Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

verişli ve borcun tahsilatına imkan veren bir menkul olduğunu, icra memuru haksız bir şekilde hiçbir hukuki gerekçe göstermeksizin haciz talebini usul reddettiğini, icra memurunun haczi reddetme yetkisi bulunmadığını, icra memurunun yetkisi yalnızca menkulün hacze kabil olup olmadığı hususunda takdir ile sınırlı olduğunu belirterek, bu sebeplerle 15/02/2021 tarihinde Çanakkale İcra Müdürlüğü'nün 2021/75 Talimat Sayılı dosyasında tatbik edilen haciz sırasında icra memurunun haciz taleplerinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Haksız fiillerde ise tazminat olarak, gerçek zararın karşılığına hükmedilir. Davalı Bakanlığın sorumluluğu ise, icra memurunun kusurlu eylemi ile doğan zarar kadardır. Şu halde; icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle davacının, İİK’nın 134. maddesinin 5. fıkrası uyarınca 171.000,00 TL ihale bedelini icra dosyasına ödediği tarih ile ihale bedelinin kendisine iade edildiği tarihler arası işleyecek faizden oluşan zararının belirlenerek bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken, ihalenin feshi kararının kesinleştiği tarihteki taşınmazın değeri ile davacının ödediği ihale bedeli arasındaki farkın davacının zararı olarak belirlenip davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak, hükmün bozulması gerekmiştir....

    Nitekim, satış ilanı tebliğ edilmemesi, ancak işlemin muhatabı kimse tarafından ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde ileri sürülebilecek bir husus olup, satış memurunun bu usulsüzlüğü kendiliğinden dikkate alarak ihaleyi yapmama yetkisi bulunmamaktadır. Öte yandan, olayda, Kanun'un tarifine uygun biçimde gerçekleştirilmiş bir ihale mevcut değildir. Diğer bir anlatımla, satış memuru tarafından, satışın düşürülmesine karar verilmiş ve böylece ihale muamelesi tekemmül ettirilmemiştir. Dolayısıyla, satışın düşürülmesi kararının ve gerekçesinin yasal olmaması, pey sürene ihalenin yapıldığı sonucunu doğurmaz. Satış memurunun bu hatalı işlemi karşısında, taşınmazın yeniden ve usulüne uygun biçimde ihaleye çıkarılması zorunludur. O halde, mahkemece, satışın düşürülmesi işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra memurunun kusurlu işlemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/11/2020 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. K A R A R Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ... İcra Müdürlüğünün 2006/32 talimat sayılı dosyasında İcra ve İflas Kanunu'nun 100. maddesine esas bilgiler toplanıp sıra cetveli yapılmadan haczedilen taşınmazın takyidat bilgileri dikkate alınmadan daha önce 3. kişiye satılan taşınmazın 2. kez satışının yapılmış olması nedeniyle davacı tarafından icra aşamasında ödenen harç ve vergilerin davacıya iade edilmesi gereğine değinilmiştir....

        İcra Müdürlüğü 2017/8035 E sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takipteki borca açıkça itiraz ederek takibin durmasına ve tahsilatın engellenmesine sebebiyet verdiğini iddia ederek davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2017/8035 E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile davalının kötü niyetli itirazları nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ...... 9.İcra Müdürlüğü aleyhine 18/07/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen 24/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, icra memurunun işlemine dayalı olarak tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, husumet yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ...... ...'nün tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemenin, bu yöne ilişkin saptaması yerindedir....

            Davacı, icra dosyasında malları haciz edilip muhafaza altına alınarak yediemine teslim edildiğini, borcunu ödedikten sonra mallarını almak istediğinde yediemine ulaşılamadığını, deponunda kapalı olduğunu belirterek, İ.İ.K'nun 5. maddesi gereğince zararının giderilmesini istemiştir. Davalı, husumet itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, idare mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden davanın 2004 sayılı İ.İ.K'nun 5. maddesinden kaynaklanan icra memurunun kusuru nedeniyle idareye açılan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır. İ.İ.K.'nun 5. maddesindeki “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” hükmü gereğince mahkeme görevlidir....

              Bu durumda davacı tarafından başlatılan icra takibinin halan devam etmesi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, mahkemenin şirketin ihyasına ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca davacının davasının kabul edilmesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinden davalı tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

              İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/841 esas 2013/959 karar sayılı ilamı ile davanın süreden reddine hükmedildiğini ve bu kararın 22/09/2014 tarihinde kesinleştiğini, Borçlar Kanununda maddi ve manevi tazminat için öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğünü, davacı dava dilekçesinde her ne kadar alacaklı Saray T4 A.Ş.ye borcu olmadığını, bu şirkete ipotek vermediğini, alacaklı tarafın elinde ilam veya bu nitelikte bir belge bulunmadığını, icra takibinin yenilenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle icra takibinin yasal olmadığını iddia etmiş ise de bu iddiaların doğru olmadığını, icra müdürlüğünün işlemi nedeniyle zarar gördüğünü iddia eden kişinin bu işlemi iptal ettirme imkanı varken bu yola gitmeden doğrudan doğruya tazminat davası açamayacağının kabul edildiğini, davacı menfi tespit davası açmadığı için açtığı tazminat davasının reddinin gerektiğini, davacının ortağı olduğu şirketin borcunu ödememesi üzerine alacaklı tarafından noter vasıtasıyla hesap katı...

              Bu itibarla dosya kapsamından davacıya ait televizyonun icra dairesince muhafazası esnasında zarar gördüğü kanaatine ulaşılmıştır. İcra dairesince haczedilen eşyanın uygun şekilde, zarar görmeden muhafaza altına alınması icra memurunun sorumluluğu altında olup icra memurunun kusuru sonucu oluşacak zarardan İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesi gereğince davalı Bakanlık da sorumlu olduğundan davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu