Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinde bulunmuştur. Mahkemece, 16/02/2022 tarihli ara karar uyarınca, "Davacı vekilinin 19/01/2022 tarihli dilekçesinde davacının 05/02/2021 tarihinde davalı ...'ın sebep olduğu trafik kazası nedeniyle sigorta poliçe teminatının yetersiz kalacağından ihtiyati haciz talep etmiş olsa da mahkememizce henüz delillerin toplanmadığı, her ne kadar davacı vekilince sunulan maluliyet raporunda maluliyet oranı % 43 olsa da sigorta poliçesinde teminat limitinin aşılıp aşılmayacağı hususunun bu aşamada belirsiz olduğundan davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerektiği" gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından 16/02/2022 günlü ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (4.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Dairesinin 2020/4057 esas sayılı takip dosyasından 02/03/2021 tarihinde haciz konulduğu, davacının dosya alacağına haciz ekleme evrakını "Vatandaş Portal Uygulaması" ndan ilk olarak 06/09/2021 günü saat 13:15'de açarak okuduğu ve bu şekilde davacının şikayete konu haciz işleminden bu tarihte haberdar olduğu, öte yandan alacaklı vekilinin bu tarihten sonra 19/10/2021 tarihinde borçlu vekiline icra emri gönderilmesi, 24/11/2021 tarihinde takibin kesinleştirilmesi ve 14/12/2021 tarihinde de borçlu aleyhinde haciz taleplerinde bulunduğu, davacı alacaklı vekilinin dosya alacağına haciz konulduğunun en geç bu tarihlerde haberdar olmasına rağmen öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16. maddesinde düzenlenen yedi günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra 28/12/2021 tarihinde şikayette bulunulduğu, haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın süreden reddine, yapılan ödemelerin reddiyatının yapılması talebinin reddine karar verilmiştir....

      Mahkemesince davacının geçici ödeme istemi konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olup davacı vekili ilk derece mahkemesince bu konuda karar verilmediğinden dairemizce bu hususta karar verilmesini ve yine davalıların mal varlığına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş ise de ilk derece mahkemesince verilen hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği HMK 341. Maddesinde düzenlenmiştir, HMK 341 maddesi: " İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir: a) Nihai kararlar. b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." karşı istinaf yoluna başvuru yapılabilir....

        Trafik kazasında davalıların malvarlığının HMK 389. maddesi kapsamında dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün değildir. Dava konusu uyuşmazlıktan kasıt malvarlığının mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olmasıdır. Davacının amacı trafik kazasından kaynaklanan tazminat alacağını güvence altına almak olduğuna göre, bu talebin niteliği itibariyle ihtiyati haciz istemi olarak ileri sürülmesi gerekir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda "ihtiyati tedbir" talebinin, bu gerekçe ile reddi doğru olduğundan, ihtiyati tedbire yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Bu karara karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden başvurunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir....

          ın olayın olduğu 29/04/2015 tarihinden vefat ettiği 26/10/2015 tarihine kadar yoğun bakımda kaldığı, araç sürücüsünün ..., malikinin de ... olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından aracın zorunlu trafik mali sigortasının ... poliçe numarası ile yapıldığını, olayın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kesin kusur durumunun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkabileceği, iş bu nedenle öncelikle gerçek şahıs iki davalının ... plakalı araçları ile tespit edilecek diğer araç ve taşınmazlarına teminatsız ihtiyati haciz nitelikli tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davacıların her biri için ayrı ayrı 1.000-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesini, tazminata ölüm tarihi olan 26/10/2015 gününden itibaren ticari faiz uygulanmasını, gerçek kişi davalılar ... ve ...'...

            Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Somut olayda; ... 1. İcra Müdürlüğü 2008/2134 Esas sayılı takip dosyasında muris adına kayıtlı araç olduğu tespit edilmekle araçlar üzerine haciz işlendiği, ancak mahkemece murise ait ölüm tarihi itibariyle araç bulunup bulunmadığının ilgili Emniyet Müdürlüğünden sorulmak suretiyle araştırılmadığı ve yine mahkemece murise ait mevduat bulunup bulunmadığının yalnızca İş Bankası ve Ziraat Bankasına sorulak suretiyle eksik olarak araştırıldığı görüldüğü gibi, muris adına kayıtlı olduğu anlaşılan ... ili, ... ilçesi, ......

              Dava konusu haciz işleminin uygulandığı tarihte trafik kaydına tescil edilmemiş olmakla birlikte, söz konusu aracın davacı kurumun mülkiyetinde bulunduğu hususu ihtilafsızdır. Kendi mülkiyetindeki bir araca uygulanan haciz işlemine karşı tasarruf hakkının kısıtlanmış olması nedeniyle davacı kurumun doğrudan dava açma hak ve ehliyeti bulunmaktadır. Bu durumda, mülkiyetinde olduğu ihtilafsız olan bir araca uygulanan haciz nedeniyle davacı kurumun dava açma ehliyeti bulunduğundan, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, ... Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının, davanın esası incelenerek bir karar verilmek üzere bozulmasına 27.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                G E R E K Ç E Uyuşmazlık, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin açılan dava sebebiyle yargılama sırasında istenen geçici hukuki koruma tedbiri talebinin reddine karar verilmesinden kaynaklanmaktadır. Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde maddi tazminat istemi yanında davalının aracına devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla trafik kaydına ihtiyati haciz konulmasını istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemli davada, davalılara ait taşınır, taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını üzerine İİK'nın 257 vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir. Mahkemece 21.03.2022 günlü ara karar ile; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İİK.nun 257- 268 maddelerindeki düzenlemeye göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması veya muacccel olmamakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu