DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ :… DÜŞÜNCESİ :Davacının sigortasız işçi çalıştırdığı gerekçesiyle uygulanan 169.411,00 TL idari para cezasının iptali amacıyla …İdare Mahkemesi'nin … esasına kayden açılan davanın yargılaması devam ederken, davacı tarafından aynı idari işlemin iptal edilmesi için İtiraz Tetkik Komisyonu'na başvurulmuş ve başvuru Komisyon tarafından reddedilmiştir. İdari para cezasının iptali için açılan ilk dava derdest iken, İtiraz Komisyonu'nun ret kararına karşıda dava açılması ve ret kararının konusunun da idari para cezasının iptali olduğu dikkate alındığında, bu durum hüküm uyuşmazlığı sorunununa yol açabileceğinden, 2. davanın derdestlikten reddedilmesi gerektiği, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerektiği düşünülmektedir....
İş sayılı ve 04/02/2011 tarihli kararıyla reddedildiği ve idari para cezasının bu tarihte kesinleştiği, davacı kurumun 186.961,08 TL idari para cezasının işlemiş faiziyle birlikte tahsili amacıyla toplam 203.507,14 TL alacak üzerinden 17/07/2009 tarihinde Kadıköy 6. İcra Müdürlüğünün 2009/14369 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, borçlu/davalının yetki itirazının davacı tarafından kabul edilmesi üzerine dosyanın ...3. İcra Müdürlüğünün 2010/1593 esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; icra takip tarihi itibariyle idari para cezasının henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, idari para cezasının tebliğ tarihinden 30 gün sonrası olan 26/07/2008 tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı yapılmıştır. İdari para cezaları kesinleşmeden takibe konulabilir ise de, Dairemizin yerleşik uygulamaları ile idari para cezasının kesinleşmesinden önceki dönem için faiz istenemeyeceği benimsenmiştir....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davacı kurum tarafından yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu nedenle davalı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden sözedilemeyeceğinden idari para cezasının dayanaksız kaldığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. D) Temyiz: Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Dosya içeriğine göre, davalı işverenin kuruma sunduğu 27/12/2011 tarihli dilekçesi içeriğinden dava konusu idari para cezasından haberdar olduğu ve itiraz merci olan Sulh Ceza Mahkemesine başvurmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafından verilen idari para cezası kesinleşerek kurum alacağına dönüşmüştür. Davalı işveren idari para cezasını öğrendiğinden yapılan tebligatların usulüne uygun bulunup bulunmadığının sonuca etkisi yoktur....
in temyiz talebi bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki görüşe aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılıklar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasından “Sanığa verilen adli para cezasını sanık yasal süresi içinde ödememesi halinde 5237 sayılı kanunun 52/4 ve 5275 sayılı kanunun 106/3. maddesi uyarınca PARA CEZASININ ÖDENMEYEN KISMINA KARŞILIK GELEN GÜN MİKTARINCA HAPSEDİLECEĞİNİN SANIĞA İHTARATINA" kısmının çıkarılması, yine hüküm fıkrasından “Bu dava nedeniyle yapılan 2 adet çağrı kağıdı gideri 16,00 TL ile 1,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 3,60 TL. yargılama giderinin sanıktan tahsili ile hazineye irat kaydına” kısmının çıkarılarak yerine “Bu dava nedeniyle yapılan 2 adet çağrı kağıdı gideri 16,00 TL ile 1,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 17,60 TL yargılama giderinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 324/4. maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü...
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca verilen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarihli, … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir....
Kamu düzenine ilişkin davada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355'nci maddesindeki düzenleme uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle bağlı olunmaksızın yapılan incelemede; Dava, idari para cezalarının ve resen prim borcu tahakkukuna ilişkin kurum işlemlerinin iptali ve idari para cezaları ile prim borcu sebebiyle Kuruma borçlu olunmadığının tespiti taleplerine ilişkindir....
Bu durumda ise, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. ./.. Somut olayda; öncelikle 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlatılmış prosedürün bulunup bulunmadığı usulünce araştırılmalı, varlığı saptandığında idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, sonucuna göre eldeki ödeme emrinin iptali davasında 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yargılama yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir....
Bu durumda ise, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Somut olayda; öncelikle 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlatılmış prosedürün bulunup bulunmadığı usulünce araştırılmalı, varlığı saptandığında idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, sonucuna göre eldeki ödeme emrinin iptali davasında 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yargılama yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir....
Bu durumda ise, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Somut olayda; öncelikle 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesi uyarınca başlatılmış prosedürün bulunup bulunmadığı usulünce araştırılmalı, varlığı saptandığında idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, sonucuna göre eldeki ödeme emrinin iptali davasında 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yargılama yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir....
İdari para cezalarına konu ödeme emirleri bakımından yapılan incelemede; 506 sayılı Kanunun, ''Kurumca verilecek idari para cezaları" başlığını taşıyan 140'ncı maddesinin dördüncü fıkrasında (5655 sayılı Kanunun 20.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 2'nci maddesi ile değişik); idari para cezalarının ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk edeceği, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebileceği ve itirazın takibi durduracağı, itirazın reddi halinde tebliğden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri, bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması durumunda, idarî para cezasının kesinleşeceği, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezalarının, bu Kanunun 80'inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edileceği düzenlemesi getirilmiştir. Eldeki davada; davacı tarafından idari para cezasının iptaline yönelik olarak, ......