Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ipotek limit ipoteği olmasına rağmen tüm borçtan sorumlu imiş gibi icra emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu söyleyerek takibin ve icra emrinin iptalini istemiştir....

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca; ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda; örnek 10 numaralı ödeme emrinin 07.10.2013 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun 09.10.2013 tarihinde (yasal sürede) icra mahkemesine başvurarak, dayanak senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla borca itiraz ettiği, anılan itiraz dilekçesinde tahrifat iddiasında bulunmadığı, borçlu tarafından mahkemeye sunulan 11.02.2014 tarihli dilekçe ile ise, senette tahrifat yapıldığı yönünde borca itiraz edildiği görülmüş olup, tahrifat iddiasının (5) günlük yasal itiraz süresi geçirildikten sonra ileri sürüldüğü anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2022/8572 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının ödeme emrine itiraz etmediğini, borcunu da ödemediğini, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/77 D.İşsayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararı kapsamında adreslerine hacze gidildiğini ancak iş yerinin terk edilmiş durumda olduğunu, ikinci çek olan 25/05/2022 tarihli 8025561 seri numaralı 192.500,00 TL bedelli çekin de karşılıksız çıkması nedeniyle İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü'nün 2022/10206 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının ödeme emrine itiraz etmediğini ve borcunu da ödemediğini, üçüncü çek olan 05/06/2022 tarihli ....seri numaralı 388.000,00 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle Ankara 3....

      İcra mahkemesince bu husus kendiliğinden (resen) gözetilmelidir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; borçlular T1 ve T2 ödeme emrinin tebliğ edildiği 07/08/2018 tarihinde henüz reşit olmadıkları, takip ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen borçlulara çıkartılan ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, küçüğü velisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, ödeme emrinin veliye tebliği zorunlu olup bu husus, kamu düzenine ilişkindir....

      Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte borçlular tarafından, ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine icra mahkemesine yapılan başvuruda, ileri sürdüğü hususlar İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. O halde, takibin şekline göre borçlular vekilinin icra dairesi yerine mahkemeye başvurusu sonuç doğurmayacağından, mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

        İlk derece mahkemesi kararında özetle: Alacaklı davalı tarafından davacı borçlu aleyhine girişilen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emrinin davacıya 01/07/2021 tarihinde tebliğ üzerine borçlunun mahkemeye başvurarak borca itiraz niteliğindeki iddialarını ileri sürdüğü anlaşıldığı, İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, borçluya gönderilen ödeme emrinin 01/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09/07/2021 tarihinde mahkemeye başvurarak borca itiraz niteliğindeki iddialarını ileri sürdüğü ve açıkça ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmediği, bu itibarla davanın ödeme emrinin tebliğinden itibaren işleyen yasal 5 günlük süresinde ileri sürülmediği anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır...

        İİK'nın 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İcra kefiline karşı ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. Fakat, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s: 767) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas 1. cilt, s: 834) (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002). Somut olayda, şikayetçi 21.11.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlulardan Kaplan Transformatör....Ltd.Şti. için icra kefili olmuş, icra emrinin 04.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

          Mahkemece, ödeme emrine karşı 7 gün içinde icra dairesine itiraz edilmediği, icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olup, istinaf dilkeçesinde icra emrinde kanun yollarının, itiraz mercinin yanlış gösterildiği, icra emrinin usule aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, Uyapta "takip açıldıktan sonra dosyaya eklenen takip talebi ve ekleri " kısmında yer alan ödeme emrinde kanun yollarının ve itiraz merciinin doğru bir şekilde yazıldığı, seçilen takip şekline göre, tüm itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine yapılması gerektiği, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, HMK.355 mad....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 14/10/2020 tarih 2020/88 esas 2020/232 karar sayılı mahkeme kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 22/10/2019 tarih 2019/43515 esas 2019/86168 karar sayılı kararına istinaden Adana 5.İcra Dairesinin 2019/13988 esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, Sigorta Tahkim Komisyonu kararına karşı itiraz yoluna başvurulduğunu, itiraz kararı verilmeden önce icra dosyasında bir takım banka haciz işlemleri uygulandığını, verilen kaldırma kararı gereğince icra işlemlerinin olduğu yerde duracağını, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin yeni kararı çerçevesinde yeniden icra emri gönderildiğini, yeni icra emrine konu takibin kesinleşme süresi içerisinde borcun ödenmesinin müvekkili tarafından kabul edilmesi sebebiyle 10/02/2020 tarihli talepleriyle dosyanın infazen...

          DAVA Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde; düzenlenen 09.02.2021 tarihli ilk ödeme emrinin müvekkili şirket tarafından 11.02.2021 tarihinde tebliğ alındığı, 18.02.2021 tarihli dilekçe ile ilgili ödeme emrine karşı itirazlarının süresinde usulüne uygun olarak İcra Müdürlüğüne sunulduğunu, İcra Müdürlüğünce 19.02.2021 tarihli karar ile icra takibinin durdurulmasına rağmen aynı dosyadan 22.02.2021 tarihli ikinci bir ödeme emri düzenlendiğini ve bu ödeme emrinin müvekkili şirkete 23.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz edilerek durmuş olan bir takipte itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden yeniden bir ödeme emrinin gönderilmesinin mümkün olmadığını, ikinci ödeme emrinde borcun sebebi olarak "16.11.2015 tarihli sözleşmeden doğan alacağın tahsiline ilişkindir" denildiği, ancak sözleşme suretinin tebliğ zarfından çıkmadığını beyan ederek ikinci ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. II....

            UYAP Entegrasyonu