Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

haciz esnasında istihkak iddiasında bulunan kişinin haciz konusu malların asıl borçluya ait olduğunu ikrar etmesine rağmen ve ilk haciz işleminden ikinci haciz işlemi süresi müddetince ilgili işletmede herhangi bir devir işlemi gerçekleştirmiş olmamasına rağmen, ikinci haciz sırasında hala malların ilk hacizde istihkak iddiasında nulunan şahsın üzerinde olmasına rağmen mahalde bulunan diğer kişinin imza sirküsünü göstererek sanki vergi levhasıymış gibi izlenim uyandırmak suretiyle yeni mal sahibi süsü vererek icra memurunun ise bu durumu kontrol etmeksizin imza sirkisünün durum tespiti için yeterli gördüğünü, çünkü ilk haciz sırasında mallarda istihkak iddiasında bulunan şahıs; ikinci haciz esnasında bulunmasına ve malları ikinci haciz sırasında, istihkak iddiasında bulunan kişiye ait olduğunu söylememesine rağmen yapılan işlem hukuka aykırı olduğunu, icra memurunun evvela ilk haciz sonrasında vergi levhası üzerinden işletmenin devrinin olup olmadığının kontrolü ile işlem tesis etmesi...

Mahkemece; Tebliğ yapılan adresin mernis adresi olduğundan geçerli olduğu değerlendirilmiş ise de; tebligat adresinin adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğu tebliğ evrakında belirtilmediğinden tebliğ işlemi usulsüz olduğu gibi öncelikle Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine göre bilinen adrese tebliğ işlemi yapılmadan borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliği de usulüne aykırıdır....

    DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, 6102 Sayılı TTK'nın 553. maddesi uyarınca tasfiye memurunun sorumluluğu nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış Ankara .... İş Mahkemesi'nin 2008/66 Esas sayılı, Ankara .... İcra Dairesi'nin 2011/9297 Esas (Yeni 2013/5281 Esas) sayılı, Ankara .... İcra Dairesi'nin 2010/10966 Esas (Yeni 2013/5496 Esas) sayılı dosyaları dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; zamanaşımı, davalı tasfiye memurunun kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuru ile ihlal edip etmediği, etmiş ise davacının zararına neden olup olmadığı, zarara neden olmuş ise tutarı hususlarından kaynaklanmaktadır....

      reddine karar verilmesi gerektiği ve işlemi gerçekleştiren icra müdürünün olaydaki kusur durumu düşünüldüğünde %25 oranındaki hakkaniyet indirimi az daha üst seviyede bir hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        Esas sayılı dosyası ile 04/09/2019 tarihinde rücuen tazminat davası açtığı, ayrıca sözkonusu şirkete karşı Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibi bulunduğu, şirketin tasfiye sonucu ticaret sicilinden kaydının silinmiş olması nedeniyle davacının rücuen tazminat davasına ve icra takibine devam edebilmek için iş bu ihya davasını açtığı anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu'nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 636 - 644. maddeleri arasında limited şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir....

          Zira bu belgeleme işlemi, devam eden işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Beyanı alınan komşu ismi yazılmadan yapılan tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun'un 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüzdür. O halde mahkemece, meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü ile borçlunun esasa ilişkin şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Maddesi uyarınca aciz belgesi düzenlenmesi için icra müdürlüğüne başvurulduğunu, icra memurunun 18.03.2022 tarihli kararı ile taleplerinin reddine karar verildiğini, icra memurunun 18.03.2022 tarihli usul ve yasaya aykırı kararının iptaline karar verilmesi için dava açıldığını, Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/181 E. Sayılı dosyası ile açılan memur muamelesini şikayet davasında davanın reddine karar verildiğini, iş bu karar üzerine mahkeme kararında belirtilen eksikliklerin giderilmesi için icra müdürlüğü nezdinde işlemler yapıldığını ve İ.İ.K'nun 143. maddesi uyarınca aciz belgesi düzenlenmesi için icra müdürlüğüne başvurulmuş ise de icra müdürlüğünün 06.09.2022 tarihli kararı ile taleplerinin reddine karar verildiğini belirterek şikayetin kabulü ile icra memurunun 06.09.2022 tarihli kararının iptaline, aciz belgesi düzenlenmesi hususunda icra memuruna talimat verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalının davaya karşı yazılı bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/09/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, icra memurunun hatalı işlemi nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, alacağını tahsil amacıyla ...5. İcra Müdürlüğünün 2007/1779 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun maaşı ve emekli ikramiyesine haciz konduğunu, 24/04/2009 tarihinde müdürlüğe vekalet eden İcra Müdür Yardımcısı ...'...

              DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı T9 açısından İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi, diğer davalılar açısından haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır....

              Şu durumda; dava konusu olayın gerçekleşme biçimi, işlemi gerçekleştiren icra müdürünün olaydaki kusur durumu düşünüldüğünde %25 oranındaki hakkaniyet indirimi az olup somut olayın özelliğine uygun düşmemiştir. Daha üst seviyede bir hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Temyiz edilen kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a-b) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı ve fer'i müdahil yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalı ve fer'i müdahilin diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve fer'i müdahilden peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/11/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, İİK'nun 5. maddesinde düzenlenen icra memurunun kusurlu davranışı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. İİK'nun 79. maddesi uyarınca haczedilecek mallar başka yerde ise, esas icra dairesi haczin yapılması için malların bulunduğu yerdeki icra dairesine talimat yazar....

                UYAP Entegrasyonu