Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlunun kefalet beyanını içerir icra tutanağının incelenmesinde, "borçlu olan oğlum Fatih Erbaş'ın doğmuş ve doğacak tüm dosya borcu için icra kefili olmayı, ödeme emrinin icra müdürlüğünde tebliğ edilmesini talep ediyorum ve dosya borcuna herhangi bir itirazım yoktur" şeklinde beyanda bulunduğu, icra kefalet tutanağında borç miktarının belirtilmediği anlaşılmakla mahkemece icra emrinin davacı yönünden iptaline ilişkin kararın yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Somut olayda, icra emrinin iptaline karar verilmesinden sonra alacaklının 15.06.2020 tarihli talebi ile ipotek belgesinin akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmi örneğini icra müdürlüğüne ibraz ederek borçlulara yeniden icra emri tebliğ edilmesini istediği, takip dosyası içinde ve Uyap sisteminde bu tarihten sonra düzenlenmiş yeni bir icra emrinin bulunmadığı görülmüştür. O halde, yukarıda bahsi geçen mahkeme kararı ile önceki icra emri iptal edildiğine göre bu kararın takip dosyası bakımından bağlayıcı olduğu dikkate alınarak, borçlulara itiraz haklarını kullanabilmelerine imkan verecek şekilde yeniden icra emri düzenlenerek tebliği gerekirken, iptaline karar verilen icra emrinin tebliğ edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu yöndeki şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Sayılı ilamına göre, 03/11/2021 tarihinde şikayetin kısmen kabul edilerek Alanya İcra Müdürlüğü'nün 2020/3122 esas sayılı icra takip dosyasında borçlu adına gönderilen 18/02/2020 tarihli ödeme emrinin iptal edilerek ödeme emrinin 03/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği, borçlu vekilince 22/10/2020 tarihinde icra dairesinde borca itiraz edilmiş olduğunun aşikar olduğu, dolayısıyla mahkememizde tahliye davası ikame edilmiş olsa da, tebliğ tarihi düzeltilmiş ödeme emri ve borca itiraz dilekçesi inceleniğinde tahliye davasının şartlarının oluşmadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

    İcra Müdürlüğünde borca ve takibe itiraz edildiğinden İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2020/24338 Esas sayılı dosyasına konu icra takibinin DURDURULMASINA" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı adına ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, takipten haberdar olduğunu, vekil aracılığı ile itiraz etme imkanı olmasına rağmen itiraz etmediğini, vekaletname tarihinin 26/12/2018 tarihi olup, davacının yurt dışında olduğu varsayımında dahi yurt içinde yetkilendirdiği, vekilinin bulundurduğunu, vekilin itiraz etme imkanının bulunduğunu, davacının yurt dışında olduğu ve itiraz etme imkanı olmadığına yönelik mazeretinin somut deliller ile ispat edilemediğini, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulünü talep etmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/05/2019 NUMARASI : 2019/112 ESAS 2019/258 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|Takibin Taliki Veya İptali|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/112 Esas 2019/258 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu (ipotekli taşınmaz maliki) vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 8....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2022 NUMARASI : 2021/550 ESAS- 2022/122 KARAR DAVA KONUSU : İCRA EMRİNİN İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2018/22846 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip kapsamında 06/09/2018 tarihinde gönderilen icra emrinin iptali için İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/967 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, Bölge Adliye Mahkemesince icra emrinin iptaline karar verildiğini, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini ancak müvekkiline 07/10/2021 tarihinde yeniden icra emri gönderildiğini, bu işlemin TMK 2.maddeye açıkça aykırılık teşkil ettiğini, hesap kat ihtarnamesine itiraz edildiğini, davacının borcu bulunmadığını, borca, ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini bildirerek, icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

      Maddesinin uygulanması yönünden şikayetlerin ve iflas yolu ile takip yapılamayacağına yönelik şikayetin İcra Hukuk Mahkemesine yapılacağını, aynı şekilde ödeme emri ve icra takibinin iptali taleplerinin de yine icra hukuk mahkemesinden isteneceğini, bu nedenle itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı yönündeki kararın doğru olmadığını beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve itiraz ve şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Davacı tarafça, İİK'nın 43. Maddesi kapsamında takip yolunun ikinci kez değiştirilmesi işleminin hatalı olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, iflas takibi yapılması şartlarının bulunmadığı şikayetlerinin yanında, davacının iflasa tabi şahıslardan olmadığı ve borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini bildirerek takibe itirazda bulunulduğu görülmüştür....

      İstinaf Sebepleri Şikayet dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmekle ödeme icra emrinde borcun sebebinin dayandığı ilgili belgelerin eklenmediği, takipte ve icra emrinde borcun sebebinde bir takım açıklamalara yer verilmiş olsa da anılan icra takibinin neye istinaden başlatıldığının belirsiz olduğu, ödeme icra emri belgelerinin icra dosyasına eksik sunulduğu gibi eksik olarak tebliğ edildiği, düzenlenen ödeme icra emrinin usul ve yasalara aykırı olduğu ileri sürülmüştür. C....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 23/09/2014 tarih, 2014/17347 Esas - 2014/22211 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK’nun 62. maddesine göre; “...itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.” Aynı kanunun 66. maddesinde de, müddeti içinde yapılan itiraz ile takibin duracağı, itiraz müddetinde değil ise alacaklının talebi üzerine icra müdürünün takip muamelelerine alacağın tamamı için devam edeceği hükme bağlanmıştır....

          Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan, yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, bir hukuki sonuç doğurmaz. O halde mahkemece, borçlunun isteminin bu nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu