinde kesinlikle idari para cezasının iptali istenmemiştir. Kaldı ki idari para cezasının iptali için zaten daha önce Adana İdare Mahkemesinde dava açılmıştır.) PRİM VE İŞSİZLİK BORCU TAHAKKUNUN İPTALİNE YÖNELİK DAVA ADLİ YARGININ GÖREV ALANINDADIR. 2- Müvekkilin açtığı dava PRİM VE İŞSİZLİK BORCU TAHAKKUNUN İPTALİNE YÖNELİK olması sebebiyle bu davanın incelenme yeri adli yargının görev alanına girmektedir....
Numaralı dosyada, DAVANIN İDARİ PARA CEZASININ TAHAKKUNUN İPTALİ davası olduğu ve bu davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek 15/9/2020 tarihli kararla davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak mahkeme kararı, dava konusunda yapılan yanlış nitelendirmeden dolayı hatalıdır. AÇILAN DAVA PRİM BORCUNUN İPTALİNE YÖNELİKTİR. 1- Müvekkil adına açılan dava dilekçesi incelendiğinde dava konusu, PRİM VE İŞSİZLİK BORCU TAHAKKUNUN İPTALİNE YÖNELİKTİR. (Mahkemenin dava konusu nitelendirmesini yanlış yapmıştır. Dava dilekçemizde ve eklerinde kesinlikle idari para cezasının iptali istenmemiştir. Kaldı ki idari para cezasının iptali için zaten daha önce Adana İdare Mahkemesinde dava açılmıştır.) PRİM VE İŞSİZLİK BORCU TAHAKKUNUN İPTALİNE YÖNELİK DAVA ADLİ YARGININ GÖREV ALANINDADIR. 2- Müvekkilin açtığı dava PRİM VE İŞSİZLİK BORCU TAHAKKUNUN İPTALİNE YÖNELİK olması sebebiyle bu davanın incelenme yeri adli yargının görev alanına girmektedir....
“Kurumca verilecek idari para cezaları” başlığını taşıyan 140. madde, idari para cezaları, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı ilgililerce başvurulacak yargı yolu ve zamanaşımı konusunda düzenleme içermektedir. İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili Mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz....