Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı T5 vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesinde “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenleme, icra ve iflas dairelerinin görevleri sırasında ilgililere vermiş oldukları zararların tazminini amaçlamaktadır....

İcra Müdürlüğü 2017/8035 E sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takipteki borca açıkça itiraz ederek takibin durmasına ve tahsilatın engellenmesine sebebiyet verdiğini iddia ederek davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2017/8035 E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile davalının kötü niyetli itirazları nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

    Buna göre tazminat borcunun doğabilmesi için icra dairesi görevlilerinin kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilleri olmalı, bunun sonucunda zarar doğmalı ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Davacı her ne kadar dava dışı 3. Kişi tarafından kendisi hakkında Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2020/3802 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi nedeni ile aracına haksız yere haciz konulduğunu, takibin icra memurunun hatalı adrese tebligat çıkartması nedeni ile kesinleştiğini, buna bağlı olarak araçlarına haciz konulduğunu ve araçlarını kullanamadığını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2020/3802 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklının Levent Sönmez olduğu, borçlunun ise dosyamız davacısı olduğu, alacaklı tarafından hazırlanan takip talebinde davacı T1 tebligat adresinin "Kazımkarabekir Mahallesi, 4221 Sokak No: 7 Yüreğir/ADANA" olarak yazıldığı görülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup hükmün şikayet eden davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Şikâyet eden alacaklı vekili, haciz mahallinde hazır bulunan borçlunun oğlu tarafından demirbaşların kiralandığı iddiasında bulunulduğunu, bu iddia üzerine icra memurunun haciz talebini reddettiğini, oysa ki icra memurunun haciz işlemini yaparak diğer tarafın istihkak iddiasını haciz zaptına yazması gerekirken haciz talepleri reddedilerek haczin sonlandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, 05.05.2015 tarihli haciz taleplerinin reddine ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      AŞ nezdinde bulunan hesaplarına haciz koydurarak hesaplardaki paranın gönderilmesini istemesi üzerine, ilgili bankaca söz konusu hesaplar üzerine başka bir takip dosyasından (İskenderun 1.İcra Müdürlüğünün 2006/2701 Esas sayılı takip dosyasından) haciz konulması nedeniyle paranın gönderilmediği, bunun üzerine İskenderun 1.İcra Müdürlüğünün 2006/2701 Esas sayılı dosyasına müzekkrere yazılarak hacizlerin devam edip etmediğinin sorulduğu, cevaben alacağın likit olması nedeniyle hacizlerin süresiz devam ettiğinin bildirildiği, bunun üzerine alacaklı tarafından İskenderun 1.İcra Müdürlüğünün 2007/2701 Esas sayılı takip dosyasındaki bu işleminin İİK'na aykırı olduğu ileri sürülerek, icra memurunun işlemi şikayet edilmek suretiyle, borçlunun Fortisbank AŞ nezdindeki hesaplarına İskenderun 1.İcra Müdürlüğünün 2006/270 Esas sayılı dosyasından konulan hacizlerin düştüğünün tespiti ile hesaplardaki paranın dava konusu takip dosyasına (Acıpayam 1.İcra Müdürlüğünün 2006/934 Esas sayılı dosyasına) isabet...

        Somut olayda; davaya konu 612 Ada, Bodrum Kat 2 Nolu taşınmazın daha önceden üzerine konulan 120.000,00 TL bedelli ipotek nedeniyle 17/02/2006 tarihinde 3. kişiye satıldığı halde, 12/09/2012 tarihinde yapılan ihale ile davacıya da satıldığı ancak satışın yapılan ilk satış bedelini dahi karşılamadığından davacının taşınmazın dava tarihindeki değerinin tahsiline dair talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 5. maddesinde; “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak İdare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalar adliye mahkemelerinde bakılır” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan madde uyarınca ..., icra memurunun kusuru nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumludur....

          Şu durumda; davacı takip borçlusuna kıymet takdir raporunun ve satış ilanının tebliğine ilişkin yurtdışı tebligatın usulüne uygun olduğunun ve satış tarihinden önce icra dosyası ile satıştan haberdar olan davacı borçlunun, ihalenin feshi davası açmaması nedeniyle satışın kesinleşmesine neden olduğunun ve zararın doğmasında ağır kusurunun bulunduğunun kabulü gerekmekte olup artık icra memurunun hatalı eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı kurulamaz. Bu nedenlerle maddi tazminata hükmedilmesi doğru değildir. İcra ve ... Kanunu’nun 5. maddesi gereğince devletin sorumluluğunda, davacının manevi tazminat isteminin kabul edilmesi için ...’nın 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu kapsamdaki sorumluluk da kusura dayalıdır. Bu itibarla davalının manevi tazminattan sorumlu tutulabilmesi için icra memurunun kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup ağır olmasa da kusurlu olması gerekmektedir (.... Prof. B. Kuru, İcra ve ......

            Somut olayda, dava dışı icra memurunun yargılandığı ceza dosyasında, icra memurunun, davacının icra takibine itirazı doğrultusunda takibin durdurulmasına karar vermesi gerekirken sehven takibi kesinleştirip davacı hakkında haciz işlemleri yaptığı maddi olgu olarak tespit edilmiş olup icra memurunun kasıtlı bir eylemde bulunmadığı gözetilerek beraatine karar verilmiştir. Dolayısıyla, icra memuru hakkında verilen beraat kararı, icra memurunun kusurunun bulunmadığını değil kasıtlı bir eyleminin bulunmadığını tespit etmiştir. Eldeki dava dosyası ve ceza dosyası içeriğine göre, icra memurunun, davacının süresinde yaptığı itirazı gözden kaçırarak takibi kesinleştirdiği ve davacı hakkında haciz işlemleri uyguladığının sabit olduğu, icra memurunun kusurlu eylemi ile davacının zarar gördüğü anlaşılmakla davacının uğradığı maddi ve manevi zararlardan İcra ve İflas Kanunu’nun 5....

            İcra Müdürlüğünün 2019/1514 talimat sayılı dosyasında 15 Kasım 2019 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, bir kısım mallar yönünden haczin uygulandığı, alacaklı vekilinin haciz mahallinde bulunan kolilerin haczine yönelik talebinin icra memurunca koliler üzerinde yazan alıcı ve gönderici isimlerinin borçluya ait olmadığından bahisle reddedildiği, bu karara karşı alacaklı vekilinin şikayet yoluna başvurduğu, şikayetin kabulüne karar verildiği, İcra İflas Kanunu 79, 82 ve 85. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde icra memurunun haciz talebini kural olarak yerine getirme konusunda takdir hakkının bulunmadığı, icra memurunun sadece haczi istenilen malın haczinin mümkün olup olmadığını değerlendirebileceği, bu nedenle haczi istenen koliler üzerinde borçlunun ismi yazmadığı gerekçesi ile haciz talebini reddetmesinin yasaya uygun olmayıp şikayetin kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu, her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen 30 Haziran 2020 tarihli ek...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Satış memurunun işleminden dolayı konulan tedbirin kaldırılması Uyuşmazlık, Mahkemece satış memurunun usulsüz olan işlemi nedeniyle verilen tedbir kararının kaldılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre, temyizen inceleme görevi Yargıtay 12. Hukuk Dairesine aittir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu